Mahkemece, takibe konu bono üzerinde imza incelemesi yapılması, akabinde imzanın şirket temsilcisine ait olmadığından bahisle İİK'nun 170/4. maddesi uyarınca alacaklı aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, istemin borca itiraz olarak değerlendirilmesi karşısında, alacaklının, itiraza konu bonoya dayalı icra takibi yapmasında kötü niyeti veya ağır kusuru olmadığından aleyhine tazminata hükmedilemeyeceğinin kabulü gerekeceği-
İİK 169/a maddesi uyarınca belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesinin gerekli olduğu-
Borçlunun imza atılı bir kağıdın ekleme yapılmak suretiyle bonoya dönüştürüldüğü ve bonodaki alacağa dayanak oluşturan bir ticari ilişkinin mevcut olmadığına dair iddiaları, ancak genel mahkemelerde açılacak bir menfi tespit davasında incelenebileceği, icra mahkemesinin bu husus inceleyemeyeceği-
Borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, dayanak çekin keşide tarihi itibariyle borçlu şirketin çift imza ile temsil olunduğu, takip dayanağı çek üzerinde tek imza bulunduğunu belirterek takibin iptalini istediği, bu haliyle borçlunun başvurusu borca itiraz niteliğinde olup, anılan itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca; itirazın kabulü kararı ile takibin duracağı-
Mahkemece; borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekeceği-
Borçlunun talebi İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olduğundan, borçlunun itirazının kabulü halinde takibin "durması" yerine "iptaline" karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipte yabancı para alacağının fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödeme talep edildiğine göre mahkemece 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre işlemiş faiz miktarı ile işleyecek faiz oranının belirlenmesi gerekeceği-
Senedin teminat senedi olduğu iddiasının İcra ve İflas Kanunu'nun 169/a maddesi kapsamında borca itiraz olduğu, aynı Kanun'un 169/a-5. maddesi uyarınca itirazın kabulü halinde takibin durmasına karar verileceği-
Takibe konu senedin teminat olarak verildiği ve alacağın yargılamaya muhtaç olduğu sabit olup mahkemece borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5.maddesi uyarınca takibin borçlu yönünden durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olmakla hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerektiği-
Dayanak senedin teminat amacıyla verilmesi sebebiyle takibin iptali talebi şeklindeki başvurunun, İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, anılan itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a-5. maddesi göre; itirazın kabulü kararı ile takibin duracağı-