Alacaklılara pay ayrılırken bedeli paylaşıma konu malın satıldığı tarihteki anapara, fer'iler ve takip masrafından oluşan toplam alacak miktarının, satış tarihi itibariyle hesaplanması gerektiği- Takibe dayanak ilamın bozulması üzerine satış bedelinin dağıtımı yapılamamış, ipoteğin, satıştan sonra, şikayetçiye temlik edildiği anlaşılmış olmakla, satışın temlikten önce yapıldığı sabit olduğundan, şikayetçiye ödenecek bedel temlik miktarını geçemeyeceği- İİK. mad. 142/a  uyarınca, sıra cetveli kesinleşmeden satıştan arta kalan bedelin paylaştırılması yapılamayacak ise de, teminat yatırmak suretiyle bedelin paylaşımı mümkün olduğundan ve şikayetçiye temlik miktarı dışında bedel ödenmesi mümkün görülmediğinden, yapılan paylaştırmanın esasa uygun olduğu-
Yediemin alacağının  MTV alacağına önceliğinin olduğu, ancak muhafaza için alınacak bu ücretin tespitinde Adalet Bakanlığı'na ait depo ve garajlarda muhafaza edilen mallar için alınacak ücret tarifesi hakkında tebliğin 3 ve 4. maddeleri nazara alınması, yani tarifede yer alan azami haddi aşmayacak şekilde yediemin ücreti belirlenip bakiyenin, alacağın aynından kaynaklanan MTV alacağına ödenmesi gerektiği-
Tüm alacakları ilgilendiren masraflardan olan yediemin ücretinin satış bedelinden öncelikle ödeneceği, ödenecek bedelin Adalet Bakanlığınca düzenlenen icra depolarındaki yediemin ücret tarifesindeki 3. ve 4. maddesindeki miktarları geçemeyeceği-
Adi ortaklık isimleri üzerinden hareket edildiğinde, bu adi ortaklığın ortak değiştirdiği ancak ticari ilişkinin devam ettiği anlaşıldığından, mahkemece bu adi ortaklığın ticari kayıtları, vergi kayıtları ve ilgili resmi kayıtlar getirtilerek aynı ortaklık olup olmadığının denetlenmesi gerektiği- Davacı şirketin alacağının ne zaman doğduğu ticari kayıtlardan tam olarak belirlenememiş olup eğer ipoteğin verildiği tarihten sonra doğmuş ise önceden yapılan ipoteğin sonradan doğacak borcun semeresiz bırakılması için yapılması mümkün olmadığından bu gerekçe ile davanın reddi gerekeceği- 
Somut olayda usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir sıra cetveli bulunmamakla birlikte, borçlunun maaşına konulan hacizlerin sırasını düzenleyen icra memur muamelesinin, şikâyet yoluyla icra mahkemesi huzuruna getirildiği, iddialar incelendiğinde, aleyhine şikâyet olunan kişilerin takiplerinin kesinleşmesinden önce haciz işlemini yapan icra memuru muamelesinin yanlış olduğundan bahisle, iptalinin talep edildiği, bu talebin, alacağın esasına ilişkin bir itiraz olmadığından, şikâyet yoluyla icra mahkemesinde sonuca bağlanması gerekeceği-
İcra İflas Kanunu m.142/son uyarınca, sıra cetvelindeki yalnız sıraya ilişkin itirazlar için, sıra cetvelinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde şikâyet yoluyla icra mahkemesine başvurulacağı, şikâyet süresinin hak düşürücü mahiyette olduğu, bu sebeple, şikâyetin süresinde yapılıp yapılmadığı hususunun mahkemece re’sen gözetileceği, dosya kapsamından, sıra cetvelinin tebliğ edildiğine dair tebliğ evrakı ve tebliğ tarihi anlaşılamadığından, mahkemece bu hususun denetlenmesi, şikâyetin süresinde yapıldığı tespit edildikten sonra işin esasına girilmesi gerekeceği- Sıra cetveline şikâyette, şikâyet neticesinde verilecek karar ile hukuku etkilenecek olan alacaklıların mahkemece şikâyete taraf olarak gösterilmeleri tamamlandıktan sonra bir karar verilmesi gerekeceği, somut olayda, müştekinin şikâyeti neticesinde hukuku etkilenecek olan ve sıra cetvelinde 2. sırada bulunan temyiz eden şirket olduğu, bu hâlde, temyiz eden şirkete tebligat çıkarılması ve yargılamaya onun huzurunda devam edilip sonuçlandırılması gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yargılamaya devam edilmesinin doğru olmadığı-
Ortaklığın giderilmesi davası süresince satış isteme süresi işlemeyeceği- Haciz tarihi ile ortaklığın giderilmesi davasını açma tarihi arasında ve karar kesinleştikten sonra satış isteme tarihine kadar geçen süre toplandığında, iki (şimdi; bir) yıllık (İİK. mad. 106) satış isteme süresi dolmadığından, şikayetçinin haczinin ayakta olduğu-
Bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine şikayet olunanın 28.03.2012 tarihinde haciz koydurduğu, 01.11.2013 tarihinde satış talebinde bulunduğu ve 05.11.2013 tarihinde satış avansını yatırdığı görüldüğünden, mahkemece, şikayet olunanın haciz tarihi itibariyle iki yıllık satış isteme süresi bulunduğundan ve satış avansını yatırdığından haczinin ayakta olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dosya incelendiğinde, şikayetçinin haczinin 12.04.2002 tarihi olduğu, ortaklığın giderilmesi davasını 27.10.2003 tarihinde açtığı, bu davanın kararının kesinleşmesinden sonra 06.04.2007 tarihinde satış istediğinin görüldüğü- Ortaklığın giderilmesi davası süresince satış isteme süresi işlemeyeceği nazara alındığında haciz tarihi ile dava tarihi arası ve karar kesinleştikten sonra satış isteme tarihine kadar geçen süre toplandığında haciz tarihinde yürürlükte bulunan İİK’nun ilgili maddesinde belirtilen satış isteme süresinin dolmadığı, bu nedenle şikayetçinin 12.04.2002 tarihli haczinin ayakta olduğu anlaşıldığından mahkemece, şikayetçinin haciz tarihinin 12.04.2002 tarihi olduğu, şikayet olunanın 11.10.2007 tarihi olduğu dikkate alınarak, haciz önceliği şikayetçide olduğundan şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetin sıra cetvelinde sıraya ilişkin olduğu, bir sıra cetveli için muhtelif alacaklılar tarafından farklı tarihlerde, farklı alacaklılara husumet yöneltilerek şikayette bulunulmuş olsa dahi, tüm şikayetlerin birlikte incelenerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde tek bir kararla sonuçlandırılmasının; birbiriyle çelişik hükümlerin engellenmesi gerektiğinden, bir dosyada verilen kararın diğer dosyanın sonucunu etkileme olasılığından ve sıra cetveline ilişkin özel usul hükümlerinden kaynaklanan bir zorunluluk olduğu, aynı sıra cetveline yönelik farklı şikayetler hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmasının, kararların infazında da şüphe ve tereddütlere neden olarak uyuşmazlıkların uzun süre devam etmesi ihtimali doğurabileceği-