Davalının dava dışı banka kaynaklarını kullanarak yaptığı ödemeler sonucu aldığı ve diğer davalılar adına tescil edilen dava dışı AŞ. hisse bedelleri için yapılan ödemenin tahsili istemine ilişkin davada, A.Ş. hisselerinin davalı dışındaki davalıların elinde iken davanın devamı sırasında üçüncü kişilere devredilmesi nedeniyle bu istem hakkında ancak üçüncü kişilerin davaya dahili sağlanarak bir karar verilebileceği ya da istemin tazminata çevrilmesi gerektiği- Davacı tarafça ıslah dilekçesi ile davanın fer'i müdahillerince davalılara karşı hisse devir sözleşmesinin iptali istemli dava açıldığı ve dava sonucunda hisse devri için ödenen bedelin fer'i müdahillerce davalılara geri ödenmesi durumunda hisselerin fer'i müdahillere iadesine karar verildiği ileri sürülerek bu bedelin davalılardan tahsiline karar verilmesi istendiğinden, hisselerin üçüncü kişilere devredilmesinin ıslah edilen talep bakımından sonuca bir etkisi bulunmadığı, mahkemece alınan bilirkişi raporlarına göre de davalının dava dışı AŞ. hisselerini banka kaynaklarından kullanarak ödediği de anlaşıldığından, mahkemece davanın tazminat davası olarak kabulü ile bilirkişi raporlarında tespit edildiği üzere miktarın davalı dışındaki davalılardan sorumluluk miktarı belirlenerek tahsiline karar verilmesi gerektiği-
TBK 19 uyarınca işlemlerin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin davada, davacının dava konusu taşınmazın edinilmiş mal olmadığını ispatlayamadığı gerekçesiyle yanılgılı ve hatalı bir değerlendirme yapılarak davanın reddine karar verilmesi yerine, yapılan satış yönünden TBK'nun 19. maddesindeki muvazaa olgusunun araştırılması gerektiği-
Tasarrufun iptali davasını kazanan alacaklının iptal edilen tasarruftan öncelikle alacağını alma hakkına sahip olduğu-  Tasarrufun iptali davası açan alacaklının iptal ettirdiği tasarruf miktarınca dava açmayan alacaklılara göre önceliği bulunduğu- Borçlu aleyhine tasarrufun iptali davası açıp bedeli paylaşımı davaya konu olan taşınmaza ilişkin tasarrufu iptal ettiren alacaklının sıra cetvelinde taşınmaz bedellerinde öncelik hakkı bulunduğu-
Davalılar "asıl borçlu şirketin iflasın ertelenmesi davası açtığını, bu dosyada verilen ihtiyati tedbir kararı gereği" tasarrufun iptali davası açılamayacağını" ileri sürmüşse de, kredilere kefil davalı-borçlu şirketin, intifa hakkının saklı tutularak taşınmazını davalı üçüncü kişiye devrine ilişkin tasarrufun davacı banka açısından alacakları ile sınırlı olmak üzere iptaline, davacıya İİK 283 uyarınca taşınmaz üzerinde takip hakkı tanınmasına karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın, kötüniyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde, davanın tümden reddedilmeyip; borçlu ile tasarrufta bulunan şahsın tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tazminata mahkum edilecekleri- Dördüncü kişi yönünden bedel farkının yeterli olmadığı ve kötü niyetinin somut delillerle ispatlanmasının gerektiği- Borçlular tarafından ayrı kişilere satılan taşınmazlar için, satış tarihindeki gerçek değerler ile icra takibindeki alacak (şayet aciz belgesi var ise bu belgesindeki) miktarı nazara alınarak ayrı ayrı harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti hesabının yapılacağı-
Dava konusu tasarrufun davacı alacaklı yönünden iptali ile davaya konu icra dosyası için ve bu dosyadaki alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere dava konusu taşınmazla ilgili olarak davacıya cebri icra (haciz ve satış isteme) yetkisi verilmesine karar verildiği-
Bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayan hakimin hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumlu olduğu (HMK. mad. 33)-  Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre, davanın niteliği itibarıyla TBK'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali davası olması halinde, davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek bulunmadığı ve davanın alacağın tahsiline yönelik bulunduğu gözetilerek iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekeceği- Davanın TBK. mad. 19 uyarınca açıldığının kabulü ile dava dilekçesinde gösterilen ecirimisile ilişkin dava dosyasının akıbeti araştırılıp, kesinleşmesi beklenerek, maddi ve hukuki olgulara göre değerlendirme yapıldıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Davalı borçlunun aciz halinde bulunup bulunmadığının, davalı borçlunun beyan edildiği gibi üzerine kayıtlı traktörü ya da alacağı karşılayacak bir malvarlığı bulunup bulunmadığının mahkemece araştırılması gerektiği-
Dinlenen davalı tanıklarından ... ve ....' nin beyanlarında davalı borçlu ile davalı 3. kişinin aynı binada oturdukları, komşuluk ilişkisi olduğunun belirtilmiş olduğu- Mahkemece İİK'nun 280.maddesine göre üçüncü kişinin davalı borçlu ile aynı apartmanda komşuluk ilişkisi olduğunun anlaşılmasına göre; davalı 3. kişinin borçlunun mali durumu ve alacaklılarını ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken şahıslardan olup olmadığının değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
TBK'nun 19. maddesine dayalı davada, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden harç ve avukat ücretine hükmedilmesi gerektiği- Mahkemece aynı bilirkişiden taşınmazın dava tarihindeki değeri konusunda ek rapor alınarak bu değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken keşif tarihindeki değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı dördüncü kişi yönünden ivazlar arasındaki fahiş fark yeterli olmayıp kötü niyetinin ispatlanmış olması gerektiği, bu davalı yönünden İİK. mad. 280/3 hükmümün de uygulanamayacağı-  Kötü niyeti ispatlanamadığından davalı dördüncü kişinin yönünden davanın reddine, İİK. mad. 283 gereğince davalı üçüncü kişinin taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki değeri oranında tazminatla sorumlu tutulması gerektiği- İcra dosyalarından; birinde yapılan hacizde, haciz tutanağı İİK. mad. 105 anlamında geçici aciz vesikası niteliğinde ise de; diğer icra dosyalarında borçlu adresinde yapılmış bir haciz olmadığı gibi aciz belgesi de sunulmamış olduğundan, borçlu şirketin aciz halinin sözü edilen icra dosyaları yönünden sabit olmadığı ve bu nedenle; davacının yalnızca aciz vesikası sunulan icra dosyasındaki alacak miktarı ile sınırlı olarak İİK. mad. 283 gereğince davalı üçüncü kişinin taşınmazı elinden çıkardığı tarihteki değeri oranında tazminatla sorumlu tutulması gerektiği-