Borçlunun şikayet dilekçesinde, İİK'nın 45. maddesi gereğince de takibin iptali talep edildiği halde, mahkemece bu konuda bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı görüldüğünden, mahkemece, 6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle, borçlunun İİK'nın 45. maddesi gereğince takibin iptali şikayetinin de incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan konuda bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın ve olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse de borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılması hâlinde borçlunun şikâyet yolu ile icra mahkemesine başvurarak aleyhine başlatılan ikinci takibin iptalini isteyebileceği- İlk olarak başlatılan kambiyo takibinin açılmamış sayılmasına kesinleşmiş mahkeme kararı ile karar verilmiş olduğundan şikayetçilerin istinaf dilekçesindeki sair iddiaları incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Her iki takibe konu alacağın kredi sözleşmesinden kaynaklandığı çekişmesiz olup, alacağın ipotekle temin edilen kısmı ipotek limiti olan ............. TL olup, bu miktar yönünden yapılan kambiyo senedine dayalı takibin, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip karşısında mükerrer (derdest) olduğundan ve takibin bu miktar kadar kısmının iptali gerekmekte iken takibin tümden iptali şeklinde yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Gerek ilk derece mahkemesi gerekse bölge adliye mahkemesince, borçlu şirketin borcunun tamamının rehinle karşılanamayacağının sabit durumda olduğu gerekçesi ile borçlu hakkında genel haciz yolu ile takip yapılmasına engel bir durumun bulunmadığına hükmedilmiş ise de, icra dosyalarının incelenmesi neticesinde genel haciz yoluyla başlatılan takipte toplam alacak miktarının ............. TL olduğunun görüldüğü, İİK. 45/1 maddesine göre bu alacağın rehinle karşılanan kısmı için sadece rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılabileceği, genel haciz yolu ile takip yapılamayacağı, ancak, aynı alacağı temin için verilen ipotekler limit ipoteği olduğundan, limit ipotekleri toplamından fazla ipotekle temin edilmeyen alacak kısmı için genel haciz yolu ile takip yapılabileceği, o halde mahkemece, genel haciz yolu ile takibe konu alacakla ilgili olarak verilen limit ipoteği toplamının tespiti ile bu miktar kadar takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, alacağın rehinle karşılanamayacağının belirgin olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine şeklinde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Alacaklı tarafından şikayetçi asıl borçlu hakkında, 03.07.2019 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatıldığının, aynı alacaklı tarafından, şikayetçi borçlu hakkında 04.07.2019 tarihinde ise tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığının, alacaklının aşamalardaki beyanları gereğince takip dosyasına konu alacağın aynı borç ilişkisinden kaynaklandığının, alacaklının temyiz dilekçesi ekinde sunduğu ......... Aile Mahkemesinin kararı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin dayanağı olan ipoteğin kaldırıldığının, kararın istinaf ve Yargıtay aşamasından geçerek kesinleştiğinin görüldüğü, alacağın hem rehin ile teminat altına alındığı hem de kambiyo senedine bağlandığı alacaklar bakımından Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunca verilen içtihadı birleştirilen kararında derdestlik ve hukuki yararın takip şartı olduğu ilkesinin kabul edildiği, yargılama sırasında ilk olarak başlatılan ipotekli takibe konu ipoteğin kaldırıldığı anlaşıldığından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takibin sona erip ermediği incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun aleyhinde başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinin konusu olan kredi sözleşmesine dayalı alacak için hem ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapıldığını ileri sürdüğü ancak Bölge Adliye mahkemesince ileri sürülen bu iddianın takip şekline göre İcra Müdürlüğüne yapılması gerektiğinden bu talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu durumda, Dairemizin değişen içtihadı ve İİK’nın 45. maddesi gereğince borçlunun İcra mahkemesine başvurusu İİK’nın 16/2. maddesine dayalı şikayet niteliğinde olup, Bölge Adliye Mahkemesince istemin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, talebin itiraz olarak nitelendirilmesi ile yazılı şekilde sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-
Hukuk Genel Kurulunun 18.04.2001 tarih ve 2001/12-354 Esas, 2001/367 Karar sayılı ilamında açıklandığı üzere alacağın rehin tutarı ile karşılanamayacağının anlaşılması ve bunun belirgin olması durumunda tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile alacaklının asıl kredi borçlusu hakkında genel haciz yolu ile takip yapmasına bir engel bulunmadığı- İcra dosyalarının incelenmesinde; genel haciz yoluyla başlatılan takipte toplam alacak miktarının 1.988.519 TL olduğu, alacaklı banka lehine kredi borçlusu şirketin bankaya karşı doğmuş ve doğacak tüm borçlarını karşılamak üzere toplam 4.400.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği, ilamsız takipte ipotekli taşınmazların kıymet takdirinin yapıldığı ancak icra müdürlüğünce satışın düşürüldüğü görülmekle, bahsedilen Hukuk Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere, asıl kredi borçlusu şirket yönünden takibe konu alacağın, rehin tutarı ile karşılanamayacağının belirgin olmadığının anlaşıldığı, bu durumda asıl borçlu şirket aleyhine, öncelikle rehinle temin edildiği anlaşılan alacağın tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması gerekirken, İİK'nın 45. maddesinde yer alan düzenlemeye aykırı olarak genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatılmasının doğru olmadığı-
Her ne kadar ilgili kanun hükümleri uyarınca borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile, elinde kambiyo senedi bulunan alacaklının, tercih hakkını bu takip türünden yana kullanmış olup, aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapamayacağı, aksi halde aynı alacak için aynı borçluya karşı derdest bir icra takibi var iken mükerrer olarak ikinci bir takibin yapılmasının söz konusu olacağı, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikayete tabi olduğu-
İİK' nın 45.maddesinde; rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusunun iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği, poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki İİK'nın 167.madde hükmünün mahfuz olduğu, aynı kanunun 167.maddesinde ise; alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklının, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte bulunabileceği-
Uyuşmazlık; somut olayda alacaklı tarafından borçlular aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilâmlı icra takibine ve kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine konu borcun aynı borç ilişkisinden kaynaklanması karşısında 2004 sayılı Kanun’un 45 ve 167 nci maddeleri uyarınca ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmlı icra takibinin iptalinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..