Kambiyo senedine dayalı menfi tespit davasında görevli asliye mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu-
Genel kredi sözleşmesine teminat olarak tesis edilen ipoteğin fekki istemine ilişkin davaların ticari dava olduğu-
Zamanaşımına uğramış bonoya dayalı olarak temel ilişkiye dayanılarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali davasının asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Alacak ve itirazın iptali davalarının konusu ticari satıştan kaynaklanmakta olup yine birleşen dava menfi tespit davasının konusu da kambiyo senedi ile borçlu olunmadığının tespitine ilişkin olduğundan, olayın ticari nitelikli olduğu ve davanın açıldığı tarih itibariyle ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un yürürlüğe girmesinden sonra kredi kartına dayalı açılan davanın "tüketici mahkemesi"nde görülmesi gerektiği-
Kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davasının asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Kambiyo senedine dayalı menfi tespit davasının asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
6102 sayılı TTK. mad. 4 uyarınca bir davanın ticadi dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya mutlak ticari davalardan sayılması gerekeceği- Dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli olup, asliye ticaret mahkemeleri ile asliye hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu-
Bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemiyle açılan davanın asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davalı bankaya dava dışı şirketin kredi borcunun teminatı olarak ipotek veren kişi tarafından açılmış istirdat istemine ilişkin davanın genel kredi sözleşmesinden kaynaklanıp TTK. mad. 4 uyarınca ticari dava mahiyetinde olduğu- Mahkemece görev hususunun resen gözetilerek ticaret mahkemesinin görevli olması nedeniyle red kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-