Üçüncü kişi nezdinde doğacak (beklenen) alacakların ancak İİK. mad. 89 uyarınca haczedilebileceği- Henüz doğmamış alacakların, İİK. mad. 88 uyarınca yazılan müzekkere ile haczinin mümkün olmadığı- Üçüncü kişiye tebliğ edilen haciz müzekkerelerinin hüküm doğurmayacağı ve ihtiyati hacizlerin uygulanmış olduğundan bahsedilemeyeceği- Şikayetçinin alacaklı bulunduğu icra dosyasında üçüncü kişiye tebliğ edilen haciz ihbarnamesi, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal on günlük ödeme süresinin sona erdiği tarih itibariyle kesin hacze dönüşmüş olduğundan, şikayet olunanın kesin haczi ise bu tarihten sonra olduğundan ve ilk kesin hacze iştirak koşullarını da taşımadığından, şikayete konu sıra cetvelinde şikayet olunana garameten pay ayrılmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemece hükmün gerekçesinde "şikayetçinin iddialarının itiraz olarak ileri sürülmesi gerektiğinden" bahisle "şikayetin reddine" karar verildiği belirtildiği halde, hüküm kısmında "açılan şikayetin sübuta ermemesi nedeniyle reddine" karar verildiğinden çelişkili hükmün bozulması gerektiği-
Sıra cetvelinde muvazaa iddiasında ispat yükü davalıya düşeceği- Mahkeme ilamı olsa bile muvazaa yapıldığının iddia edilebileceği- Mahkeme kararı veya ara kararla hükmedilen nafakanın muvazaalı olmadığı görüşünün isabetli olmadığı, aksinin iddia edilmesi ve ispatı mümkün olduğu ve bu nedenle davalıya alacağının gerçek olduğunun ispatına ilişkin delilleri sorulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin şikayette alacaklının şikayet edilen olarak gösterilmemiş olmasının şikayetin reddini gerektirmeyeceği- Mahkemece; kendisine sıra cetvelinde para isabet eden icra alacaklısına re'sen tebligat çıkartılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasını kazanan alacaklının iptal edilen tasarruftan öncelikle alacağını alma hakkına sahip olduğu-  Tasarrufun iptali davası açan alacaklının iptal ettirdiği tasarruf miktarınca dava açmayan alacaklılara göre önceliği bulunduğu- Borçlu aleyhine tasarrufun iptali davası açıp bedeli paylaşımı davaya konu olan taşınmaza ilişkin tasarrufu iptal ettiren alacaklının sıra cetvelinde taşınmaz bedellerinde öncelik hakkı bulunduğu-
Şikayetçinin haczinin bulunmadığı menkul yönünden sıra cetvelinin iptalini isteme yetkisinin bulunmadığı- İİK. 142/'de yer alan "alakadarlar" ifadesinin, kural olarak borçluyu değil, şikayet eden alacaklıdan sıra itibariyle önce olan ve pay ayrılan alacaklıları ifade ettiği- Sıra cetveline karşı şikayet ya da itirazda bulunma hakkının takip alacaklı tanınmış ise de, her alacaklının bu hakka haiz olmadığı-
İpotek aktinde yer alan, ipoteğin nakdi ve gayri nakdi diğer tüm kredi sözleşmelerinden kaynaklanan, doğmuş ve doğacak tüm alacakların teminatı olmak üzere tesis edildiğine ilişkin kayıtların tüketici olan borçlu yönünden yazılmamış sayılacağı- Sıra cetveline ilişkin şikayetlerde, alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğinin saptanması, cetvelin hukuka uygun olmayan kısımlarının gösterilmesi, bu çerçevede işlem yapılması için,  icra mahkemesince, icra müdürüne (İİK'nın 17. maddesine kıyasen) talimat vermesi gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve hüküm fıkrasında gerekçe tekrar edilmeden sıra cetvelinin iptaline karar vermekle yetinilmesi ve eda hükmü kurulmaması gerektiği-
HMK. mad. 322/2 uyarınca, "paylaştırma ve ortaklığın giderilmesi için satış yapılması gereken hâllerde, hâkimin satış için bir memuru görevlendireceği, taşınır ve taşınmaz malların satışının İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılacağı”- Satış memurunun, satışı yaptıktan sonra İİK. mad. 140 vd. uyarınca "sıra cetveli" düzenlenmesi için İİK. 100. maddesine göre bilgileri toplaması, satış bedeli üzerinde hacizler mevcut olması halinde ilk haczi koyan icra dairesine satış bedelini göndermesi ve bu şekilde sıra cetvelinin düzenlenmesi sağlanması gerektiği- Yetkisiz yerde düzenlenen belgenin sıra cetveli olarak kabul edilemeyeceği-
Davacı "sıra cetvelinde birinci sırada yer alması gerektiğini" ve "davalıların alacaklarının muvazaalı olduğunu" ileri sürmüş olup, davacının iddiası, alacağın hem esasına hem de sırasına yönelik olduğundan, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise davalı alacağının varlığının ve miktarının incelenmesi gerektiği-
Maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın sıra cetveli niteliğinde olmadığı- Maaş hacizlerinde üst sıralarda bulunan alacaklar aleyhine açılan davaların genel muvazaa mahiyetinde olduğu ve bu davalarda genel ispat kuralları geçerli olduğu- Mahkemece, davanın süresinde açıldığının kabulü ile ispat yükü de davacıya yüklenerek uyuşmazlığın (TBK mad. 19) genel muvazaa ilkelerine uygun olarak çözümlenmesi gerektiği, davanın yasal süresinde açılmadığının (İİK. mad. 142/1) kabulü ile reddinin hatalı olduğu-