Davalının, dava konusu taşınmazı diğer davalıdan satın alan dördüncü kişi konumunda olduğu, dosya içerisindeki belgelerden, diğer davalının borçlunun amcasının oğlu olduğu, hem inşaat yapımı hemde emlak alım satımı ile uğraştığı, davalının da diğer davalıyı tanıdığı ve zaman zaman taşınmaz aldığı yine borçlu ile davalının da Çekmeköy de emlakcılık işini yaptıkları anlaşıldığından, aynı semtte aynı faaliyet alanında iş yapan dördüncü kişi davalının borçlunun mali durumu hakkında bilgi sahibi olmadığını söylemenin mümkün olmadığı, mahkemece, diğer davalı tarafından davalıya yapılan satışında iptaline karar verilerek 21.12.2012 tarihindeki taşınmazın gerçek değerinden yalnızca diğer davalıyı 27.03.2013 tarihindeki gerçek değeri ile 21.12.2012 tarihli satış bedeli arasındaki farktan davalı ve diğer davalıyı müteselsilen tazminatla sorumlu tutulması gerekeceği-
İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amacın, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamak olduğu, davacının, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceği, bu yasal nedenle iptal davasının, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmadığı- Davacıların alacağının kesinleşmediğinden dolayısı ile davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verildiğine göre Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 6. maddesine göre maktu davalılar yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
İvazlar arasında önemli bir oransızlık olmamakla birlikte davalı borçlu ile üçüncü kişinin dava dışı şirkette ortak olmaları nedeni ile 6183 sayılı yasanın 30. maddesine göre borçlunun mali durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu- Bu tür davalarda davanın kabulü halinde, davacı kamu idaresinin iptal edilen tasarrufun meydana geldiği tarihteki kamu alacağının tespit edilerek bu miktar ile sınırlı olarak tasarrufun iptalinin gerektiği-
Tasarrufun iptali davası-
İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemi-
Tasarrufun iptali davasında, dava konusu taşınmazı davalı 3. şahıs tarafından elden çıkarılması sebebi ile bu taşınmazla ilgili talep bedele dönüşmüş olduğunda, bedele dönüşen dava nedeniyle hükmedilen tazminata taşınmazın elden çıktığı tarihten itibaren faiz uygulanmasının doğru olmadığı- Tasarrufun iptali davalarında vekalet ücretinin, takip konusu alacak miktarı ile iptali istenen tasarrufun tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak düşük olan değer üzerinden nispi olarak hesaplanması gerektiği-
1. HD. 21.11.2017 T. E: 2014/22630, K: 6633-
Tasarrufun iptali davalarının İİK 282. maddesi hükmü uyarınca borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimselerle bunların mirasçıları aleyhine açılacağı-
Mahkemece yapılması gereken işin, temyize konu taşınmaz bakımından mal rejiminin tasfiyesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesi daha sonra da tefrik edilen dosyanın görevli Aile Mahkemesine gönderilmesi, dava konusu taşınmazla ilgili 16.08.2007 ve 29.09.2009 tarihli tasarruflar yönünden ise, aile mahkemesi kararının bekletici mesele yapılarak, davacının bir alacağının olduğunun tesbiti halinde TBK’nun 19 maddesi gereğince iptale tabi olup olmadığının mevcut delillere göre değerlendirilmesi, iptale tabi olması halinde davacı yararına hükmedilecek katkı payı alacağı ve fer’ileriyle sınırlı olarak İİK’nun 283/1 maddesinin kıyasen uygulanarak davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesinden ibaret olduğu-
Dava konusu araç haricinde dava dışı 4. kişilere satılan diğer araçlar ile ilgili “ ... diğer araçlar açısından dava bedele dönüştüğünden, ancak araç bedelleri icra takibine esas alacaktan yüksek olduğundan icra dosyasındaki alacak ve fer'ilerini aşmamak üzere tahsil tarihinde icra takibinde alacağın ulaşacağı bedelin davalı ........Madencilikten alınarak davacıya verilmesine “ karar verilmişse de varılan sonucun dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmediği, İİK 283/2 gereğince iş bu araçlar yönünden talebin bedele dönüştüğü göz önüne alınarak adı geçen davalı 3. kişinin araçları elden çıkardığı tarihte ki gerçek değerleri nispetinde davacının takip konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak nakten tazminatla sorumluluğuna karar verilmesi gerekeceği-