Takibe taraf olmayan kişilerin o takipteki usulsüzlükleri -kural olarak- şikayet konusu yapamayacakları, ancak bir takipteki usulsüzlüğün -örneğin; ödeme emrinin borçluya tebliğindeki usulsüzlüğün- düzenlenmiş olan sıra cetvelinde başka alacaklıları haklarını ihlal etmesi halinde, bu alacaklıların o dosyadaki usulsüzlüğü şikayet yolu ile icra mahkemesine bildirebilecekleri—
«İcra memurunun sıra cetveli düzenlerken İİK’nun 133. maddesine aykırı hareket ettiği» iddiasının icra mahkemesinde inceleneceği—
«Fekki (kaldırılması) bildirilinceye kadar» geçerli olmak üzere kurulmuş olan ipoteğin, alacaklının beş yıl içinde takibe geçmemesi ile ortadan kalkmayacağı—
Sıra cetveline yönelik şikâyetlerde, sırasına itiraz edilen -yapılan şikayetten hukuki durumu etkilenecek olan- alacaklı ya da alacaklıların «karşı taraf» olarak gösterilmesi (eğer gösterilmemişse; icra mahkemesince bu kişilerin duruşmaya çağrılması) gerekeceği–
Vergi dairesinin alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığının, bu yönde bir savunma olmasa bile mahkemece doğrudan doğruya gözetilerek, zamanaşımına uğrayan vergi alacağının sıra cetvelinden çıkarılması (pay ayrılmaması) gerekeceği—
Davacının tarafı bulunmadığı bir dosyadan «alacağın muvazaalı olduğuna dair» verilen kararın, davacı yönünden de güçlü delil sayılacağı—
Davalı alacaklı ile borçlu arasındaki harici satış sözleşmesinin, davalı alacaklının alacağının gerçek bir alacak olduğunu göstermeyeceği-
Tapuya haciz koymuş olan vergi dairesinin alacağına haciz tarihinden satış tarihine kadar işleyecek gecikme zammı kadar sıra cetvelinde pay ayrılabileceği, haciz tarihinden sonra tahakkuk eden yeni vergi alacağı için yeniden tapuya haciz konulmadıkça, bu alacağa da satış bedelinden pay ayrılamayacağı (6183 s. K. mad. 51)–
Kamu alacağından dolayı borçluya ait taşınmazın tapu kaydına konulan haczin -ne miktardaki alacak için konulduğu haciz yazısında belirtilmemiş dahi olsa- geçerli olduğu (6183 s. Y. mad. 88)—