Eldeki dava bedele dönüşmekle birlikte dava konusu takip dosyası kesinleşmediğinden, borçlu aleyhine açılan itirazın iptali davası derdest olduğundan ve İİK'nun  281/2  maddesi kapsamında dava şartları  yönünden yaklaşık ispat koşulları gerçekleşmediğinden davalı 3. kişinin malvarlığı üzerine konulması istenen ihtiyati haciz talebinin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Dava konusu taşınmazın, 27.04.2010 tarihinde borçlu tarafından davalı M.'e ,onun tarafından da bir hafta sonra 04.05.2010 tarihinde  davalı D.'e, onun tarafından da yaklaşık iki yıl sonra 20.04.2012 tarihinde davalı H.'ya satılmış olmasına rağmen anılan taşınmazın 2007 yılından 30.05.2012 tarihine kadar yani davalı H.'ya satılıncaya kadar borçlu tarafından kullanıldığını, davalı D. veya borçlu tarafından  davalı borçlunun anılan taşınmazın satıştan sonraki iki yıllık kullanımıyla ilgili kullanımı haklı gösterecek (kira veya başka haklı bir neden) bir neden ileri sürülmediği, bu durumun hayatın olağan akışına uygun olmadığı, davalı D.'in dava konusu taşınmazları davalı M.'den borçlunun görümcesi C'ye verilen vekaletname ile alması gibi maddi ve hukuki olgular gözönüne alındığında 04.05.2010 tarihli dava konusu tasarruflar yönünden de davalı D'un kötüniyetli olduğu, yani borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle 04.05.2010 tarihli tasarruflarında İİK'nun 280/1 madde gereğince iptaline, ancak anılan taşınmazlar davalılar M. ve D. tarafından elden çıkarıldığından ve davalı 5. kişiler A. ve H.'nın kötüniyetli oldukları davacı tarafından ispatlanamadığından M. ve D. hakkındaki davanın İİK'nun 283/2 maddesi gereğince bedele dönüşmesi nedeniyle adı geçen davalıların davacının ...........İcra Müdürlüğünün 2010/4986 sayılı takip dosyasındaki alacak fer'ileriyle sınırlı olarak dava konusu 1941 ada 218 parsel yönünden davalı  M.'in 50.000,00 TL, (04.05.2010 tarihindeki rayiç değeri bilirkişi tarafından 50.000,00 TL olarak belirlenmekle ), davalı D. 60.000,00 TL, (25.05.2011 tarihindeki rayiç değeri bilirkişi tarafından 60.000,00 TL olarak belirlenmekle) dava konusu 16523 ada 14 parsel 14.bok 1.kat 3 nolu bağımsız bölüm yönünden davalı Mükerrem 70.000,00 TL, (bilirkişice belirlenen 04.05.2010 tarihindeki rayiç değer), davalı Durşen 85.000,00 TL ile (bilirkişice belirlenen 20.04.2012 tarihindeki rayiç değer) sınırlı olarak  nakten tazminatla sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekeceği-
İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemi-
İptal davasının hukuki niteliği itibariyle dava konusu malın aynına ilişkin olmayıp, şahsi bir dava olduğu, bunun doğal sonucu olarak da dava ve tasarrufa konu mal devir alanın mal varlığından çıkartılarak borçlunun mal varlığına iade edilmeyeceği; sadece alacaklıya malın bedelinden alacağını alma imkanı sağlayacağı- İptal davasının amacının, İİK-277. ve devamı maddelerinde öngörüldüğü gibi borçlunun mevcudunu azaltmaya yönelik tasarruflarını iptal ettirmek olduğu- İİK.nun 283. maddesi hükmüne göre iptal davasının konusu taşınmaz mal olduğu takdirde, davalı 3. şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan bu taşınmazın haciz ve satışı istenebileceği- Aciz nedenine dayalı tasarrufun iptali davasında davalı 3. kişinin aciz belgesine dayanan alacağın gerçekte olmadığını iddia ve ispat edebileceğ, çünkü dava şartlarından birisinin de tasarrufta bulunan kişinin borçlu olması gerektiği- Eğer tasarrufta bulunanın alacaklıya gerçek bir borcu olmadığı iddia ediliyorsa bu durumda tasarruf sahibinin öncelikle borçlu sıfatının çözümlenmesi gerektiği, bu nedenledir ki 3. kişi davalının borcun gerçek olmadığı iddiası ve muvazaanın varlığı yönündeki savunmasının mahkemece incelenmesi gerektiği- Tasarruf iptali davalarında davacının gerçekten alacaklı olmadığına ilişkin 3. kişilerce ileri sürülen savunmanın bu davalarda tartışılamayacağına ilişkin düşüncenin kabulüne olanak bulunmayıp, bu düşüncenin; hukukun temel ilkelerinden olan, iki kişinin 3. kişi aleyhine açık veya zımni biçimde anlaşmasının 3. kişiyi bağlamayacağı prensibine de aykırı olacağı-
Tavzih hükmünde, “dosya borçlarının davalılardan alınması” ifadesinin bulunması nedeniyle yalnızca ilk takip dosyalarının icraya konu edilebileceği- Tavzih hükmü ile yeni bir takip yapılmasının ve alacak tahsil edilmesinin mümkün olmadığı-
Tavzih kararında açıkça önceki dosyalardan bahisle “dosya borçlarının” davalılardan alınması hükmü karşısında ilamın ve tavzih kararının ilk takip dosyaları üzerinden infazına olanak sağladığı bir başka anlatımla o dosya borçları kadar tasarrufu iptal edilen fatura konusu kumaşlar için haciz vs. yolla tahsil imkanı verdiği görüldüğünden, tavzih hükmü ile davalılar hakkında yeni bir takip yapılması ve alacak tahsil edilmesinin mümkün olmadığı-
Tasarrufun iptali davası ile, iptal edilen satış işleminden sonra konulan ipotek nedeniyle ipotek alacaklısının ipotek hakkının mevcudiyetini korumayacağının kabulü gerekeceği; "ipotek alacağının rüçhanlı alacak olduğu ve İİK. mad. 129 gereğince ihale bedelinin rüçhanlı alacak olan bu ipotek bedelini de karşılaması gerektiği"nin kabul edilemeyeceği-
Takibin gerçek bir alacağa ilişkin olmasının da tasarrufun iptali davasının koşullarından biri olduğu- Davalı üçüncü kişi, "alacaklının alacağının muvazaalı olduğunu" iddia ettiğinden, mahkemece ticari defterler üzerinde inceleme yapılarak takip konusu senet borcunun var olup olmadığı ve neye ilişkin olduğu tespit edilerek, davacının böyle bir borcu verebilecek ekonomik durumu olup olmadığı da araştırılarak ve diğer delillerle birlikte değerlendirilerek alacağın gerçekliği araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahsın nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekeceği, bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktarın, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeri olduğu, bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahsın, tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekeceği-
İİK'nun 277 vd maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemi-