Davacı alacaklının, «davalı bankanın borçludan muaccel bir alacağı bulunmadığını dolayısı ile sıra cetvelinde yer almaması gerektiğini» ileri sürmesinin alacağın esas ve miktarına yönelik bir itiraz olduğu-
Haczi önce olan alacaklıya, sıra cetvelinde önceki sırada yer verileceği–
Başka bir alacaklının haciz ettirdiği malları daha sona haciz ettiren alacaklının -İİK. mad. 100’deki koşulların gerçekleşmesi halinde- ayrıca hacze iştirak talebinde bulunmasına gerek kalmadan, önceki hacze iştirak edebileceği—
6183 sayılı Kanun uyarınca haczedilen taşınır/taşınmaz malların belirli bir süre içinde satış istenmemesi halinde haczin düşeceğine ilişkin adı geçen kanunda özel bir hüküm bulunmadığından, İİK. 106 ve 110. hükümlerinin kamu alacakları yönünden uygulanamayacağı (Kamu alacağından dolayı «vergi alacağı, prim alacağı gibi», kamu idareleri «vergi dairesi, SSK gibi» tarafından 6183 sayılı Kanun uyarınca konulan hacizlerin, belirli süre içinde satış istenmemiş olması halinde düşmeyeceği, bu nedenle satılan taşınır/taşınmaz üzerinde daha önce konulmuş haczi bulunan bu kamu idarelerine «sıra cetveli»nde öncelikle yer verilmesi gerekeceği)–
Vergi dairesinin alacağının «sırası»na yönelik itirazlarda icra mahkemelerinin görevli olduğu, idari yargı mercilerinin görevli olmadığı—
Sonraki derecelerde ipotek kurulurken, malikin «önceki dereceleri hangi miktar için saklı tuttuğunu» belirtmemiş olması halinde, sonraki derecede yer alan ipotekli alacaklının onayı olmadan önceki derecede kurulan ipoteğin, sonraki dereceye karşı önceliği bulunmayacağı-
Sıra cetvelinin dava (şikayet) konusu yapılmış olması halinde, Kanunda ayrıca öngörülmediği için, davacının talebinin red (ya da kabulü) halinde ayrıca lehine karar verilen taraf yararına tazminata hükmedilemeyeceği—
Kiralayanın hapis hakkının, taşınır eşyaların kiralanan yere gelmesiyle doğduğu, daha sonra hapse konu eşyaların üçüncü bir kişi tarafından haczedilmesi ve sattırılması halinde, satış bedeli üzerinde, kiralayana öncelik tanınması gerekeceği—
7 günlük sıra cetveline şikayet süresinin «hak düşürücü süre» olduğu bu nedenle icra mahkemesince doğrudan doğruya gözetileceği–