Resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçları yönünden şüpheli şirket yetkililerinin müştekiye verdiği (dosyada fotokopisi bulunan) çekin bankaya ibrazı üzerine banka görevlisinin, keşideci şirketin imza sirkülerindeki imza ile çekteki imzanın tutmadığı ve çekin karşılığı olmadığı gerekçesiyle ödeme yapmaması karşısında, şüpheli şirket yetkililerinin tespiti ve savunmalarının alınması, çekteki imzanın kime ait olduğunun sorulması, çek aslı temin edilerek çekteki imza ve yazılar ile tespit edilecek şüpheli şirket yetkilisinin imza ve yazı örneklerinin karşılaştırılması için bilirkişi raporu aldırılması sonucunda çekin sahte olup olmadığı ve dolandırıcılık suçunun unsurlarının bulunup bulunmadığının tespiti gerektiği-
Borçlu tarafından yapılan imzaya itirazın kabulü halinde, mahkemece takibin durdurulmasına karar verilmesi yerine iptaline hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte imza itirazının kabul edilerek takibin durdurulmasına karar verilse de alacaklının %20'den az olmamak üzere tazminata mahkum edildiği, bir başka deyişle tazminat oranının açık ve net bir şekilde belirlenmediği, dolayısıyla hüküm kısmının tazminata ilişkin bu bölümünün HMK'nun 297/2. maddesinde belirtilen yasal düzenlemeye uygun, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde olmadığı ve infazda tereddütlere sebebiyet verecek nitelikte olduğu anlaşıldığından mahkemece İİK'nun 170/4. ve HMK'nun 297/2. maddelerine uygun şekilde karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 170/3. maddesi, aynı Kanun'un 68/a maddesinin 4. fıkrasına atıf yapmış olup, imza incelemesinin, anılan fıkra kapsamında ilgili HUMK (HMK) hükümleri uyarınca yerine getirilmesi gerekeceği, anılan hükümlerde ise para cezası düzenlenmediğinden, borçlunun para cezası ile sorumlu tutulmasının isabetsiz olacağı-
Takip dayanağı çekin tanzim tarihi itibariyle şirket yetkilisinin kim olduğu hususunda herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşıldığından, mahkemece ticaret sicil kayıtları da getirtilerek, çekin tanzim tarihi itibariyle şirket yetkilisinin bu kişi olduğunun tespiti halinde, aynı kişinin limited şirketi ile birlikte adi ortaklığı da temsile yetkili olup olmadığı hususunda gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra bu kişi yönünden de imza incelemesi gerekip gerekmediğinin tespiti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu imzaya itiraz olup, İİK.nun 170.maddesi gereğince inceleme yapılmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekeceği-
Hakimlerin hukuki sorumluluğunun HMK. mad. 47'de öngörülmüş olduğu- İcra mahkemesi kararlarının hüküm ve sonuç doğurması için kesinleşmesine gerek olmadığından, icra mahkemesi kararı ile "ödeme emrinin iptali"nin sonucu olarak taşınmaz üzerindeki haciz kalkmış olacağı ve bu kararın icra müdürlüğüne ibrazı ile mahcuz taşınmaz mülkiyeti üçüncü kişi üzerinde iken, haczin terkin edilmiş olduğu- Alacaklının takip konusu alacağını alıp almayacağı henüz belli olmadığından ve alacaklının tasarrufun iptali davası açabilme, borçlunun başka mal ve alacakları üzerine haciz koydurabilme ve alacağını tahsil edebilme imkanı varken takip dosyası işlemsiz bırakılarak bu davanın açıldığı görülmekte olup davacı vekilinin "geçici veya kesin aciz belgesi almadıklarını İİK'nun 277 ve devamı hükümlerine göre tasarrufun iptali davası da açmadıklarını" beyan ettiği de anlaşıldığından, icra hakiminin davaya konu kararı ile bir zararın meydana geldiğinin söylenemeyeceği-
Mahkemece borçlunun imzaya itirazı hakkında bilirkişi incelemesi yapılmaksızın alacaklının kabul beyanına dayalı olarak itiraz kabul edildiğine göre alacaklının tazminat ile sorumlu tutulmasının isabetsiz olduğu-
Keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imzanın aval olarak değerlendirilceği, her iki imzanın şirket kaşesi üzerine atılması halinde, bu imzaların tamamının keşideci şirketi temsilen atıldığının kabulü gerektiği-
Alacaklının lehtar, borçlunun ise düzenleyen olduğu takip dayanağı bonoda, alacaklının lehtar, imzaya itiraz eden düzenleyenin imzasının sıhhatini bilebilecek durumda olduğu, imzanın, düzenleyenin eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzanın huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, imzaya itirazı kabul edilene karşı başlattığı takipte, en azından ağır kusurlu kabul edileceğinden tazminat ile sorumlu tutulması gerekeceği-