Davacının mesai saatleri içerisinde çekilen ve paylaşılacağının bilindiği fotoğraflarının binlerce kişi tarafından izlenebilecek bir sosyal paylaşım sitesinde yayınlanmasının, işyerindeki çalışma disiplinini ve iş akışını etkileyecek nitelikte olduğu ve artık davalı işverenden davacı ile çalışması beklenemeyeceğinden somut olayda haklı bir fesih nedeni bulunmasa bile fesih için geçerli bir nedenin bulunduğunun kabulü gerektiği-
Davalılar arasında imzalanan teknik destek hizmet alım sözleşmesinin idarenin ihtiyacı olan idarenin hizmet binasında kurulu bulunan elektrik/elektronik ve mekanik gruba ait sistemler ile ihtiyaç doğrultusunda muhtelif işlerde teknik destek hizmetinin sözleşme ve ekindeki şartlar dahilinde sağlanmasına yönelik olduğu anlaşılmakta olup, davalı şirkete hizmet alım sözleşmesi ile verilen işler davalı kurumun kuruluş kanununda belirtilen görevler kapsamında bulunmadığından yardımcı iş olarak değerlendirilmesi gerektiği, asıl iş kabul edilse dahi teknolojik sebeple uzmanlık gerektiren işler olduğundan davalılar arasında muvazaa bulunduğunun kabulünün hatalı olduğu, yapılan işin niteliği itibariyle davalılar arasında 4857 sayılı Kanun'un 2/6. ve 7. maddelerine uygun ve geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinin mevcut olduğu; davacının alt işveren işyerindeki işine iadesine, işe iadenin mali sonuçlarından ise alt işverenin asıl işverenle müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına karar verilmesi gerektiği-
Davalı işverenin iş akdini feshetmeden önce kendisini bağlayacak şekilde davacıya mazeret bildirmesi için göndermiş olduğu ihtarnamenin davacıya tebliğ edilmesini ve mazeret bildirmesi için davacıya tanıdığı sürenin geçmesini beklemeden, davacının tanınan sürede mazeretini bildirmemesini de gerekçe göstererek iş akdini feshetmiş olmasının, feshi şeklen geçersiz kıldığı-
İş akdinin 22.07.2015 tarihinde işverence önelsiz ve sözlü olarak feshedildiğinin kabulü mümkün olmayıp, bordro tahakkuklarına göre davacı adına Mayıs-Haziran-Temmuz ve Ağustos aylarında 30’ar günlük; Eylül ayında da 2 günlük tahakkuk yapılıp SGK çıkış bildirgesine göre de bordro tahakkukları ile uyumlu olarak 02.09.2015 tarihinde çıkış verilmiş olduğundan davalının yazılı fesih bildirimini davacıya 02.09.2015 tarihinde tebliğ ettiği kabul edilerek, davacı davasını 10.09.2015 tarihinde açmış olup yasal 1(bir) aylık hakdüşürücü süre geçirilmemiş olduğu-
Fesih bildirim tarihinden önce iş sözleşmesi feshedilen, bu nedenle feshin geçersizliği davası açıp, lehine feshin geçersizliğine karar verilen işçinin işverene işe başlatılması için başvurusu halinde, feshin geçersizliğine ilişkin dava sonuçlanmamış ise, bekletici mesele yapılması gerektiği- İş güvencesi hükümlerinden kaçmak amacıyla, işçilerin bir kısmının muvazaalı olarak taşeron işçisi olarak gösterilmesi halinde, bu işçilerin de işçi sayısına dahil edilmesi gerektiği- Grup şirketlerinde ortaya çıkan bir çalışma biçimi olan birlikte istihdam şeklindeki çalışmada, işçilerin bir kısmı aynı anda birden fazla işverene ve birlikte hizmet verdiği ve bu gibi ilişkilerde, tüm şirketlere hizmet veren işçiler ile sadece davalı şirkete hizmet veren işçilerin 30 işçi kıstasında dikkate alınması gerektiği- Tüzel kişilik hakkının kötüye kullanılması, kanuna karşı hile, işçiye zarar verme(haklarının alınmasını engelleme-iş güvencesi hükümlerinden yararlandırmama), tarafta muvazaa (hizmeti kendisine verdiği halde başka bir kişiyi kayıtta işveren olarak gösterme) ve namı müstear yaklaşımı nedeni ile dolaylı temsilin söz konusu olacağı- Dolaylı temsilin söz konusu olduğu hallerde tüzel kişilik perdesinin aralanması sureti ile gerçek işveren veya organik bağ içinde olan tüm işverenlerin sorumlu tutulacağı- . Organik bağın şirketlerin adresleri, faaliyet alanları, ortakları ve temsilcilerinin aynı olmasından, aralarındaki hukuki ilişkilerin tespitinden anlaşılacağı-
