Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında; takip dayanağının, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesinde düzenlenen “uzlaşma tutanağı” niteliğinde olduğu değerlendirilerek, tutanağın karşılıklı edimler yüklediği ve şarta bağlı düzenlenmeler içerdiği gerekçesiyle İİK’nın 38. maddesi kapsamında belge olmadığından bahisle takibin iptali gerektiği sonucuna varılmış ise de, somut uyuşmazlıkta, takip konusu yapılan ............ Sulh Hukuk Mahkemesinin .............. sayılı kararının, 08.02.2019 tarihli arabuluculuk anlaşmasının, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/3. maddesinde belirtildiği üzere arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olduğundan bahisle, arabuluculuk anlaşma tutanağına icra edilebilirlik şerhi verilmesine ilişkin olduğunun görüldüğü, buna göre Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulama yerinin olmadığı, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu kapsamında incelenmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Davalı iş sahibi, sözleşmenin 25. maddesinde kararlaştırılan devir yasağı nedeniyle temlik alacaklısı yeni davacının kendisinden talep edebileceği alacağın bulunmadığını kanıtladığından, mahkemece sözleşmede temlik yasağı olduğu gerekçesiyle davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine dair verilen direnme kararı usul ve yasa hükümlerine uygun olduğu-
HMK.'nin 33. maddesi uyarınca hukuki tavsif hakime ait olduğu, hakimin bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netice-i taleplerle bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleri ve onların hukuki tavsifleri ile bağlı olmadığı, şikayetçi borçlu taraf, dosya borcunu karşılayacak tutarda nakdi teminat nedeniyle hacizlerin kaldırılmasını talep ettiğinden hacizlerin hangi aşamada ve dolayısıyla niteliklerinin ne olduğunu önemi bulunmadığı, tehiri icra kararı almak üzere icra müdürlüğü tarafından mehil verilebilmesi için yatırılan nakdi teminat ödeme yerine geçmez ise de, borçlu tarafından yatırılan teminatın, yatırıldığı tarih itibari ile icra takip dosyası alacağını tüm fer’ileri ile birlikte karşılaması halinde, mevcut hacizlerin aşkın hale geleceği, hacizlerin devam etmesi İİK.'nin 85/son maddesiyle de bağdaşmayacağından şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Uzun süreli kira sözleşmelerinde edimler arasındaki dengenin aşırı bozulması ve sözleşmenin taraflar açısından çekilmez hale gelmesi durumunda kira parasının günün ekonomik koşullarına uyarlanması için her zaman “uyarlama” davası açılabileceği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve ücret alacaklarının işçi tarafından bilinmekle kural olarak belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği ve ancak hesabın unsurları olan sosyal hakların miktarının belirlenmesi işveren tarafından sunulacak belgelere göre belirlenecek ise, kıdem ve ihbar tazminatının belirsiz alacak davasına konu edilebileceği-
Kredi kartı alacaklarında uygulanması gereken faiz oranları konusunda 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 26. maddesinde düzenleme getirildiği, mahkemece yerinde banka kayıtları üzerinde inceleme yapılarak davalının itirazlarını karşılar mahiyette 5464 sayılı Yasa’nın 26. maddesindeki temerrüt faizi hakkındaki düzenleme dikkate alınarak rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği halde eksik incelemeyle karar verilmesinin doğru olmadığı- 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nun 01.03.2006 tarihinde, mahkeme gerekçesinde belirtilen 6098 sayılı TBK’nın 88. ve 120. maddelerinin ise 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmesi karşısında TBK hükümlerinin somut olaya uygulanmasının doğru olmadığı, mahkemece yapılması gereken işin, 5464 sayılı Yasa’nın yürürlük tarihinden öncesi için 4077 sayılı Yasa’nın 10/A maddesi uyarınca hesap yapılması ve kazanılmış hakkı da gözetilerek hüküm kurulması olduğu-
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin götürü bedelli olduğunun, sözleşmenin feshedildiğinin, yapılan işin seviyesinin mahkemece tespit ettirildiğinin anlaşıldığı, eser sözleşmesi feshedildiğine göre yapılan imalatın bedelinin belirlenerek, ödenen bedelden mahsubu ile fazla ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekeceği, götürü bedelli işlerde, yüklenicinin hak ettiği iş bedelinin saptanması ya da iş sahibinin ödemesinin fazla olup olmadığının belirlenmesi için gerçekleştirilen imalâtın eksik ve kusurlar da dikkate alınarak tüm işe oranının tespiti, bulunacak bu oranın toplam iş bedeline uygulanarak hak edilen bedelin saptanması ve bulunacak bu rakamdan kanıtlanan ödemeler düşülerek hesaplanması gerekeceği- Davalı vekilinin iflas ile vekalet ilişkisi sona erdiğinden ve tasfiye memuru vekil tutmadığından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Davalı vekili, süresi içinde ve usulüne uygun verdiği cevap dilekçesi ile işçilik alacaklarından dolayı hapis hakkının bulunduğunu ileri sürmüş ise de; hukuki nitelendirme hakime ait olup, davalının yüklenici şirket işçilerinin işçilik alacaklarının tahsili için açtıkları davalarda ödenmek zorunda kalınan veya kalınacak bedellerden yüklenicinin sorumlu olduğuna dair savunması takas niteliğinde ödemezlik def'ii olduğundan, davalının ödemezlik def'ii değerlendirilerek davalının yüklenici işçilerine ödediği veya ödemek zorunda kalacağı bedel göz önünde bulundurulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenlerle bozulmasının uygun bulunduğu-
Takip dosyası incelendiğinde, taşınmazlara müteaddit defalar haciz konduğu, ancak hacizlerden sonra İİK’nun 106-110. maddeleri gereğince süresi içerisinde satış istenmediği, her ne kadar ............. tarihinde bir miktar satış avansı yatırılmış ise de geçerli bir satış talebinin yapılmadığı görülmekle Bölge Adliye Mahkemesince, bu gerekçe ile şikayetin kabulüne karar verilerek hacizlerin kaldırılması gerekeceği-
Hüküm ve gerekçe çelişkisi yaratılmadan, HMK'nin 297. maddesine uygun biçimde, gerekli unsurları içeren bir karar verilmesi gerektiği-