Çeke dayalı takibin, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.), muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK. 10.md.) ve ayrıca İİK.nun 50/1.maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
Davalı taraf aleyhine girişilen icra takibine karşı sunduğu itiraz dilekçesinde borca kısmi itirazda bulunmuş olup, böylece taraflar arasında akdi ilişkinin varlığını ikrar etmiş sayılacağı, o halde davacının icra takibine konu yaptığı alacağın bir miktar para alacağı olduğu, HMK. 10 ve TBK. 89/1 uyarınca davacı alacaklının ikametgahının bulunduğu yer asliye hukuk mahkemelerinin yetkili bulunduğunun gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirmeyle hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
HMK.nun 10.maddesine göre, sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde açılabildiğinden ve somut olayda dava, sözleşmenin yerine getirileceği yer mahkemesinde açıldığından, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Taraflar arasındaki yetki düzenlemesini de içeren sözleşmenin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce imzalandığı, aynı Kanunun 448. maddesi gereğince Kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı belirtildiğinden, yerel mahkemece Kanunun 17. maddesi gereğince bir tarafın kamu tüzelkişisi diğer tarafın tacir olduğu, sözleşme ile yetkili mahkeme olarak Ankara mahkemelerinin yetkili kılındığı genel yetkili mahkemenin kararlaştırılmadığı gerekçesiyle verilen mahkemenin yetkisizliğine yönelik kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Rücuen işçi alacağı istemine ilişkin davada, taraflar arasındaki sözleşmede yetkiye ilişkin bir hükmün bulunmaması nedeniyle HMK mad. 6 kapsamında (yerleşim yerinde) dava açılacabileceği gibi, HMK mad. 10'a (sözleşmenin ifa yeri) da gidilebileceği
Kesin yetkinin olmadığı hallerde yetki itirazının cevap süresi içerisinde ileri sürülmesi gerektiği, bu sürenin dava dilekçesinin tebliğinden itibaren iki hafta olduğu, ancak; hal ve şartlara göre cevap dilekçesinin bu süre zarfında hazırlanmasının çok zor yahut olanaksız olduğu durumlarda, yine bu süre içerisinde mahkemeye başvuran davalıya bir defaya mahsus olmak ve bir ayı geçmemek üzere ek bir süre verilebileceği, eğer mahkemece verilen ek sürenin ne zaman sona ereceği belirtilmemişse bu ek sürenin, yasal cevap süresi olan iki haftalık sürenin sona ermesiyle işlemeye başlayacağı-
İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, salt o yer mahkemesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceği- Çeke dayalı takibin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK. mad. 6), muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK. mad. 10) ve ayrıca İİK. mad. 50/1 uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
Kamu tüzel kişileri ile gerçek kişiler arasındaki yetki sözleşmesinin geçerliliğinin bulunmadığı-
Yetki itirazında bulunana birden fazla yetkili mahkemeyi (icra dairesini) gösterme olanağının yasaklanmadığı, yetkili olmaları koşulu ile birden çok yetkili mahkeme (icra dairesi) belirtilmiş olsa dahi, yetkili yeri bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmiş olacağı, ancak, borçlunun bu yerlerden birini tercih etmesi gerekeceği-
Bir dava için birden fazla yetkili mahkeme (genel ve özel) varsa davacının bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahip olduğu; davacının davayı bu mahkemelerden hiç birinde açmayıp yetkisiz bir mahkemede açması durumunda ise yetkili mahkemeyi seçme hakkının davalıya geçeceği-