Dava konusu taşınmazın dava dışı kişiye satıldığı ihalenin kesinleştiği, ipotek alacaklısı bankaya ödeme yapıldığı, ihale bedelinden arta kalanın üçüncü kişi davalıya yatırıldığı anlaşıldığından, bu miktar çelişkili olduğundan, icra müdürlüğüne yazılarak dava konusu taşınmazın takip dosyasındaki satış nedeniyle ödenen miktar sorularak ödenen bu miktarın eldeki davanın davacısının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak (faiz uygulanmadan) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği-
İİK. mad. 278/2 uyarınca, edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğu ve bu durumda 3.kişinin iyi niyet iddiasının dinlenemeyeceği-  Adi şekilde düzenlenmiş ve her zaman temini mümkün olan belgeyle gerçek değerinin ödendiğinin ispatlanamayacağı-
Davalı borçlu şirket ile sigortalı işçisi, daha sonra borçlu şirket yetkilisinin damadı olan diğer davalıya yapılan temlik işlemi ile davalının aralarında hiçbir ticari ilişkisi bulunmayan dahili davalılardan şirketlere yapılan temlik işlemlerinin “muvazaalı” olduğu- Davalı borçlu şirketin işçisi ve daha sonra şirket yetkilisin damadı olan kişinin üzerinden dahili davalı şirketlere borcunu ödediği dolayısıyla davalı şirket yetkilisinin (damadın) dahili davalılara yaptığı temlik tasarrufunun da muvazaa olduğu anlaşıldığından, hakkındaki dava duruşmada takipsiz bırakılan davalı hakkındaki davanın açılmamış sayılmasına, borçlu ile davalı (şirket yetkilisi/damat) arasındaki ile diğer dahili davalılar (şirketler) arasındaki arasındaki dava konusu temlik tasarruflarının davacının dava konusu alacak ve fer'ileriyle iptaline, davalı (şirket yetkilisi/damat) ve dahili davalılar şirketlere anılan temlikler nedeniyle yapılan ödemelerin davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak adı geçen davalı ve dahili davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiği- Dava konusu alacak miktarı iptali istenen temlik değerinden daha fazla olduğundan her davalı yönünden iptali istenen temlik tutarı esas alınarak ve ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Takip konusu borcun tasarruftan önce olması, borçlu hakkındaki takibin kesinleşmesine, haciz tutanaklarının geçici aciz belgesi niteliğinde olması ve davanın beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmış bulunması, davalı borçlu ile diğer şirketler ve dahili davalı arasında organik ve hukuki bağ bulunması nedeniyle dava konusu satışların İİK'nun 280/1-3 maddesi gereğince iptale tabi olduğu- Davalı 4. kişi şirketin kurulduğu tarihten önce dava konusu satışların davalı 3.kişi tarafından yurtdışına satıldığı, davalı 3.kişi şirket tarafından davalı 4. kişi şirkete devredilen kumaş, makina ve demirbaş bulunmadığı anlaşıldığından davalı 4. kişi hakkındaki davanın reddi ve davalı 3.kişi tarafından borçludan alınarak yurtdışına ihraç edilen kumaş satışına ilişkin tasarrufun iptaline, dava konusu menkuller davalı 3.kişi tarafından yurtdışına satılarak elden çıkarıldığından davanın bedele dönüşmesi nedeniyle anılan kumaşların elden çıktığı tarihlerindeki değerinin bilirkişi aracılığıyla tesbit edilerek bulunacak meblağının davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak davalı 3. kişi şirketten tahsiline karar verilmesi gerektiği- Bir kısım demirbaş ve makinalar davalı 3. kişi tarafından dava dışı bir başka kişiye satıldığından davacıya seçimlik hakkı hatırlatılarak dava dışı bu kişinin davaya dahil edip etmeyeceği sorulması ve sonucunda göre yargılama yapılarak karar verilmesi gerektiği- Dava konusu tesisine ilişkin tasarruflar İİK. mad. 280/1 madde gereğince iptale tabi olup anılan tesis halen davalı elinde olduğundan davacının dava konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak dava konusu tesisinin devrine ilişkin tasarrufların davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerekirken elden çıkmış gibi düşünülerek davalıların tazminatla sorumlu tutulmasının hatalı olduğu-
Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değeri arasında misli fark bulunması, davalıların kardeş olması nedeniyle dava konusu tasarrufun 6183 s.K. mad. 28/1,2 ve 30 gereğince iptale tabi olduğu- Takip konusu borcun 2009 yılı 1 aydan 2010 yılı 12 aya kadar olan döneme ilişkin olup 2009 yılı 5 aya kadar olan borcun, iptali istenen tasarruftan önce doğmuş olduğu, dava konusu 26.5.2009 tarihli tasarrufun, 26.5.2009 tarihine kadar olan davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi, ayrıca 6183 s. K. uyarınca açılan iptal davasında davacı yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Muvazaaya dayalı iptal davasının kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK. mad. 283/1, 2 kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekeceği- Davacı vekilinin, eldeki davayı davalı aleyhine açılan boşanma davası sonucu hükmedilmesi muhtemel tazminat alacağının tahsiline yönelik açtığı, tedbir nafakasına ilişkin takip dosyasına konu borç ödenmiş olduğu, aile mahkemesinin kesinleşmiş ilamı ile davacı lehine tazminat ile müşterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedildiği ve takip dosyası ile ilamın takibe konduğu ve takibin derdest olduğu anlaşıldığından, eldeki davanın bu takip dosyasındaki alacağın tahsiline yönelik olarak açıldığı kabul edilerek, delillerin TBK'nun 19. maddesi gereğince değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, tedbir nafakasına ilişkin borcun ödendiği gerekçesiyle davanın reddinin hatalı olduğu-
İİK. mad. 283/2 gereğince bedele dönüşmüş olan tasarrufun iptali davası sonunda verilen ilamın aynı icra takip dosyası üzerinden infazının istenmesi mümkün olduğu ve bu durumda, ilam doğrultusunda üçüncü kişiye icra emri tebliğ edilmesi gerektiği, üçüncü kişiye icra emri tebliğ edilmeden malvarlığına doğrudan haciz konulamayacağı-
Bozma ilamında taşınmazın dava dışı bir kişiye (5.kişiye) satılmış olması nedeniyle taşınmazı borçludan satın alan 3.kişi ile ondan satın alan 4. kişinin taşınmazı ellerinden çıkardıkları tarihteki gerçek değer ile sorumlu tutulmaları gereğine değinilmesine karşın mahkemece eksik inceleme yapıldığı anlaşılmış olup mahkemece dava konusu taşınmazın davalı 3.kişinin elinden çıktığı tarih ile davalı 4.kişinin elinden çıktığı tarihlerindeki gerçek (raiç) değeri ile ilk tasarruf tarihine kadar tahakkuk eden vergi asılları ile bunların işleyecek faiz ve eklentilerinin tespiti için, uzman bilirkişilerden rapor alınarak, bu davalıların, tespit edilen vergi borcu ile sınırlı olacak şekilde taşınmazın ellerinden çıktığı tarihteki gerçek değerlerinden sorumlu tutulmalarına karar verilmesi gerektiği-
Davalının borçlunun kayınbiradernin oğlu, diğer davalının ise borçlunun birlikte lokanta işlettikleri iş arkadaşı olduğu dolayısı ile borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan oldukları- Tasarrufun iptali davasında alacaklıya iptali konu şey üzerinde ancak alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere satış ve cebri icra yetkisi verilebileceği, mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, tapunun iptali ile borçlu adına tesciline ve icra dosyasından satışa çıkarılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediği-
Dava konusu aracın borçlu şirketin adresine hacze gidildiğinde kapının önünde görüldüğü, aracın tescil belgesinin borçlu şirket çalışanı tarafından teslim edildiğinden, satışın mal kaçırma amacı ile yapıldığının sabit olduğundan davanın kabulü gerektiği-