Mal rejiminin sona ermesinin, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşulu olduğu- Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda, bu davanın usul ekonomisi gereğince bekletici mesele yapılması gerektiği-
Kadının aile üyesi olmasının gerektirdiği zorunlu işler olan mutad ev işlerini yapma, çocukları yetiştirme gibi evde gösterdiği faaliyetler dışında, hayvanlara bakma, bahçe ve tarla işlerinde çalışmak gibi ev ekonomisine katkı sayılabilecek faaliyetleri var ise hakkaniyete göre lehine katkı payı alacağına hükmedilmesi gerektiği-
Davacı, yüklenici şirketten harici satım sözleşmesi ile satın aldığı daireyle ilgili tüm edimlerini (satış bedeli ödemi)yerine getirdiğini, taşınmazının müvekkiline teslim edilmesine rağmen daha sonra aynı dairenin yüklenici şirket adına davalı kooperatif tarafından davalı şahsa devredildiğini belirterek dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tescilini talep ettiğinden, talebin tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu kabul edilerek delillerin bu doğrultuda değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacı Hazine'nin istemi, mahkeme kararı ile yapılan düzeltme işleminin eski hale getirilmesi ve tapu kaydının tekrar ... uyruklu ... adına tesciline ilişkin olduğundan, eldeki dava mülkiyet değişikliği talebi içermesi nedeniyle öncelikle görev hususunun gözetilmesi gerektiği-
Dava tarihi itibariyle Alman vatandaşı olan tarafların boşanma davasında Alman hukukunun uygulanması ve Alman Medeni Kanununun 1565. maddesinin TMK.'nunu 166/1. maddesindeki evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı boşanma sebebine denk geldiği anlaşıldığından, buna dayalı olarak delillerin değerlendirilmesi gerekeceği-
Talep aşılmak suretiyle dava konusu edilmeyen hacze ilişkin istihkak iddiası hakkında karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 1 yıllık süre geçtikten sonra, şikayetçi borçlu hakkında haciz talebinde bulunulduğundan, İİK. mad. 78/2 uyarınca, borçluya yenileme emri tebliğ edilmeden ve yenileme harcı yatırılmadan yapılan haciz işlemlerinin usulsüz olacağı-
Dava dilekçesinde şikayetten söz edilmesinin, HMK'nun 33. maddesi uyarınca "hukuki tavsif hakime aittir" kuralını değiştirmeyeceği-
Şikayetçi 3. kişinin icra müdürlüğüne başvurusu haciz konulan emekli maaşının kendisine ait olduğu iddiasına dayalı olup, HMK.'nun 33. maddesi gereğince, başvurunun hukuki tavsifi hakime ait olup, iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle başvurunun istihkak davası niteliğinde olduğu-
İİK'nın 83/2. madde hükmüne göre, maaş üzerinde birden fazla haciz varsa bunların İcra Müdürlüğü'nce sıraya konacağı ve sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemeyeceği, bu durum karşısında İcra Müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine davacının çalıştığı kurum tarafından maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği- Davanın muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü gerektiği-