«Üst sınır ipoteği» (=«maksimal ipotek»=«teminat ipoteği»=«azami meblağ ipoteği») olarak kurulmuş olan ipoteklerin, ipotek akit tablosunda «ipoteğin, borcun eklentilerini de kapsayacağı» (faiz, gider vergisi gibi eklentilerin de ana paraya ekleneceği) öngörülmüş dahi olsa, ipotek veren kişilerin sorumluluğunun yine limitle sınırlı olacağı (MK. 851) (Üst sınır ipoteğinde, borçluların sorumluluğu limitle sınırlı bulunduğundan, kredi sözleşmesinde açıkça «limiti aşan sorumluluk» öngörülmüş olsa bile, bunun hukuki sonuç doğurmayacağı)—
Üst sınır ipoteğinde alacaklının ancak -faiz vs. eklentiler de dahil olmak üzere- limitle sınırlı olarak takipte bulunabileceği–
Alacaklının «ipotek akit tablosu»nda belirlenmiş olan gerek «temerrüt faizi» ve gerekse «akdi faiz» oranına göre takipte bulunabileceği—
Üst sınır (limit) ipoteklerinde ipotekle teminat altına alınan ana borç, faiz, icra takip ve giderleri ile taraflarca kararlaştırılan fer’ilerden oluşan toplam borç miktarının ipotek limitini aşamayacağı, 743 sayılı MK. 769/I ve 766 madde hükümlerini yok saymaya yönelik kayıtların hukuki sonuç doğurmayacağı–
İpoteğin «bir yıl (altı ay) müddetle (vâde ile) faizsiz» olarak kurulmuş olması halinde, alacaklının belirtilen bir yıllık süre geçtikten sonra «temerrüt faizi» talep edebileceği—
Takip konusu alacağın rehin tutarı ile karşılanamayacağının belirgin olması halinde, «rehinle karşılanamayan alacak kısmı için» alacaklının «asıl borçlu» ve «kefilleri» hakkında tahsilde tekerrür almamak kaydıyla «genel haciz» veya «kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla» takip yapılabileceği—
Teminat mektuplarının paraya çevrilmesi sebebiyle oluşan alacağın, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte istenemeyeceği—
İpotek akit tablosundaki adresin borçlunun vekilinin adresi olması halinde, borçlu adına bu adrese tebligat çıkarılması ve tebliğ edilmeden geri dönmesi üzerine aynı adrese Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacağı—
Birden fazla taşınmaz üzerinde «rehin yükü bölünmeden» alacağın tümü için ipotek kurulabileceği, bu durumda taşınmazların her birinin alacağın belirli bir payı için kısıtlanmış olacağı-