Kesin kanaat içermeyen ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporu karşısında mahkemece grafoloji ve yazı bilimi dalında uzman bilirkişiler kurulu aracılığı ile yeniden inceleme yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekeceği-
İmza itirazı kabul edildiğine göre; mahkemece, "takibin durdurulması" yerine "takibin iptaline" karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece; borçlunun imzaya itirazının kabulü halinde, takibin "durdurulması" yerine "iptaline" karar verilmesinin ve ayrıca icra mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın imzaya itirazın kabulüne karar verildiği halde, alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
İmza itirazında, imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfetinin, takibe başlayarak imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğu-
“Bilumum senetleri imzalamaya” ilişkin verilen yetkininin bono düzenleme yetkisini kapsamadığı-
İmzaya itirazda ispat yükünün alacaklıya ait olduğu- İtirazın kabulü ile takibin durdurulmasına ilişkin mahkeme kararının itiraz konusu olan çek yönünden hüküm ifade edeceği-
İmza itirazın kabul edilmesi halinde; icra mahkemesince, "takibin iptaline" değil, "takibin durdurulması"na karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun imza inkarı dışında, takibe konu senetteki yazının sahteliğini ileri sürmesi, borcu itiraz niteliğinde olup, borçlunun borçlanma iradesi dışında başka amaçla atmış olduğu imzanın üzerinin bilgisayar ortamında doldurularak kambiyo senedi haline getirildiği iddiasıyla icra mahkemesinde görülmekte olan uyuşmazlıkla ilgili olarak HMK'nun 209. maddesinin uygulanma olanağı bulunmadığı- Kambiyo senetlerine özgü takipte borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davaları bekletici mesele yapamayacağı gibi takibin durdurulmasına da karar veremeyeceği, icra mahkemesinin, İİK. mad. 169/a-2 uyarınca itirazın esası hakkındaki kararına kadar icra takibinin muvakkaten durdurulmasına karar verebileceği- İcra mahkemesince takibe konu alacakla ilgili bir karar verilmiş olmasının, aynı alacak hakkında genel mahkemelerde dava açılmasına engel oluşturmayacağı- Borçlunun sahtelik nedenine dayalı olarak açtığı menfi tespit davasında, mahkemeden alınacak ihtiyati tedbir kararı ile icra takibini durdurulabileceği- Mahkemece, İİK'nun 169/a ve devamı maddeleri kapsamında borçlunun itirazının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, takibe konu senet ile ilgili olarak ceza mahkemesinde görülen davaya, davacı tarafça müdahale talebinde bulunulduğu, ancak takibe konu imzası inkâr edilen senedin iptalinin istenmediği gerekçesiyle davacının itirazının reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Tedbir kararı ile "alacağın %40'ı oranında teminat karşılığında takibin geçici olarak durdurulması"na karar verilmişse de, öngörülen teminat yatırılmadığından takibin durmadığı anlaşıldığından, icra mahkemesince, "takibin durdurulmadığı" dikkate alınarak, "imzaya itirazın reddi" ile yetinilmesi gerekirken, borçlular aleyhine ayrıca "para cezası"na hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Bilirkişi imza incelemesi yapmadan önce, alacaklının, borçlu şirket adına atılan imzanın şirket temsilcisinin eşine ait olduğunu kabul etmesine rağmen, icra mahkemesince fuzuli olarak imza itirazı hakkında bilirkişi incelemesi yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece, imza incelemesi yapılmasını gerektiren halin mevcut olmamasına rağmen yaptırılan imza incelemesi neticesinde, takibe konu bonodaki imzanın, borçlu şirket temsilcisine ait olmaması nedeniyle, alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olacağı-