İş akdi fesih bildirimi başlıklı belgedeki iki farklı tipte gözüken yazı ve imzanın davacıya ait olup olmadığı yönünde yazı ve imza incelemesi yapılması gerektiği ve davalı tanıkları da dinlenilerek fesih bildirim tarihinin belirlenip dava şartlarından olan davanın hak düşürücü sürede açılıp açılmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması gerektiği-
Davacının iş akdinin feshine ilişkin fesih bildirim tutanağı düzenlendiği, ancak bu tutanağın davacıya tebliğ edilmediği, daha sonra bu bildirimi davacının tebliğden imtina ettiğine dair tutanak düzenlendiği ve davacıya mail ile bu bildirimin gönderildiği ancak bu mailin davacıya ulaşıp ulaşmadığının dosya kapsamından anlaşılamadığı tespit edilmiş olup tebliğden imtina tutanağında davacının telefonda olduğu, hazır olmadığı anlaşıldığından ve duruşmada tanık olarak dinlenen davalı tanığı, davacının tutanak tarihinden sonraki ayın sonuna kadar çalıştığını beyan ettiğinden ortaya çelişkiler çıkmış olup çelişkilere göre davalı tarafından davacının iş akdinin bir bildirimle feshedildiği ispatlanamadığından davanın yasal bir aylık süre içinde açıldığının kabulü gerektiği-
Muvazaa nedeniyle davacı işçi davalı iş yerinde işe iade edilmesine rağmen, muvazaa nedeniyle davalıların işe iadenin maddi sonuçlarından müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği-
Dosya kapsamı ve davacının savunmaları ile yaşanan brick değişiklikleri ve çevresel etkenler dikkate alınmaksızın kota realizasyonu esas alınarak performans ölçümü yapılması nedeniyle düşük performans kriterlerinin ispat edilemediği; bununla birlikte davacının çalıştığı grubun kapatılmasına dair işletmesel karar yönünden de gruba ait ilaçların tanıtımının yapılmaya devam olunduğunun tanık beyanları ile anlaşılması buna karşılık grubun kapatıldığına dair yeterli delilin de işveren tarafından ibraz edilmemesi nedeniyle yapılan fesih işleminin geçersiz olup davacının işe iadesine karar verilmesi gerektiği-
İyiniyetli olan davacı işçiye karşı taraf olmadığı muvazaanın ileri sürülemeyeceği, akdin hükümsüzlüğünün davacıya karşı ileri sürülmesinin MK.mad. 2. 'deki iyiniyet kurallarına aykırı olduğu, ancak muvazalı işlemin taraflarının birbirlerine karşı muvazayı ileri sürebilmelerinin mümkün olduğu, hukuki bir engel bulunmadığı ve hiç kimsenin kendi hilesinden yararlanamayacağı ilkesi gereğince muvazaalı işlemi yapan davalının, davacının Genel Müdürlüğü'ne süresi içinde başvurması halinde hak kazanacağı 4 aya kadar ücret ve diğer haklarından, davacının Genel Müdürlük tarafından süresi içinde işe başlatılmaması halinde hak edeceği 4 aylık brüt ücreti tutarındaki tazminat alacağından daha açık bir anlatımla davalı Genel Müdürlüğün davacının iş akdini geçersiz nedenle feshi sonucuna bağlı yasal yaptırım sonucu doğan alacağından diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu-
Davacının mülga 2821 sayılı Yasanın 31.maddesine dayanarak şarta bağlı şekilde işe başlatmama tazminatı talep ettiği davacının talebini ıslah ettiğine dair bir kayıt da bulunmadığı halde mahkemece bu yön üzerinde durulmaksızın talebi aşacak şekilde işe başlatma-başlatmama şartına bağlı olmaksızın işe başlatmama tazminatına hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu-
Davacı ayrılmak istediğini belirttiği el yazılı ve imzalı dilekçesi ile işten ayrılmış, istifa iradesinin fesada uğratıldığını ve istifa dilekçesini baskı altında imzaladığını kanıtlayamamış olduğundan, istifa dilekçesine değer verilip, feshin geçersizliğine ve işe iadesine ilişkin davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
