Mal bedeline ilişkin faturalara dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali davasının niteliği itibariyle bir miktar para alacağına ilişkin olduğu ve bu durumda, TBK. mad. 89/1 ve HMK. mad. 10 uyarınca, alacaklı davacı şirketin muamele merkezinin bulunduğu yer icra dairesi ve mahkemesinin yetkili olduğu- Dava konusu icra takibi ne davacı şirketin muamele merkezinde ne de genel yetki kuralı çerçevesinde davalının ikametgahı olan yerde başlatılmadığından, davalının icra dairesine yönelik yetki itirazı kabul edilerek takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığından dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İhtiyati hacizde yetki itirazının borçlunun hazır olduğu hallerde borçlu tarafından yapılması, borçlunun yokluğunda verilen kararlarda ise İİK'nın 265. maddesi gereğince borçlunun yaptığı itirazda ileri sürülmesi gerektiği-
Satım akdine dayalı alacaklarda zamanaşımı süresi 818 Sayılı BK.nun 125. maddesi uyarınca 10 yıl olduğundan, zamanaşımı süresinin davacının alacağına dayanak olarak sunduğu her bir fatura yönünden fatura içeriği emtianın teslim tarihinden itibaren başlayacağı gözetilerek dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı tartışılarak davalının süresi içerisinde yaptığı zamanaşımı itirazı hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı, akdi ilişkiyi inkar etmediğinden ve dava bir miktar para alacağına ilişkin olduğundan somut olayda İİK. mad. 50 yollamasıyla, BK. mad. 73/1 ve HUMK mad. 10 ( HMK. mad. 10) hükümlerinin, icra dairesinin yetkisinin belirlenmesinde uygulanması gerekeceği- Taraflar arasındaki sözleşme hükmünün, BK. mad. 73/1’de öngörülen “hilafına bir şart” olarak yorumlanması, somut olaya uygun düşmediğinden, davacı şirketin muamele merkezinin bulunduğu yer icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunun kabulü gerekeceği-
Dava, bir miktar para alacağına ilişkin olup, İİK’nun 50. maddesi uyarınca para veya teminat borcu için takip hususunda HUMK’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunacağı-BK.’nun 73/1 ve HUMK’nun 10. maddesi uyarınca somut olay bakımından davacı alacaklının yerleşim yeri icra daireleri de yetkili olduğu, bu itibarla davalı tarafın icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının reddi gerekeceği-
Davacı yanca takip ve dava dosyasına sunulan belgeler doğrultusunda taraflar arasında bir ticari ilişki bulunduğu anlaşılmakta olup, davacı alacaklıların kendi ikametgahında takip ve dava açabilecekleri-
Akdi ilişki borçlu tarafından kabul edildiğine göre, BK.nun 73.maddesinin olaya uygulanması gerekli olduğundan, alacaklının BK.nun 73.maddesi gereğince kendi ikametgahında icra takibi başlatmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği-
Davalı borçlu şirketin yerleşim yeri, takip talepnamesinde belirtildiği gibi Bursa olduğu, sözleşmenin icra edildiği yerin de Bursa olduğu dosyadaki bilgilerden anlaşıldığı, ayrıca taraflar arasında, icra dairesinin yetkisine ilişkin bir yetki sözleşmesi bulunmadığı da çekişmeli olmadığından, yetkili icra dairesi Bursa İcra Müdürlüğü olup, Ankara İcra Müdürlüğünün yetkili olarak kabulüne olanak olmadığı, bütün bu saptamalar doğrultusunda, takip yapılan icra dairesinin yetkili olmadığı, yetkili icra dairesinin Bursa İcra Dairesi olduğu ve ortada geçerli bir takibin bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının bundan ötürü reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emrine karşı borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, bu itirazın kaldırılması yetkisinin münhasıran icra mahkemesine ait olduğu-