Asıl davada temliklerin muvazaalı olduğu saptanmak sureti ile davanın kabul edilmesinde kural olarak bir isabetsizlik bulunmayıp, mirasbırakan ... taşınmazlarda 1/4 payı temlik ettiği halde davacının dava dışı üçüncü kişilerden temlik aldığı payların da iptal tescil kapsamına alınmasının doğru olmadığı-
Muris muvazaasına dayalı davada iddiaların yazılı belge ile, yazılı belge yok ise yemin delili ile kanıtlanması gerekeceği- Taraflar arasında düzenlenen ve davalı tarafından imzası inkar edilmeyen belge yazılı delil niteliğinde olup İl Tarım Müdürlüğünden verilen cevabı yazıya göre de tarla niteliğindeki çekişmeli taşınmazın bölünebilmesi 5403 sayılı Yasaya göre mümkün olmadığı- Taşınmazın bölünebilmesine 5403 sayılı Yasanın engel olduğu gözetilerek iptal tescil isteğinin reddedilmesi, davacının satma iradesi olan bölüm dışındaki bölüm yönünden davacının bedel isteğinin kabulüne karar verilmesi, bu istek kabul edilirken davacının dava dışı oğlunun icra takip dosyasındaki alacaklıya davalının ödeme yaptığının gözetilmesi gerektiği-
Tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemi-
Üçüncü kişi maktu harç yatırmak suretiyle yaptığı başvuruda, dilekçesinde açıkça İcra Müdürlüğü işleminin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptalini istediği talebin, şikayet başvurusuna ilişkin olmasına rağmen istihkak davası olarak nitelenmek suretiyle yargılama yapılması ve hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece kabul edilen tutarın, borçlunun şikayetine konu tutardan fazla olduğunun, bu durumda borçlunun talebi aşılarak karar verildiğinin anlaşıldığı, o halde mahkemece alınan raporda belirlenen değer, şikayete konu değerden yüksek olduğundan mahkemece istemin reddi gerekirken, HMK’nun 26. maddesine aykırılık oluşturacak şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece davacının davalı yanında avukat olarak (staj dahil) çalıştığı dönemler üzerinden çalışma süresini hesaplamış olsa da, davacı vekili, dava dilekçesinde; “davalı tarafça iş sözleşmesi haksız olarak feshedildiğinden müvekkile çalışmış olduğu 13.10.2011 tarihi ile 21.07.2014 tarihi (staj süresini dahil olmadığı dönem) arasındaki kıdem tazminatı ödenmelidir” açıklamasında bulunmuş olması karşısında, taleple bağlı kalınarak, davacının davalı yanında çalışma süresinin hesaplanmasında, stajyer avukat olarak çalıştığı süreler çıkarılarak hesaplama yapılması gerektiği-
İştirak nafakasının talep edilmesi halinde, mahkemece, bu istemin dışına çıkılarak iştirak nafakası ile birlikte bunun eklentisi olarak ortak çocuğun öğrenim gideri için de ayrıca belirli bir meblağa hükmedilemeyeceği- "İştirak nafakasının kamu düzenine ilişkin olduğu, çocuğun üstün yararının dikkate alınması gerektiği, hâkimin tarafların talebiyle bağlı olmadığı, iştirak nafakasının taleple bağlılık ilkesinin istisnası olduğu"şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Sözleşmede belirlenen imalatları süresinde yapması gereken kiracının buna aykırı davranması halinde, davacı kiraya verenin, sözleşmeye aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshini talep edebileceği gibi, sözleşme süresince bu tadilatın yapılmamasından dolayı eksik ifadan kaynaklanan zararının da tazminini isteyebileceği- Sözleşme devam ettiği sürece eksik yapılan imalatların bedelinin kendisine ödenmesini isteyemeyeceği- Söz konusu alacağın istenebilmesinin, ancak kiralananın tahliye edilmiş (kiralananın tasarrufunun kiraya verene geçmiş) olması halinde mümkün olduğu- Davacının talebi aşılarak işlemiş faize hükmedilemeyeceği- İtirazın iptali davasında "alacağın tahsiline" karar verilemeyeceği-
Hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği;duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebileceği- Taleple bağlılık kuralının sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanacağı- Somut olayda davacı tarafça icra takibine konu edilen faiz yönünden itirazın iptal edilmesi talep edilmemesine rağmen işlemiş faiz üzerinden takibinin devamına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece, öncelikle davacının ek dava ile talep ettiği miktar, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde, her dönem için ayrı ayrı açıklattırılarak, hükümde de ek davayla ilgili, açıklanan kısımla bağlı kalınarak hüküm kurulması, asıl dava, birleşen dava ve ek davaya ilişkin talep edilen faiz başlangıç tarihleri taleple bağlılık ilkesine uygun olarak gösterilmek ve davacının açtığı her bir davayla ilgili, her bir davada talep edilen dönemler de ayrı ayrı belirtilmek suretiyle, hükmün davacı tarafından temyiz edildiği ve usuli kazanılmış haklar da gözetilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde HMK'nin 297/2 ve 26. maddelerine aykırı hüküm tesisinin doğru olmadığı-