Tasarrufun iptali ilamı üzerine ilk takip dosyası üzerinden 3. şahsa satılan malların haczi ve satışı istenerek takibe devam olunabileceği- Takibe konu ilamda.‘davalı ... ile dahili davalının... bağımsız bölümlerin toplam bedeli 189.000,00 TL’yi geçmemek üzere davacının icra takip dosyalarındaki toplam alacak ve fer’ileri ile sınırlı olmak üzere nakdi teminat ile sorumlu tutulmalarına, davacıya bu dosyalardaki alacağın tahsili yönünde bu kişiler ile ilgili takip ve dava yetkisi tanınmasına...’’ şeklinde hüküm kurulduğundan, alacaklının icra dosyaları üzerinden takibe devam edebileceği, anılan miktarların tahsiline ilişkin bir hüküm kurulmadığından, bu miktarlar için 3. şahıs aleyhine takip yapılamayacağı- Vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin ilamda yer alan üç davalıdan alınmasına karar verildiğinden, vekalet ücreti, adı geçen davalıdan yargılama gideri ve bunların fer’ileri 1/3 oranında istenebileceği-
Davacının alacağının bonodan doğduğu, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleştiği, haciz tutanağının aciz belgesinin niteliğinde olduğu, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapıldığı anlaşıldığından, dava ön koşullarının mevcut olduğu- Davalılar arasında anne-oğul ilişkisi olup, İİK 278/3-1 maddesi gereğince yapılan işlem bağış niteliğinde olduğundan iptali gerektiği, davalının inançlı işlem iddiasının yazılı belge ile de ispatlanmamış bulunması nedeni ile davanın kabulü ile ve 280/1 maddeler gereğince takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İİK. mad. 283/2 uyarınca, davanın bedele dönüşmesi halinde teminat karşılığı davalı üçüncü kişinin mal varlığıyla ilgili ihtiyati haciz kararı verilebileceği hüküm altına aldığından, davanın kabulü halinde davalılar taşınmazların bedelleri ile sorumlu olacaklarından, davacının talebinin anılan madde uyarınca uygun görülecek teminat karşılığı kabulü ve davalıların üzerine kayıtlı mal varlıkları ve hakları üzerine taleple bağlı kalınarak ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi gerektiği-
Karı koca arasında yapılan ivazlı tasarrufların bağışlama hükmünde olup iptale tabi olduğu, tasarrufun iptali davalarında karar ilam harcı takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun, tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanması gerektiğinden kooperatif hissesinin devir tarihindeki gerçek değerinin belirlenmesi gerekeceği, bu tür davalarda, davanın kabulü halinde alacak aciz belgesine bağlanmış ise bu miktar oranında, aksi durumda takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olarak tasarrufun iptali ile İİK. mad. 283/1 gereğince bu miktar üzerinden haciz ve satış isteme yetkisi verileceği-
TBK 19 gereğince açılan tasarrufun iptali davasında, alacağın, tasarrufun yapıldığı tarihten önce var olup olmadığı, bir başka anlatımla davacının dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı hususunun, her iki tarafın ticari defter, kayıt ve konuya ilişkin sunulacak tüm belgeler üzerinde mali müşavir bilirkişiye inceleme yaptırılıp alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacının ihtiyati haciz isteminin İİK.nun 281 ve 283. maddeleri kapsamında değerlendirilerek, davacının ileride telafisi imkansız zararlarının oluşabileceği nazara alınarak, ihtiyati haciz isteminin davacının dava konusu takip dosyalarındaki alacak ve fer’ileriyle sınırlı olarak kabul edilmesi yerine dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedeli esas alınarak bu miktar üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesinin isabetli olmadığı-
İİK. mad. 283/2 gereğince nakten tazminat olarak açılmamış olması nedeniyle, tasarrufa konu olmayan davalı şirkete ait menkul, gayrımenkul, banka hesapları ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulması yönündeki davacı vekilinin tedbir talebinin reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı- Serbest Bölgelerdeki üst yapı hakkının devrine ilişkin tasarrufların İİK’nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali davasına konu olabileceğive bu nedenle davalı 3.kişi vekilinin ihtiyati haciz kararına itirazının reddine karar verilmesi gerektiği-
Terditli olarak açılan, İİK.mad. 277 vd.na göre "tasarrufun iptali", olmadığı takdirde TBK'nun 19. maddesine dayalı muvazaalı işlemlerin iptali isteğine ilişkin davanın, tasarruf konu mal konusu taşınmaz olsa bile, davalı borçlu veya davalı üçüncü kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerektiği- Basit yargılama usulüne tabi olan tasarrufun iptali davasında yetki itirazının en geç dava dilekçesinin tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık cevap süresi içerisinde yapılması gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde, alacaklının icra dosyasındaki alacak ve ferilerine şamil olmak üzere tasarrufun iptali ile davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerektiği- Tasarrufun iptali davalarının, borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılacağı- Husumetin, davanın dinlenebilme koşullarında olup mahkemece re’sen nazara alınması gerektiği- Tasarrufun iptali davalarında karar ilam harcının, takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanacağı- Harç kamu düzenine ilişkin olduğundan temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın res'en inceleneceği- Tasarruf değerine göre karar ilam harcı alınması gerekirken tasarruf değerinden de daha düşük olan dava dilekçesindeki değer üzerinden eksik harç alınmasının hatalı olduğu-
Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen bedeli arasında fahiş fark bulunmamakla birlikte, dava konusu taşınmazın "fabrika işyeri" olduğu ve iptal davasını açan alacaklıya yapılan satışın İİK. mad. 280'deki usül ile bildirildiği veya ilan edildiği de davalı tarafından ispat edilmediğinden, yapılan tasarrufun İİK. mad. 280 gereğince iptaline karar verilmesi gerektiği- Davalı üçüncü kişinin borcundan dolayı taşınmazdaki ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yaptığı anlaşıldığından, mahkemece bu takip dosyası incelenerek, İİK. mad. 283. maddesi gereğince davanın bedele dönüşüp dönüşmediğinin de değerlendirilmesi gerektiği-
