HMK.’nun  17. maddesinde tacirler veya kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıklar hakkında sözleşme ile mahkemeleri yetkili kılabilecekleri aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşme ile belirtilen mahkemede açılacağı; aynı Kanun’un 448. maddesi  gereğince kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı belirtildiğinden Yerel Mahkemece bir tarafın kamu tüzel kişisi diğer tarafın tacir olduğu, sözleşme ile yetkili mahkeme olarak Ankara mahkemelerini yetkili kıldıkları; genel yetkili mahkemeyi kararlaştırmadıkları gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı;
İhtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, salt o yer mahkemesinde ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceği, diğer taraftan çeke dayalı takiplerin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde, muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme emri sayıldığından buradaki icra dairesinde ve ayrıca İİK.50/1.maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, icra takibi için yetkili olamayacağı- Çeke dayalı takibin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK 6. md.), muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK 10. md.) ve ayrıca İİK'nun 50/1. maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
Tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yetki sözleşmesi yapılması halinde, icra takibinin sadece yetki sözleşmesi ile belirlenen yerde açılabileceği- Tacir olmayan borçlu hakkında yetki sözleşmesi uygulanamayacağından; bonoya dayalı takibin, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK. 6. md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde (6102 s. TTK'nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ödeme yeri olarak tanzim yeri kabul edilir) (HMK. 10. md.) ve ayrıca İİK'nun 50/1. maddesi uyarınca bononun tanzim edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
Akdi ilişkinin kabulü halinde, TBK. mad. 89 uyarınca para borcu nedeniyle yapılan icra takibinde davacının ikametgahında bulunan icra dairesi ve mahkemesinin yetkili olacağı-
Cevap dilekçesinde alacak miktarının ödendiğini savunulduğundan, davalının akdi ilişkiyi kabul ettiği anlamında değerlendirilmesi gerekeceği ve ispat yükü artık davalıya geçmiş olduğundan, TBK. mad. 89 uyarınca davacının ikametgahı mahkemesi ve icra dairesi yetkili olacağı-
Yetki sözleşmesi, ancak tacirler ve kamu tüzel kişileri arasında yapılabileceğinden ve gerçek kişi olan tarafların tacir olduklarına ilişkin bir belge dosyada bulunmadığından söz konusu yetki sözleşmesinin geçerli olmadığı-
Alacağın temliki sözleşmesinin icra olunacağı yer yazılı olmadığından ve akdi ilişki de borçlu tarafından reddedilmediğinden, TBK. mad. 89/1 ve HMK. mad. 10 gereğince, alacaklının, para borcu için kendi ikametgâhında takip başlatabileceği-
Geçici hukuki korumalardan olan "delil tespiti"nin (HMK. mad. 400 vd. ), ileride açılacak veya açılmış olan bir dava ile ilgili delillerin bazı şartlar altında zamanından önce toplanıp emniyet altına alınmasını sağlamak için kabul edildiği- Delil tespiti kararlarına karşı temyiz yoluna gidilemeyeceği-
TBK. mad. 89 ve HMK mad. 10 uyarınca bir para borcunun alacaklısının, kendi ikamet adresinde dava açmasında (veya İİK. mad. 50'nin belirlemesiyle icra takibi başlatmasında) bir usulsüzlük bulunmadığı-