Tasarrufun iptaline konusu malın, borçlunun borcu nedeniyle davalı üçüncü kişinin elinden çıkmış ise üçüncü kişinin cebri icra sonucu yapılan satıştan elinde artı bir para kalır ise o miktar ile sorumlu olacağı, ihale bedelinden kalan para yok ise "davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerektiği-
Borçlu şirket çalışanı olan davalı üçüncü kişinin davalı borçlu şirketin durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu- Yargılama sırasında davalı borçlu şirketin iflas ettiği ve davacı alacaklının, İİK. mad. 245 gereğince davayı takip yönünden yetki almadığı anlaşıldığından, davaya iflas idaresi tarafından devam edilmesi nedeniyle kabul edilen kısım yönünden iflas idaresi yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği- "Borçlu şirket ile davalı şirket çalışanı üçüncü kişi arasındaki tasarrufların, İİK. mad. 280/1 gereğince iptaline, davalı üçüncü kişi, dava konusu araçları elden çıkardığından, hakkındaki davanın İİK..mad. 283/2 gereğince bedele dönüşmesi nedeni ile dava konusu araçların elden çıkardığı tarihteki değerleri oranında davacının takip konusu alacak ve fer'ileri ile sınırlı olarak nakden tazminat ile sorumlu olduğuna" dair karar verilmesinin isabetli olduğu- "Davalı Müflis şirketn aracın diğer davalıya satışına ilişkin tasarrufun iptaline, dava konusu araç daha sonra dava dışı şahıslara satıldığından, son satış bedelinden sorumlu olmak üzere bu miktarın davalıdan alınıp Müflis AŞ iflas masasına verilmesine" şeklinde karar verilmesinin isabetli olduğu-
Bilirkişi taşınmazın satış tarihindeki değerini 115.000,00 TL olarak belirlenen taşınmazın 67.000,00 TL'ye satılmış olması halinde, tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında önemli fark bulunmadığı- Tapu resmi belge niteliğinde olduğundan, burada yazılı miktarın ödediğine ilişkin ayrıca bir belge aranmasına gerek bulunmadığı- Her iki davalı arasında akrabalık veya yakınlık olmadığı gibi, alacaklı, üçüncü kişinin, İİK. mad. 280 kapsamında borçlunun mali durumunu bilen veya bilmesi lazım gelen şahıslardan olduğunu da ispatlayamadığından, davalı üçüncü kişi hakkındaki davanın da reddine karar verilmesi gerektiği- Mahkemece, İİK. mad. 277 koşullarına göre bir değerlendirme yapmak üzere dosyanın bilirkişiye verilmesi ve alınan rapor doğrultusunda karar verilmesinin isabetsiz olduğu, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiliğe başvuramayacağı- İİK. mad. 283/II gereğince davanın bedele dönüşmesi halinde ve dördüncü kişinin iyiniyetli olması halinde tazminatın üçüncü kişinin elinden çıkardığı tarihteki değeri oranında tazminattan sorumlu tutulması gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında alacağın aciz belgesine bağlanmış olması durumunda, davalı üçüncü kişinin bedele dönüşen davadaki sorumluluğu aciz belgesinde yazan miktar ile sınırlı olması gerektiği-
Taşınmazın tapudaki satış değeri ile davalı üçüncü kişi tarafından diğer davalının banka hesabına yatırılan meblağ gözetildiğinde, bedel farkı yoksa da, üçüncü kişi konumundaki davalı, borçlu davalının ortağı olduğu şirkette çalıştığından, aralarındaki işçi-işveren ilişkisi nedeniyle, üçüncü kişinin, borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu- Tasarrufun iptali davalarında davalı üçüncü kişinin borçludan satın aldığı malı elinden çıkarması ve satın alan dördüncü kişinin davaya dahil edilmemesi ya da davaya dahil edilmekle birlikte iyi niyetli olduğunun anlaşılması halinde İİK. mad. 283/2 uyarınca bedele dönüşen davada üçüncü kişinin -davacının alacağından fazla olmayacak şekilde- dava konusu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedelle sorumlu tutulması gerektiği, bedel üzerinden faiz yürütülmesinin hatalı olduğu-
Davalı borçlu adreslerindeki haciz tutanağı İİK. mad. 105 kapsamında "aciz belgesi" niteliğinde olduğu gibi, borçlunun mal beyanında borcu ödeyecek menkul ve gayrimenkul malının olmadığını belirtmesi dikkate alındığında borçlunun aciz halinin sabit olduğu- Davalı borçlu ile davalı üçüncü kişinin uzun yıllardır ticari ilişkileri olması birbirlerini tanıdıkları anlaşıldığından, İİK. mad. 280 koşullarının gerçekleşmiş bulunduğu- İİK. mad. 283/2 gereğince bedele dönüşen tasarrufun iptali davasında, üçüncü kişinin, davacının alacağından fazla olmayacak şekilde, taşınmazı elden çıkardığı tarihteki bilirkişi tarafından belirlen bedel ile sorumlu olması gerektiği, davalı dördüncü kişinin beyanın esas alınarak bu bedel üzerinden tazminata karar verilemeyeceği ve bedel üzerinden faiz yürütülmesinin mümkün olmadığı-
Tasarrufun iptali davalarında, İİK. mad. 283/1 gereğince işlemin alacak ve fer'ileri ile sınırlı olarak iptali ile davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesi gerekeceği-
TBK. mad. 19 uyarınca açılan muvazaalı işlemin iptali davasına ilişkin davalarda, İİK'nun 283/1. fıkrasının kıyasen uygulanması sonucu muvazaalı işlemin alacak ve fer'ileri ile sınırlı olarak iptali ile davacıya haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesi gerekeceği-
Haciz veya aciz veya iflastan evvelki bir yıl içinde yapılmayan ipoteğin, İİK. mad. 279/1-1 kapsamında değerlendirilemeyeceği- Taraf ve tanık beyanlarından, "borçlu ve davalı üçüncü kişinin aynı yerde faaliyette bulundukları ve birbirlerini uzun yıllardır tanıdıkları, üçüncü kişinin '50-60 kg altını yazılı belge olmadan borçluya verebilecek kadar borçluyu tanıdığı" anlaşıldığından, üçüncü kişinin borçlunun içinde bulunduğu mali durumu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olması nedeni ile dava konusu ipotek tesisine ilişkin tasarrufun iptaline (İİK. mad. 280/1) karar verilmesi gerektiği-
Dördüncü kişinin kötü niyetli olduğu ispat edilemediğine göre, davalı borçlunun çektiği kredide kefil olduğu anlaşılan davalı üçüncü kişinin taşınmazları elden çıkardığı tarihteki gerçek değeri bilirkişi marifetiyle tespit edilerek ve takip dosyasındaki alacağı geçmemek üzere tazminata mahkum edilmesi gerektiği-