Davacının tarafı bulunmadığı bir dosyadan «alacağın muvazaalı olduğuna dair» verilen kararın, davacı yönünden de güçlü delil sayılacağı—
MK. 939 uyarınca menkul rehninin kurulabilmesi için “rehin söz-leşmesi” yapılması ve “rehin konusu menkul mal üzerindeki zilyetliğin alacaklıya (veya üçüncü kişiye) verilmesi ve alacaklının bu mala doğ-rudan doğruya veya dolayısıyla zilyet olması” gerektiği –MK.’nun 939. maddesine uygun düzenlenmeyen rehin sözleşmesinin (rehin konusu aracın borçlunun elinde bırakılmasının) alacaklıya öncelik tanımayacağı-
Rehinli alacaklıya borcu ödeyen kefilin onun haklarına halef olacağı (BK. mad. 496; şimdi; TBK. mad. 596), ayrıca, takip yapmasına gerek kalmadan rehinli malın satılması halinde, kefile satış bedelinden öncelik tanınması gerekeceği—
«Davalının takibinin Tebligat Kanununa aykırı olarak kesinleştirildiğine, yapılan haczin anlaşmalı olarak konulduğuna, gerçekte ilk haczin kendi haczi olduğuna» değinen itirazın, sıraya ilişkin bir itiraz olduğu—
Mülkiyeti muhafaza kaydı ile yapılan satışlarda, satıcının, satışa konu malın satış bedeli üzerinde rüçhan hakkına sahip olabilmesi için, sözleşmenin alıcının ikametgahının bulunduğu noterlikçe yapılıp, noter sicil defterine tescil edilmesinin zorunlu olduğu—
Aynı tarihte uygulanan ihtiyari hacizlerin uygulanma saatlerine göre işlem yapılması gerekeceği—
Taşınmazın aynından doğmayan vergi alacağından dolayı konmuş olan haczin, ipotekten sonra olması halinde, ipotekli alacaklının önüne geçemeyeceği—
Üzerine haciz konulmamış olan malların satış bedelinden alacaklıya pay ayrılamayacağı—