Takip dayanağı senetteki imza ve yazının, atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik yöntemlerle yapılması, sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının dayanakları gösterilerek denetime elverişli bir raporla ortaya konulması gerekeceği, bu şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, mahkeme hakimince kendi gözlemine göre sonuca gidilemeyeceği, mukayeseye esas alınan belgelerin fotokopi olmamasına özen gösterilmesi gerekeceği (belge asılları üzerinde inceleme yaptırılması gerekeceği), senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin senedi elinde bulunduran ve takibe koyan alacaklıya ait olduğu, imza incelemesi konusunda Adli Tıp Kurumu’nun son makam olmadığı, ispat yükünün alacaklıya ait olduğu-
Dosyanın bir defadan fazla takipsiz bırakılması halinde davanın açılmamış sayılmasının karar verilmesi gerekeceği (HMK. mad. 320/4), ancak bu hükmün yasanın yürürlük tarihinden sonraki takipsiz bırakmalar hakkında uygulanacağı-
Bonoyu tanzim eden keşidecinin, lehtarın ve cirantanın ciro imzalarına itiraz hakkı bulunmadığı-
Kambiyo senetlerine dayalı takiplerde; senetteki imzasını inkar etmiş olan borçlunun atılış tarihi itibariyle inkar edilen imzası ile yakın takipte atılmış uygulamaya elverişli imzalarının temin edilerek, bunlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği; imza incelemesinin fotokopi üzerinde değil, senet asılları üzerinde yaptırılması gerekeceği; “imzanın borçluya ait olduğunu” kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu-
Lehtar tarafından keşideciye karşı yapılan takiplerde, lehtar senetteki imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğundan, ‘imza itirazının kabulü’ne karar veren icra mahkemesinin ayrıca bu kararla birlikte, borçlu lehine % 20 tazminata da hükmetmesi gerekeceği-
Senetteki imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu-
Senetteki düzeltmelerin keşideci tarafından paraf edilmesinin gerekli olduğu, çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığı ve paraf imzasının da sahte olduğu yönündeki itirazların bilirkişi incelemesi ile sonuçlandırılmasının gerektiği, takip dayanağı çeke keşide tarihinde düzeltme yapıldığının ve bu düzeltmede paraf imzasının bulunduğunun görüldüğü, düzeltmenin geçerli olması için keşidecinin onayının zorunlu olduğu, mahkemece, keşide tarihinde yapılan düzeltmeye ilişkin paraf imzasının keşide yerinde bulunan keşideciye ait imza ile aynı el ürünü olup olmadığının öncelikle belirlenmesinin, değil ise tahrifat öncesi keşide tarihi belirlenip oluşacak sonuca göre hüküm tesis edilmesinin gerektiği-
Hem «ödeme emrinin tebliğ şeklinin usulsüz olduğunu» ve hem de «imza itirazı»nda bulunan borçlunun, önce usulsüz tebliğe ilişkin iddiasının (şikayetinin) daha sonra da -tebligatın usulsüz yapıldığının ve usulsüz tebliği öğrenme tarihine göre icra mahkemesine yaptığı başvurunun süresinde olduğunun anlaşılması halinde- «imza itirazı»nın incelenmesi gerekeceği-
İcra mahkemesinde açılan imzaya itiraz davasının, istihkak davasının, kıymet takdirine itiraz davasının, sulh hukuk mahkemesinde açılan izale-i şuyu davasının, asliye hukuk mahkemesinde açılan tasarrufun iptali davasının zamanaşımını kesmeyeceğini, imzaya itiraz davasında mahkemece tedbiren takibin durdurulmasına karar verilmişse, bu süre içinde zamanaşımının işlemeyeceğini, icra mahkemesi kararının temyizinin zamanaşımını kesmeyeceği-
Karar yerinde gerekçesi açıklanmadan İİK. 170/IV’de öngörülen % 20 oranı aşılmak suretiyle alacaklı aleyhine % 40 tazminata hükmedilemeyeceği-