İpotek kapsamında kalan borcundan dolayı herhangi bir temerrüdü söz konusu olmayan borçlu hakkında yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin süresiz şikayet yolu ile iptali gerekeceği–
İpotek akit tablosunda ki ‘fekki (kaldırılması) bildirilinceye kadar müddetle ve bila faiz’ açıklamasının mevcut alacağı faiz istenebilmesinin, bir bildirimle borçlunun temerrüde düşürülmesi gerektiği şartına bağlandığını ifade edeceği; bu durumda borçlunun ‘ihtar’ ile temerrüde düşeceği ve alacaklının ihtar tarihinden itibaren geçmiş günler faizi isteyebileceği; borçluya icra (ödeme) emri tebliğ ettirmiş olan alacaklı vekilinin bu suretle ödeme talebini en ciddi ve en etkili biçimde borçluya iletmiş olacağı ve alacaklının birinci takibin icra (ödeme) emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihten itibaren faizi ile birlikte ipotekli alacağını isteyebileceği, önceki takibin düşmüş olmasının da ihtar yerine geçmesine engel teşkil etmeyeceği–
İpoteğin ’22 ay vadeli’, bila faizli olarak kesin borç ipoteği şeklinde kurulmuş olması halinde alacaklının 22 aylık süre sonunda takip tarihinden itibaren (yani 22 ay sonrası için) faiz de talep ederek borçlu hakkında takipte bulunabileceği–
Limit (üst sınır) ipoteğine dayalı takiplerde borçlu sadece ipotek akit tablosunda belirtilen miktarla sınırlı olarak sorumlu olacağından, takip tarihinden sonraki dönem için –limit dışında- talep edilen icra masrafı ve vekalet ücretinin iptaline karar verilmesi gerekeceği–
Birden fazla taşınmaz üzerinde aynı borçluya ait, aynı borç için müşterek (toplu) ipotek kurulmuş olması halinde, taşınmazların MK. 873 ve 889. madde hükmüne göre her birinin alacağın belirli bir hissesi için kısıtlanmış olacağı ve her bir taşınmazın ipotekle yükümlü olduğu miktar –bilirkişi marifetiyle- tespit edilerek belirlenmeden taşınmazın satışa çıkarılıp ihalesinin yapılamayacağı–
Alacağın tümünün rehinle karşılanamayacağının belli olması halinde, ‘tahsilde tekerrür olmamak kaydı’ ile borçlu hakkında ‘genel haciz’ yolu ile de takip yapılabileceği–
MK’nun 887. maddesi uyarınca taşınmaz malikinin üçüncü kişi olması halinde, alacaklının tapu malikine ihbarda bulunduktan sonra onun adına takip başlatarak bu takip dosyasını borçlu hakkında daha önce yapılmış olan takip dosyası ile birleştirerek takibi sürdürmesi gerekeceği–
Üst sınır ipoteğinde, ipotekle teminat altına alınan ana borç, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan fer’ilerden oluşan toplam borç miktarının ipotek limitini aşamayacağı, limiti aşar şekilde takip yapılmasının süresiz şikayete neden olacağı–
Borçlunun ipotekli takibe yönelik şikayeti üzerine mahkemece dosya üzerinden inceleme yapılarak şikayetin sonuçlandırılması halinde –alacaklı vekilin bu aşamada emek ve mesaisi olmadığından- borçlu aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği–
İpotekli taşınmazın borçluya ait değil de üçüncü bir kişiye ait olması halinde, sadece ‘asıl borçlu’ yada sadece ‘taşınmaz maliki üçüncü kişi’ hakkında takip yapılamayacağı, her ikisi hakkında birlikte takip yapılması gerekeceği yada sadece ‘asıl borçlu’ hakkında takip yapılmış ise sonrada ‘taşınmaz maliki üçüncü kişi’hakkında yapılan takiple, asıl borçlu hakkında yapılan takibin birleştirilmesi gerekeceği–