İpotek bedelinin bir kısmı borçludan alarak bu miktar için alacaklının onu ibra ettiğini bildirmiş olması halinde bakiye alacak üzerinden taşınmazın satışa çıkarılması gerekeceği–
İlamda ‘ipotek alacağına faiz yürütüleceğine’ ilişkin herhangi bir açıklama bulunmaması halinde temerrüt takip tarihinden itibaren oluşacağından alacaklının takip tarihinden itibaren faiz talep edebileceği–
İpotek veren kişi konumundaki taşınmaz maliki ile, lehine ipotek verilen asıl kredi borçlusu arasında “zorunlu dava (takip) arkadaşlığı” bulunduğu; bu nedenle “asıl borçlu” takipte gösterilmeden, sadece “ipotek veren kişi” hakkında takip yapılamayacağı-
Borçlunun, daha önce ipotek ettiği taşınmaz hakkında ‘meskeniyet iddiası’nda bulunabilmesi için ipoteğin; ‘mesken kredisi, esnaf kredisi ve zirai kredi’ gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerektiği–
Üst sınır ipoteğinde, ipotekle teminat altına alınan ana borç, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan fer’ilerden oluşan toplam borç miktarının ipotek limitini aşamayacağı, limiti aşar şekilde takip yapılmasının süresiz şikayete neden olacağı–
İpotekli alacaklı ‘yetkili’ veya ‘taşınmazı bulunduğu yerdeki’ icra dairesinde takipte bulunabileceğinden; takip dayanağı acentelik sözleşmesinde ‘takibin yapıldığı İstanbul icra dairelerinin yetkili olduğu’nun kararlaştırılması halinde alacaklının İstanbul İcra Dairesinde takipte bulunabileceği–
İpotekli takiplerde borçluya ‘ödeme emri’ yerine ‘icra emri’ gönderildiği biçimdeki şikayetin, takibin şekline yönelik olup süreye tabi olduğu–
İpoteğin ‘üst sınır ipoteği’ (azami meblağ ipoteği) olması halinde borçlunun sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktar ile sınırlı olarak sorumlu olduğu–
İpotek akit tablosunda sayılan eklentilerin taşınmazlardan ayrı olarak haciz edilemeyecekleri–
Asıl borçlu ile beraber borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine ihbar yapılmadıkça borcun muaccel hale gelmeyeceği Muaccel hale gelmemiş bir borç için de icra takibi yapılamayacağı ve bu hususun, takip koşulu olduğu- İİK. mad. 149/b uyarınca alacağın muaccel olması gerektiği- Akit tablosunun incelenmesinde, "mevcut açık hesap, kambiyo senetleri ve sair belgelere müstenit borçlardan herhangi birisinin vadesinde ödenmemesi, borçlunun acze veya iflas haline düşmesi durumunda, herhangi bir ihtara gerek kalmaksızın tüm borçlarının muaccel hale geleceği" davacıya karşı taahhüt edilmiş olup, bu hüküm ile anılan takip koşulunu tarafların aralarında uygulamayacaklarının kararlaştırmış olduklarının kabulü gerektiği-