İnkar edilen imzanın borçluya ait olmadığı mahkemece aynı Kanun'un 68/a maddesine göre yapılan inceleme sonucunda anlaşılmış ise, itirazın kabulü ile birlikte takibin durdurulmasına karar verileceği-
Ticari senetteki geçersiz imzanın sadece imza sahibi yönünden hükümsüzlük sonucu doğuracağı, senetteki her imza diğerinden bağımsız olarak sadece imza sahibini bağladığından “imzaların bağımsızlığı ilkesi”nin poliçeye atılı her geçerli imzanın “keşidecinin, cirantanın, avalistin, kabul eden muhatabın imzaları gibi” sahibini bağladığını, geçersiz imzaların sahiplerinin sorumlu tutulmamasına rağmen, poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade ettiği, geçerli imzaların sahiplerinin “başkasının imzasının geçersiz olduğunu” ileri sürerek, kambiyo senedinin sorumluluğundan kurtulamayacakları, geçersiz bir imza sahibini bağlamaz ise de ciro sebebini koparmayacağı-
Mahkemece, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinde de bulunduğu gözetilerek öncelikle usulsüz tebligat şikayetinin incelenip, şikayet yerinde görülerek tebligat tarihinin düzeltilmesi ve buna göre başvurunun süresinde bulunması halinde, işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlular aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibi üzerine borçluların imzaya ve borca itiraz etmelerine rağmen bilirkişi raporunda yalnızca borçlu yönünden imza incelemesinin yapıldığı, diğer borçlu avalist yönünden ise imza incelemesi yapılmadığı anlaşıldığından yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğu-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine ilişkin imzaya itirazın incelenmesinde öncelikle senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin borçluların uygulamaya elverişli imzalarını taşıyan belgelerin, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişice mukayeseye esas alınması gerektiği, senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa, daha sonraki tarihli belgelerin, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise, borçlunun duruşmada alınan medarı tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılması ve daha sonra bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğinden borçlu tarafından bildirilen mukayeseye esas belgelerin, asıllarının getirtilip, bu belgeler ve dosya içinde bulunan diğer belgelerle birlikte dosyanın 3 kişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilip, imza incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmesinin isabetsiz olduğu-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, takibe konu bonodaki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın cumhuriyet savcılığınca aldırılan bilirkişi raporuna göre imzaya itirazın kabulüne karar verildiği halde alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gibi, mahkemece, borçlunun takip dayanağı senede ilişkin imza itirazı kabul edildiğine göre, İİK’nun 170/3. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesis edilmesinin de isabetsiz olduğu-
"İmzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu- Bilirkişi raporunda sahteliği ispat oluncaya kadar kesin delil sayılan noter senetlerindeki imzalarla, takibe konu senetteki imzaların aynı el ürünü olduğu bildirildiğine göre borçluların imzaya itirazının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Bir belgenin "kambiyo senedi" niteliğini taşıması için, "senedi tanzim edenin imzasını" içermesinin zorunlu olduğu; şirket yetkilisinin, şirket kaşesi dışında senet üzerine attığı imzanın kendisine sorumlu kılacağı; senette sadece imzanın bulunması yeterli olup ayrıca ad ve soyadın yazılmasının gerekli olmadığı-
“Takip dayanağı bononun teminat senedi olarak verildiği” iddiasının İİK.nun 169. maddesi kapsamında “borca itiraz” niteliğinde olduğu-
Bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibine ilişkin bilirkişi raporu ile takibe konu senetteki imzanın “itiraz eden borçluya” ait olmadığı yönünde kesin kanaat bildirdiği belirlendiğine ve icra takibinin dayanağı olan bonoda alacaklının lehdar olup, borçlunun ise avalist olduğu ve bu durumda, lehdar ile imzaya itirazı kabul edilen avalistin doğrudan ilişki içinde olduğu belirlendiğinden, alacaklının, avalist imzasının adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğunun kabulü gerektiğinden avalist imzasının borçlunun eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklı, ağır kusurlu kabul edileceğinden tazminat ve para cezası ile sorumlu tutulması gerektiği-