İİK’nun 40/2. maddesi hükmünün ilamlı takiplerde uygulanabileceği, tahliye istemli takip bakımından anılan maddenin uygulanamayacağı-
Taşınmazla ilgili olarak hakkında takip yapılan borçlunun eşi şikayetçinin "taşınmazın aile konutu olduğu"nu alacaklıya ihtar ettiği ve sözleşmenin tarafı haline geldiği anlaşıldığından, yasa gereğince kira sözleşmesinde kiracı olarak taraf olup, alacaklının takip talebinde taşınmazdan tahliye isteminin bölünemez borç olması nedeniyle, kiracılar arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan, mahkemece HMK. mad. 124 uyarınca, takip alacaklısına süre verilerek şikayetçiyi takibe borçlu sıfatı ile dahil etmesinin istenmesi gerektiği-
Takibin kesinleşmesinden sonra borçlu mecurdan tahliye edilmiş olup, şikayetçiler, bu aşamadan sonra mecura yerleşmiş olduğundan, takibin kesinleşmesinden sonra mecurun tahliyesine yönelik infaz aşamasında söz konusu olan İİK'nun 276. maddesinin, tahliyenin gerçekleştiği somut olay yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı-Tahliye işlemine yönelik diğer bir şikayetin somut olay yönünden kesin hüküm oluşturmadığı- Şikayetçilerin, tahliye kararının infazından sonra taşınmazı işgal etmeleri ve İİK'nun 276. maddesinde düzenlenen durumun somut olayda bulunmaması karşısında, temerrüt nedeniyle tahliye kararına dayalı olarak taşınmazdan tahliyeleri mümkün olmadığından mahkemece, şikayetin kabulü ile tahliye işleminin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Alt kiracı sıfatı ile borçluya tebaan mecurda oturanların, İİK'nun 276/son fıkrası uygulanmasında üçüncü kişi sayılamayacağı-
Milli Savunma Bakanlığı tarafından ... Belediye Başkanlığı aleyhine müdahalenin men'i ilamına dayanılarak başlatılan ilamlı takipte, borçlunun müdahalesinin men'ine karar verilen yerlerden olan benzin istasyonu ve müştemilatının şikayetçi tarafından 1992 yılından beri ecrimisil ödeyerek kullanıldığı anlaşıldığından, İİK'nun 276/2.maddesine göre işlem yapılması gerektiği gerekçesiyle şikayetçiye gönderilen tahliye muhtırasının iptaline karar verilmesi gerektiği-
Takip konusu ilamda tahliyesine karar verilen yer ile icra müdürlüğünce bu ilamın uygulanması amacıyla gidilen yerin aynı yer olmadığını iddia eden şikayetçi 3. kişinin başvurusu, ilama aykırılık şikayeti olduğu, icra mahkemesince İİK'nun 276. maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak şikayetçinin, taşınmazda bulunmasını haklı gösterecek bir belgesi bulunmadığından bahisle şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Tahliyeye konu taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine yönelik açılmış bir dava ve aile mahkemesince bir belirlemenin bulunup bulunmadığının araştırılarak, sonucuna göre gerektiğinde şikayetçiye, tahliyesi istenen taşınmazın aile konutu olduğunu ispata yönelik olarak aile mahkemesine dava açma yetkisi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
3. kişi tarafından sunulan noter onaylı kira sözleşmesinin, mahkemenin tahliye kararından sonrasına ilişkin olması halinde, 3. kişinin, tahliye kararının verildiği tarihten önce taşınmazda haklı bir sebeple bulunduğunu İİK'nun 276/1. maddesine uygun resmi bir belge ile ispatlayamamış olacağı-
Şikayetçi 3. kişinin İİK'nun 276/2. maddesi gereğince ibraz ettiği belge uyarınca mecuru haklı nedenle işgal etmekte olduğu-
İİK. mad. 276'nın uygulanabilmesi için, tahliye amacıyla mecura gidildiğinde 3. kişinin hazır bulunması ve bu 3. kişinin mecuru haklı nedenle kullandığını ispatlaması gerektiği-