Motosiklet malikinin aracı kullanmadığı gerekçesi ile hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, davaya konu trafik kazasına karışan aracın davalı şirketin sigortaladığı araç olup olmadığının ancak geniş bir araştırma sonucu belirlenebileceği, bu hali ile genel mahkemelerce gerekli araştırmanın yapılması gerektiğinden tahkim yargılamasının dosyadan el çekme ile sonlandırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Dairemizin yerleşik uygulamaları gereği, hesaplamada TRH 2010 Yaşam Tablosu’nun kullanılması yerinde olmakla birlikte %1,8 teknik faiz ve işleyecek devre bakımından “devre başı ödemeli belirli süreli rant” yöntemi kullanılmasının doğru olmadığı, açıklanan nedenlerle; TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre muhtemel bakiye ömür süresinin belirlenmesi, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve işleyecek devre bakımından progresif rant formülü kullanılmak suretiyle tazminatın belirlenmesi için bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Kaza tespit tutanağı, hakem heyetince alınan rapor, ile ceza yargılamasında alınan raporlar arasındaki kusur dağılımına ilişkin çelişkilerin giderilmesi yönünde İTÜ Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek konusunda uzman bilirkişi kurulundan, önceki raporların da irdelendiği, denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davalı şirkete ait olup davalı ................. yönetimindeki kazaya neden olan aracın kaza tarihinde Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi bulunmadığı, dosyaya ibraz edilen 02.04.2009 tarihli yazıdan trafik kazasında vefat eden şahsın mirasçısı ..........'a 5684 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesi uyarınca Güvence Hesabı tarafından 23.305,00 TL ödendiğinin sabit olduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne, davalı ................ Finansal Kiralama .... aleyhine açılan davanın reddine, davalı ...........'e karşı açılan davanın kabulü ile davalı .............. tarafından ................... İcra müdürlüğünün .................... Esas sayılı dosyası ile görülen takipte borca ve faize ilişkin itirazlarının iptaline karar verilmesinin yerinde olduğu-
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesinin gerekli olduğu ve söz konusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiği-
İtiraz Hakem Heyetince, davacının 30.07.2020 kaza tarihinden itibaren 90 gün için 30.07.2020-30.10.2020 tarihleri arasında geçici iş göremezlik tazminatına hak kazanacağı, bu sürenin bitiminden itibaren ise davacının sürekli iş göremezlik tazminatından kaynaklanan zararının bulunduğu kabul edilmek suretiyle meydana gelen sonuca göre (usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle) hüküm tesis edilmesi gerektiği- Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesinin gerekli olduğu ve söz konusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerektiği-
Davacıların desteği kazaya karışan diğer araçta yolcu olup kazada kusurunun bulunmadığı, kazaya karışan ve kazada kusurları bulunan araçların sigortacılarının ise tüm zarardan müştereken müteselsilen sorumluluklarının bulundğu, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazada %25 kusurlu dahi olsa müşterek ve müteselsil sorumluluk esası gereği tazminatın tamamından sorumlu olduğu, davacılar vekilinin tazminatın tamamını isteyebilecekken %75 kusur oranına göre taleplerini ıslah ettiği, bu durumda yapılan ıslah miktarı dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken %25 kusur oranına göre belirlenen miktardan davalının sorumlu olacağı gerekçesi ile karar verilmesinin doğru omadığı-
Somut olayda Bölge Adliye Mahkemesince asıl dava dosyası yönünden istinaf taleplerinin esastan reddine karar verildiği, birleşen dava yönünden ise davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verildiğinin anlaşılmış olmasına göre, iş bu dosyanın öncelikle yerel mahkemesine gönderilerek Bölge Adliye Mahkemesince belirtilen eksiklikler tamamlanarak yeniden yargılama yapılması, verilecek kararın Bölge Adliye Mahkemesine denetimine tabi tutulduktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesince asıl dava dosyası ve birleşen dava dosyası yönünden “esastan red” kararı verilmiş gibi temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesinin usul ve hukuka uygun olmaadığı, dosyada asıl ve birleşen dava ile ilgili nihai karar verildikten sonra dosyanın bütün olarak temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi gerekirken Yasa'nın 297 maddesi ve 362 maddesine aykırı şekilde alınmış bir tefrik kararı da olmaksızın sadece asıl dava dosyası yönünden dosyanın Dairemize gönderilmesi hatalı olup kararın bozulması gerekeceği-
Dava dosyasında alınan kusur raporu birlikte değerlendirilerek çelişkiyi giderici ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Müterafik kusura ilişkin savunma bir def’i olmadığından bu yönde bir savunma olmasa da resen dikkate alınması gerektiği-