Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına bakılıp, hakkaniyete uygun maddi tazminat miktarının takdir edilmesi gerektiği- Kadının, erkek tarafından düğünde takılan ve daha sonra bozdurulan ziynet eşyalarının bedeline hükmedilmesi talebinin, erkeğin, farklı tarihlerde vermiş olduğu dilekçelerinde ziynet eşyalarının düğün borçlarına, masraflara harcandığı beyanı dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğinden, bilirkişi raporunda tespit edilen ve kadının talebinde yer alan ziynetlerin tamamının kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde ziynetlerin kısmen kabulünün yerinde olmadığı-
Bir eşin miras ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerlerinin kişisel mal olarak kabul edileceği; söz konusu kesinleşen ilamdan da anlaşıldığı üzere davaya konu taşınmazlar yönünden dava açan mirasçıların payı yönünden davalı adına olan tapu kaydının iptaline karar verilmiş olup, sonucu itibariyle taşınmazlar miras yolu ile intikal ettiğinden davalının edinilmiş malı olmayıp TMK'nun 220/2 maddesi hükmü gereği kişisel malı olduğu; mahkemece, bu taşınmazlara ilişkin, davacının artık değere katılma alacağı bulunmadığından bunlara yönelik alacak talebinin reddi gerektiği-
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimsenin, iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğu- Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen malların onların paylı mülkiyetinde sayılacağı- Bir eşin bütün mallarının, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edileceği- Kanun'un 219/5. maddesine göre ise; edinilmiş malların yerine geçen değerler edinilmiş mal, 220/4. maddeye göre de, kişisel malların yerine geçen değerlerin de kişisel mal sayılacağı- Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş malların, tasfiye anındaki değerlenimle hesaba katılacağı- Eşlerin kişisel malları ile edinilmiş mallarının, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre ayrılacağı- Belirlenebilir beklemeceli hakların da mal rejiminin tasfiyesi sırasında göz önünde bulundurulması gerektiği-
Mahkemece, müşterek hesaptaki paranın yarı oranında taraflara ait olduğunun kabul edilerek, öncelikle tarafların dosyada mevcut belgelerde yer alan hesap hareketlerine ilişkin ayrıntılı beyanlarının alınarak tüm banka kayıtları incelenerek, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda, müşterek hesaptan yapılan işlemler ve bu işlemlerin kim tarafından yapıldığı konusunda, üç kişiden oluşan bilirkişi kurulundan, taraf ve Yargıtay denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlü olduğu- Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından alınmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılacağından, hangi sebeple olursa olsun koca tarafından bozdurulan takı ve altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesinin zorunlu olduğu- Davalının ticareti işi ile iştigal etmek için iş yeri açıp açmadığı, açmış ise bu nedenle davacının ziynetlerinin kullanılıp kullanılmadığı hususunda araştırma yapılarak sonucuna göre hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerektiği-
Kişisel malların yerine geçen değerlerin de kişisel mal sayılacağı, söz konusu bağımsız bölümlerin davalı eşe miras yoluyla kalmasından sonra da iyileştirmesine katkıda bulunulduğu iddia edilip kanıtlanmadığı, bu açıklamalar karşısında, 3093 ada 114 parselde bulunan 1, 10 ve 15 nolu bağımsız bölümlerin davalı eşin murisinden kalan kişisel malı olduğu, bu nedenle davacı eşin bu taşınmazlar yönünden bir alacak hakkının bulunmadığı-
Dava konusu ziynet eşyalarının davacı kadın eş ve ailesi tarafından kendi rızaları ile ve iade edilmemek üzere davacı erkek eşe iade edilmiş olması karşısında ziynet eşyalarına dair talebin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ziynet eşyalarının, kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanacağı, bu eşyaların, iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, kocanın bu eşyaları iadeden kurtulacağı- Davalı kocanın; "altınların 30 gramının tarafların iradeleri ile ve ortak kredi borçlarının ödenmesi için bozdurulduğunu, geri kalan 270 gramın ise davacı tarafından götürüldüğünü" ifade etmiş olduğundan bu beyanının kendisini bağlayacağı-
Ziynetlerin, geri istenmemek üzere verildiği iddia ve ispat edilmedikçe bunları alanın, iade etmekle yükümlü olduğu-
" Kişisel eşyanın aynen iadesi, olmazsa bedelinin tahsili" istemine ilişkin dava dilekçesinde sayı ve nitelikleri belirtilen eşyaların davalı tarafından götürüldüğü konusunda davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-