«Borçlunun, Devletten alacağı olan ve Ziraat Bankası... Şubesine yatırılacak olan destekleme kredisi ile vergi iadelerinin haczedilmesi» konusundaki alacaklının talebinin «müstakbel alacak haczi» olarak geçerli olduğu–
Satışa konu mala ihtiyati haciz uygulamış olan alacaklının ihtiyati haczinin, satış bedeli vezneye girmeden önce kesin hacze dönüşmemiş olması halinde, bu alacaklıya satış bedelinden pay ayrılmayacağı—
Borçluya 103 davetiyesinin tebliğ edilmemiş olmasının haczin geçerliliğine etkili olmayacağı, satış isteme süresinin, bu davetiyenin borçluya tebliğinden değil haciz tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı—
Gemi alacaklısı hakkının bir tür rehin hakkı olduğu, kendiliğinden ve tescilsiz doğduğu, rehinle temin edilmiş alacaklar karşısında da önceliğe sahip olduğu, bunun için alacağın ilama bağlanmış olmasına gerek bulunmadığı–
Değişik tarihlerde uygulanan ihtiyati hacizler arasında önce kesin hacze dönüşen ihtiyati haczin «ilk haciz» olarak kabul edileceği ve diğer ihtiyati hacizlerin bu hacze -İİK. 268’deki koşullar çerçevesinde- katılabileceği - İhtiyaten haczedilen bir mal, daha sonra bir başka alacaklı tarafından ihtiyaten haczedilir ve ikinci alacaklının haczi diğer (birinci) alacaklınınkinden önce kesin hacze dönüşürse, bu alacaklının ilk hacze -aynı derecede- katılacağı (yani, paylaştırmanın garameten yapılacağı) aksi taktirde -ilk alacaklının ihtiyati haczinin daha önce kesin hacze dönüşmesi halinde ikinci- alacaklının ilk hacze katılamayacağı (ikinci sırada yer alacağı)–
Gemi alacaklısı hakkının bir tür yasal rehin hakkı olduğu, tescilsiz doğduğu (mahkeme ilamına bağlanmalarına zorunluluk bulunmadan alacaklılarına öncelik hakkı tanıdığı)—
Alacaklı tarafından, takip borçlusunun icra takibinde bulunduğu kendi borçlusu hakkında yaptığı takip dosyasına haciz konulabileceği, bu dosya borçlusunun takibe itiraz etmiş olmasının, konulan haczi geçersiz kılmayacağı—
«Davalı vergi dairesinin alacağının 6183 s. Kanunun 21/II değil 21/I kapsamında olduğu»nun ileri sürülmesinin, davalı alacaklının sırasına yönelik bir şikayet niteliğinde bulunduğu-
«Davalı vergi dairesinin garameten paylaştırmaya girmeyeceğinin, satış bedelinin tamamının kendisine ödenmesi gerekeceği»nin ileri sürülmesi halinde, uyuşmazlığın sıraya yönelik sayılacağı-
Bir alacaklının sıra cetvelinde alacağının esas ve miktarına yahut sırasına itiraz ettiği başka bir alacaklının alacağının dayandığı icra takibinin -borçluya yapılan tebliğin ve takibin usulsüz olması nedeniyle- kesinleşmediğini, sıra cetveline şikayet yoluyla itiraz ederek ileri sürebileceği—