Davadaki istemin dayanağı, dava dışı bir şahıs ile var olduğu iddia edilen inanç ilişkisi olduğundan, öncelikle davacının bu kişi hakkında ayrı bir dava açması, açtığı takdirde dava dosyasının bu dosya ile birleştirilmesinin gerekeceği-
Davacı, miras bırakanın maliki olduğu 10 no.lu bağımsız bölümünü eşinin, ölümle son bulan vekâletnamedeki yetkisine dayanarak davalı (M)'ye satış suretiyle devrettiğini; onun da davaya katılan (A)'ya satış suretiyle temlik ettiğini beyan ve işlemlerin yok hükmünde olduğunu ileri sürerek tapunun iptaline ve mirasçılar adına tesciline karar verilmesini talep doğrultusunda karar verilmişse de; taşınmazı birinci el olan (M)'den edinen ikinci el (A)nın, koşulların gerçekleşmesi halinde TMK'nın 1023 üncü madde hükmü koruyuculuğundan yararlanacağı-
Baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı-
Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişinin bu tescile dayana­mayacağı-
Taşınmazın gerçek bedelinden düşük değerlerle satılarak devir edildiği, bunun yanı sıra temlik alan dava dışı kişilerle davalıların düşünce birliği içerisinde vekâlet vereni zararlandırma iradesiyle hareket ettikleri, davalı vekilin taşınmaz bedelini ödediğine ilişkin belge sunmadığı gibi sözü edilen icra takibi kapsamından bedelin davacı tarafından alınmadığı anlaşılmakta, olayın akış biçimi, yakın tarihlerdeki temlikler, zabıta araştırması sonucu ve davalıların hasta-hekim ilişkileri gözetildiğinde son malik davalının da vekâletin kötüye kullanıldığını bilen en azından bilecek konumda bir kişi olduğunu ve iyi niyetli bulunmadığını, T.M.K.’nun 1023. maddesindeki korumadan yararlanamayacağı-
Genel arazi kadastrosundan önceki huku­ki sebeplere değil, kadastrodan sonraki hukuki nedene dayanarak iptal ve tescil isteniyor ise, 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hüküm­lerinin uygulanma olanağının bulunmadığı-
Tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan 3 ncü kişinin bu kazanımının korunacağı, bir ayni hak yolsuz olarak tesçil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken 3 ncü kişinin bu tesçile dayanamayacağı-
Aile konutu şerhi olmayan konutu devralan davalının yapılan işlemin aile konutuyla ilgili olduğunu bildiğinden kötü niyeti kanıtlanmış olup kazanımının korunamayacağı-
İcra dairesinde yapılan açık artırmaya katılıp, alacağına mahsuben satılan taşınmazı alan alacaklıya (ve ondan aynı taşınmazı durumu bilerek satın alan üçüncü kişiye) karşı icra mahkemesinde “ihalenin feshi davası” açılabileceği gibi, genel –“tebligat usulsüzlüğü nedeniyle- mahkemede –“tescilin yolsuz olduğu”ndan bahisle- “tapu iptali ve tescil davası” da açılabileceği–