Kural olarak eşlerden birisinin diğerine karşı ve ona tebaen taşınmazda oturuyor olması halinde, -boşanma gerçekleşse bile- İİK. 276/son uyarınca üçüncü kişi konumunda bulunmadığı ancak tahliyeye konu konutun 'aile konutu' olarak kullanıldığı, şikayetçi eşin halen orada çocukları ile birlikte oturmaya devam ettiğinin anlaşılması halinde, oradan tahliyesine karar verilemeyeceği–
Alacaklı tarafından borçlular aleyhine temerrüt nedeniyle tahliye davası açılarak elde edilen ilama dayanarak borçluların tahliyesini talep ettiği, infaz sırasında hazır bulunan şikayetçi 3. kişilerin ise icra dosyasına başvurarak taşımazda bulunmalarının haklı nedene dayandığını, bunu ispatlar delilleri bulunduğunu belirterek İİK.nun 276/2. maddesi uygulanmasını istediği davada, tahliye ilamı bir kira sözleşmesine dayanılarak verilmiş ve tahliyesi istenen taşınmazda borçlu kiracıdan başka bir üçüncü kişi bulunursa İİK.nun 276. madde hükmünün aynı kanunun 41. maddesinin delaletiyle kıyasen uygulanması gerektiği, kira nedeniyle verilen tahliye ilamların üçüncü kişiye karşı icrası hakkında ilamlı icra bölümünde özel bir hüküm bulunmadığından olayda İİK.nun 276. madde koşullarının oluşup olmadığı incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Taşınmazda karşılaşılan üçüncü kişinin burada -noterden tasdikli kira sözleşmesine dayanarak- kiracı olarak oturduğu anlaşıldığından, takip borçlusunun kardeşi olarak, ona tebaen oturmadığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın İİK'nun 276/III. maddesine göre çözümlenmesi gerekeceği-
Tahliye ilamının kira sözleşmesine dayanıyor olması halinde İİK’nun 41. maddesi delaletiyle uygulanması gereken İİK’nun 276/I madde hükmüne göre; tahliyesi istenen yerde, kiracıdan başka bir şahıs bulunması ve işgalde haklı olduğuna dair resmi bir vesika gösterememesi halinde derhal tahliye edilmesi gerekeceği–
Takip dayanağı tahliye ilamının, kira sözleşmesine dayalı olmaması halinde, İİK.'nun 41. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 276. maddesinin değil, 27. ve 29. maddelerinin olaya uygunlanması gerekeceği–
Borçlu-kiracı adına (tebaen) kiralananda oturduğu (bulunduğu) anlaşılan üçüncü kişilerin de tahliye kararı uyarınca taşınmazdan çıkarılmaları gerekeceği–
Kiracılık sıfatının tespitine ilişkin davanın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunun kabul edilemeyeceği; dava dilekçesinde müddeabihin değeri 2.000.000.000 TL olarak gösterilmiş olduğundan, davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerektiği-
İİK’nun 41. maddesinin göndermesiyle, İİK. 276 hükmünün, kira sözleşmesine dayalı ilâmlı takiplerde uygulanabileceği–