İlamın, "şahsın hukuku" ile ilgili olmakla birlikte, tarafların şahsı ile ilgili hukuki durumlarında değişiklik yaratan bir sonuç doğurmayıp sadece mal varlığını etkilemesi halinde, icra takibe konulabilmesi için kesinleşmesi gerekmeyeceği-
Davalının mülkiyet iddiasının bulunmadığı, bağımsız bölümün kat karşılığı inşaat ve satış vaadi sözleşmesine göre davacı arsa sahibine düştüğünün tarafların kabulünde olduğu, taşınmazın fiilen ve hukuken teslime hazır olduğu halde davacı tarafça teslim alınmaktan imtina edildiğine ilişkin savunmada bulunduğu ve bu durumda ilamın infazı için kesinleşmesi gerekmeyeceği-
Takip dayanağı -ilamı ile aynen onaylanan- protokolde yer alan (müşterek çocuklar için) kira yardım alacakları faizleri ile birlikte talep edilmişse de, borçlunun belirttiği gibi aile mahkemesi ara kararıyla velayet davası sonuçlanıncaya kadar çocukların velayet hakkının geçici olarak babaya verilmesine karar verildiği görüldüğünden, boşanma protokolünün kiraya ilişkin kısımlarının yargılamayı gerektirir hale geldiği ve bu durumda takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Alacağa ilişkin ilamın, kesinleşmeden infaz edilebileceği- İlamın hüküm kısmının aynen infaz edilmesi gerektiği, "dar yetkili" icra mahkemesinin yorum, tahmin ve takdir yoluyla hüküm kısmını değiştiremeyeceği- İcra müdürünün de, itirazın iptaline ilişkin ilamın hüküm fıkrası ile bağlı olup, mahkeme kararını yorumlayarak işlem yapamayacağı- İtirazın iptaline ilişkin ilamın hüküm kısmında "5.384,83 TL üzeri"nden takibin devamına karar verildiğine ve hükümde açıkça, bu alacağın bir kısmının "asıl alacak", bir kısmının da "işlemiş faiz olduğu" belirtilmediğine göre, 5.384,83 TL'nin tamamının asıl alacak olarak kabulü ile faiz hesabının buna göre yapılıp dosya alacağının belirlenmesi gerektiği-
Takibe dayanak İdare Mahkemesi ilamında "davacının müstafi sayılmasına dair işlemin iptaline, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine" dair kısım eda hükmü içermediğinden ilamsız takip yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı,  ancak, anılan ilamdaki yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafından davacıya verilmesine hükmedildiğinden, hükmün bu kısmının eda hükmü içermesi nedeniyle ilamlı takip yapılması gerektiği-
4077 s. Tüketici Kanunu mad. 22'de atıf yapılan parasal sınırın -01.01.2013 tarihi itibariyle- 1.191,52 TL olarak belirlendiği; Tüketici Hakem Heyetinin kararına konu olan miktarın 1.575,00 TL olduğu dikkate alındığında, ancak tüketici mahkemelerinde delil olarak ileri sürülebileceği ve ilamlı takip yapılamayacağı-
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ilamına dayalı takip başlatmadan önce ödeme için idareye başvuru zorunluluğunun bulunmadığı-
Kural olarak ilamın kesinleşmemiş olmasının icraya konulmasına engel teşkil etmeyeceği; bu kuralın istisnalarının yine kanunlarda öngörülmüş olduğu- "Muhdesatın kal'ine" ilişkin ilamların kesinleşmeden takibe konulamayacağı-
1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerekeceğinden şikayetin kabul edilmesi gerektiği-