4857 sayılı Kanun'un 20/2. maddesinde açıkça, feshin geçerli sebeplere dayandığının ispat yükünün davalı işverene verilmiş olduğu- İşverenin ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel şartlarına uyduğunu, daha sonra, içerik yönünden fesih sebeplerinin geçerli (veya haklı) olduğunu ispatlaması gerektiği, bu kapsamda, işverenin fesihle ilgili karar aldığını, bu kararın istihdam fazlası meydana getirdiğini, tutarlı şekilde uyguladığını ve feshin kaçınılmaz olduğunu ispatlaması gerektiği- İş ilişkisinde işletmesel kararla iş sözleşmesini fesheden işverenin, TMK. mad. 2 uyarınca, yönetim yetkisi kapsamındaki bu hakkını kullanırken, keyfi davranmaması, işletmesel kararı alırken dürüst olması gerektiği- Keyfilik denetiminde, işverenin keyfi davrandığını işçi iddia ettiğinden, genel ispat kuralı gereği, işçinin bu durumu ispatlaması gerektiği- Davalı işveren tarafından alınan işletmesel kararın samimi biçimde uygulanıp uygulanmadığı, işletmesel karar sonucunda istihdam fazlalığının doğup doğmadığının, davacının başka birimde görevlendirme imkanının olup olmadığı, yeni işçi alımı şeklinde alınmış ise davacının bunun görevini yapıp yapamayacağı araştırılmak suretiyle karar verilmesi gerektiğinden usul ve kanuna aykırı olan kararın bozulması gerektiği-
Mahkemece öncelikle; davalı kurum ve dahili davalı şirketin faaliyet alanlarının belirlenmesi amacıyla ticari kayıtlar ile davalının faaliyet konularıyla ilgili örneğin ham petrolün sondajı, üretilmesi, işletilmesi, depolanması, dağıtımı v.b. Petrol ameliyelerine dair iş akışı ve üretim aşamalarını tek tek gösterir iş organizasyon yapısına ilişkin kayıtların davalıdan getirtilmesi ve söz konusu belgeler temin edildikten sonra davalı İdarenin faaliyet alanında uzman Petrol Mühendisliği fakültesi bir öğretim üyesi bilirkişi, hukukçu ve endüstri mühendisi aracılığı ile davacının çalıştığı işyerinde keşif yapılarak ve hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü uyarınca dinlenen tanıklar keşif sırasında yeniden dinlenerek davacının yaptığı işin ne olduğunun yerinde tespiti ile yapılan bu işin tutanaklara eksiksiz geçirilerek bilirkişilerden hizmet alım sözleşmesinin konusunun ve davacının fiilen yaptığı işin davalının asli faaliyetlerinin bir parçası olup olmadığının belirlenmesi, asıl iş olduğunun tespiti halinde işin alt işverene devrinin mümkün olup olmadığının (işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirip gerektirmediğinin) irdelenmesi gerektiği- Hizmet alım sözleşmesine konu işin alt işverene devrinin mümkün olduğunun (asli iş olmasına rağmen işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirdiğinin veya yardımcı iş olduğunun) anlaşılması halinde, bu kez genel muvazaa kriterleri çeçevesinde hizmet alım sözleşmesinin işçi teminine yönelik olup olmadığı belirlenmesi gerektiği- Davacı, "davalının bazı işçilerini emekliye ayırarak onlara şirket kurdurduğunu, şirket sahibi olan bu eski işçilere ve onların yanında çalışan işçilere asli işlerini yaptırdığını" öne sürdüğünden davacının çalıştığı alt işveren ortaklarının öncesinde davalı şirketin çalışanı olup olmadığı da tespite yönelik kayıtlar getirtilerek muvazaa kapsamında irdelenmesi gerektiği- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişlerince hazırlanan inceleme raporundaki davalı ile dahili davalı şirket arasındaki hizmet alım sözleşmesi ile yürütülen işin muvazaalı olduğunun tespitine karşı muvazaa tespitine itiraz nedeniyle dava açıldığı anlaşılmakta olup, davacının hizmet alım sözleşmesi muvazaalı olduğu tespit edilen işyerinde ve işte çalışan işçilerden biri olup olmadığının araştırılması, öyle ise verilecek kararın bu davanın da esasını etkileyeceği gözetilip, o davanın sonucu da beklenmesi gerektiği- Sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiş olduğu- Mahkemece muvazaa kabulüne rağmen davacının hangi işverene iade edildiğinin hüküm fıkrasında belirtilmemesi ve işe iadenin maddi sonuçlarından davalı ve dahili davalının birlikte sorumlu tutulmamalarının isabetsiz olduğu-
Davalı şirketin fesih tarihinde davacıyı çalıştırabileceği başka bir işyerinin olup olmadığı, bu işyerlerine fesih tarihinden kısa bir süre önce ve sonra davacı ile aynı vasıflarda yeni işçi alımı yapılıp yapılmadığı araştırılarak başka işyeri ve yeni işçi alımı yok ise ihale süresinin bitimine ilişkin bu durumun geçerli fesih sebebi oluşturacağı kabul edilelerek davanın reddine, var ise de feshin son çare olma ilkesine uyulmadan yapılan feshin geçersizliğine karar verilmesi gerektiği-