Vasiyete konu taşınmazların bir bölümünde mirasbırakanın kendisinden önce ölen annesinin, bir kısmında ise kendisinden önce ölen eşinin malik oldukları, yani vasiyete konu taşınmazların bir bölümünün elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, yine vasiyete konu bir taşınmazda kat irtifakı tesis edilmiş olduğu anlaşıldığından, mahkemece, infazı kabil karar verme ve doğru sicil oluşturma ilkeleri uyarınca; (asıl davada) davacılara, mirasbırakanın (annesi ve eşinden intikal edecek olan) hissesi yönünden elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi için dava açmak üzere süre verilmesi, açılacak olan davanın bekletici sorun yapılması ve ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Mirasbırakana intikal edecek olan hissenin elbirliği mülkiyeti halinde davacılar (ve davalı) adına tesciline karar verilmesinin hatalı olduğu- Kat irtifakı tesisi yoluyla oluşan her bir bağımsız bölüm hakkında (mirasbırakanın payı ile davacılar adına tescil edilen paylar açıkça belirtilerek) karar verilmesi gerektiği, üzerinde işlem yapma kabiliyeti kalmayan imar parseli üzerinden karar verilemeyeceği- Taleple bağlılık ilkesi uyarınca; mirasçı olarak atanan kimseye karşı açılan tenkis davasının kabulü halinde davacıların saklı payları oranında tenkise, (vasiyete konu edilen taşınmazlarda davacıların saklı payı oranında iptal ve tescile), geriye kalan payın ise mirasbırakan üzerinde bırakılmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği-
Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davalı vekilinin süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesiyle temliken tescil talebinde bulunmasına rağmen, mahkemece bu talep yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı tarafça, dava dilekçelerinde talep edilen ecrimisil toplam 15.000 TL olarak belirtildiğine, yargılama devam ederken talep miktarı arttırılmadığına göre, talep aşılarak toplam 18.037,93 TL ecrimisilin davalı taraftan tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Elatmanın önlenmesi talebinde bulunmasına karşın kal'e ilişkin de karar verilemeyeceği-
Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun; icra müdürlüğünce İİK'nun 24. maddesi uyarınca tespit edilen araç bedeline ve bu tespite ilişkin ........... tarihide tebliğ edilen bilirkişi raporuna yönelik şikayeti ile ilgili inceleme yapılıp, işbu şikayeti ile ilgili olarak bir karar verilmesi gerekirken, taleple bağlılık ilkesine aykırı davranılarak talepten başka bir şeye, daha önce yargılama konusu yapılarak reddedilen bir talep hakkında hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Talepten fazla ecrimisile karar verilemeyeceği-
Ecrimisil talep ettiği son döneme ilişkin talep aşılarak fazlasına karar verilemeyeceği-
Mahkemece, dava konusu olmayan bu payı da kapsar şekilde (davacı lehine) iptal ve tescil kararı verildiğinin anlaşıldığı, bu şekli ile hükmü temyiz eden (ve esasen ... ... mirasçıları olan) bir kısım davalılar ... ve arkadaşlarının bizatihi murislerinden kendilerine intikal eden (ve dava konusu olmayıp) akabinde devir ettikleri 1/8 paya yönelik temyizde hukuki yararlarının bulunduğu, o halde mahkemece, ... ... ait 1/8 miras payı oranında hissenin dahili davalı şirket uhdesinde bırakılmasına karar verilmesi gerekirken (dava konusu edilmeyen) bu hisse de dahil edilerek dahili davalı şirketin tüm paylarının iptaline yönelik hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece dava dilekçesiyle talep edilmeyen 7786 parsele de müdahalelerinin önlenmesine karar verildiğinin anlaşıldığı, buna göre, davacının talebi aşılmak suretiyle 7786 parsele yönelik elatmanın önlenmesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Birleşen davada, davacı tarafça davalıların dava konusu taşınmazdaki haksız işgalleri nedeniyle 01.05.2013 – 30.06.2015 arası süreyi kapsamak üzere ve fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 11.800,00 TL ecrimisilin, işgalin başlangıcından itibaren kademeli faiziyle birlikte davalılardan tahsili suretiyle talepte bulunulduğu halde; mahkemece, yalnızca asıl dava hakkında hüküm tesis edilerek anılan birleşen davadaki talep hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir bir karar verilmemiş olmasının HMK ilkelerine aykırı olup, hükmün bu yönüyle bozulması gerektiği-