İş yerindeki Bölge Müdürü tarafından Whatsapp grubunda çalışan ile arasındaki süreç paylaşılmış ve "dayı" olayı geyik muhabbetine dönüşmüş olup, davacının bu Bölge Müdürüne youtube adlı video paylaşım sitesinde izlenebilen "dayıya dayayan dayı" adlı müstehcen video klibini gönderdiği, ayrıca Bölge Müdürünün; " .... eğer "dayın" yoksa bana karşı biraz daha dikkatli olmanı tavsiye ederim. Eğer varsa birşey olmaz sana rahat ol" şeklindeki yazışmasına ben kapak diye buna derim şeklinde yazdığı ve davacının da "üst makamda alçak insanlar tanıyıp dostlarımı kırmaktansa, kariyerimi kaybetmeyi yeğlerim", kapak ne demek hemide logar kapağı" şeklinde, yakışıksız, gayri ahlaki, küçük düşürücü yorumları nedeniyle, davacının iş akdinin davalı şirket tarafından geçerli nedenle feshedildiği-
Feshin geçersizliğine işe iadesine-
İyiniyetli olan davacı işçiye karşı taraf olmadığı muvazaanın ileri sürülemeyeceği, akdin hükümsüzlüğünün davacıya karşı ileri sürülmesinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırı olması ve hiç kimsenin kendi hilesinden yararlanamayacağı ilkesi gereğince muvazaalı işlemi yapan şirketin davacının Genel Müdürlüğe süresi içinde başvurması ve süresi içinde işe başlatılmaması halinde dört aylık brüt ücret tutarından, diğer bir anlatımla geçersiz sebeple fesih sonucuna bağlı kanuni yaptırım sonucu doğan alacağından diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu-
UYAP sistemi üzerinde yapılan incelemede, İş Mahkemesi’nin dosyası içerisinde sisteme hizmet tespiti davası dilekçesinin taranarak atıldığı, işe iade davası dilekçesinin ise UYAP’ta bu dosya içerisinde bulunmadığı görülmekte olup, müvekkili adına dava açmakla yükümlü olan davacı vekili, kontrolünü zamanında yapmadığından ve bu işin takibinden bizzat kendisi sorumlu olduğundan tevzii bürosu ya da vezne çalışanlarının bir ihmali ya da kusuru olduğundan söz edilemeyeceği, dava harçlarının geç yatırılmasında davacı vekilinin kusurlu olması nedeniyle dava süresinin geçtiğinin kabulü gerektiği- İşe iade davası açılması için öngörülen yasal 1 aylık hakdüşürücü süre geçmiş olduğundan, mahkemece davanın reddi gerektiği-
Davacı ikale sözleşmesini imzalarken irade fesadına uğradığına dair iddiasını ispatlayamadığı gibi haklarının ödenmeyeceği düşüncesiyle teklifi imzalamak zorunda kaldığını öne sürmüş ise de, iş akdine işveren tarafından teşviği kabul etmemesinin ardından son verilen işçilerin de kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmiş olduğunun anlaşılması karşısında, bu iddianın ve tanıkların evrakları imzalamaz iseler çocuklarının ileride....'de çalıştırılmayacağı şeklinde işveren tarafından baskıya maruz kaldıkları yönündeki beyanlarının yakın, ciddi ve somut bir baskı olarak kabul edilemeyeceği, teşvikle ayrılma teklifini kabul eden işçilerin yanı sıra kabul etmeyen işçilerin de bulunduğu ancak davacının iradesini teşvikten faydalanarak anlaşma yolu ile iş akdinin son bulması şeklinde ortaya koyduğu, yani, davacının seçim hakkını kullanarak teşvikle işten ayrılma uygulaması kapsamında işten çıkmayı kabul ettiği- Davacı ve davalı işveren aralarında ikale sözleşmesi yapmak suretiyle davacıya kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve 6 aylık ücreti kadar menfaat sağlanarak iş akdi sona erdirilmiş olduğundan, ikale sözleşmesini geçerli kabul edip davanın reddine karar verilmesi gerektiği-