TÜRK TİCARET KANUNU > - BAŞLANGIÇ > - A) Kanunun uygulama alanı > - IV – Ticari davalar, çekişmesiz yargı işleri ve delilleri > Madde 4 - 1. Genel olarak (2)
Davalı ASKİ'nin tacir, davacının iddia ettiği olayın ise haksız fiil niteliğinde olduğu, dava konusu kazanın tacirler arası haksız fiil niteliğinde olduğu, davacının halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasının ticari dava olduğu gözetilerek; Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
Sigorta Hukukunun Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari dava olup asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Dava konusu aracın minibüs olup trafiğe tescil ruhsatında açıkça ticari olduğu bildirildiğinden TTK. mad. 4 hükmü dikkate alınarak davaya bakmakla görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğundan davanın görev yönünden reddi gerekirken yazılı şekilde işin esasının incelenmesinin doğru olmadığı-
Kambiyo senedi özelliklerini taşıyan bonodan kaynaklanan davaların, TTK. mad. 4/1-a ve 5/1 gereğince, "mutlak ticari dava" niteliğinde olduğu ve uyuşmazlığın ticaret mahkemesi tarafından çözümlenmesi gerektiği-
Davaya konu uyuşmazlığın taraflarından davacı ASKİ'nin gördüğü hizmet kamu hizmeti ise de faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle, davalı şirket ise ticaret şirketi olması nedeniyle tacir sayılacaklarından, uyuşmazlığın Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevi içinde olduğu-
Davacının işyerine ilişkin abonelik türünün ticarethane olduğunun anlaşılması karşısında, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre davacının tacir olup olmadığının araştırılarak tacir olarak kabulü halinde Asliye Ticaret Mahkemesinin uyuşmazlıkta görevli olduğu; tacir sayılmaması halinde ise davanın Asliye Hukuk Mahkemesi 'nde görülmesi gerektiği-
Davaya Tüketici Mahkemesinde bakılabilmesi için davanın taraflarından birinin tüketici olması ve uyuşmazlığın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun uygulanmasından doğması gerektiği, somut olayda uyuşmazlık Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi'den kaynaklanmakta olduğuna göre 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde düzenlenen bankacılık işlemlerinden olup mutlak ticari davalardan olduğu, bu durumda aynı Yasa'nın 5. maddesi hükmü uyarınca ticari davaların uyuşmazlığın görüldüğü yerde ayrı bir Ticaret Mahkemesi bulunmaması halinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği, Asliye Hukuk Mahkemesi ile Tüketici Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu, bu durumda mutlak ticari dava niteliğindeki somut uyuşmazlığa Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmesinin mümkün olmadığı, görevin, kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmesi gerektiği, o halde mahkemece ticari dava niteliğindeki davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılmayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-
Uyuşmazlığın tüketici kredisi niteliğindeki Bireysel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, 6502 Sayılı T.K.H.K.'nun 3/1-l, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan mahkemece işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı-