Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
İhraç kararının dayanağı olan ihtarname muhataba Tebligat Kanunu’nun 16. maddesi ve Tebligat Tüzüğü'nün de 22. maddesi uyarınca tebliğe çıkarılmışsa da adreste bulunmama sebebi tebliğ mazbatasında belirtilmeden ve davacı ile aynı konutta oturmadığı anlaşılan misafir olan yeğenine tebliğ edildiğinden tebligatın usulsüz olduğu-
Dosya içeriğinden davalıların yurt dışında oldukları anlaşıldığından davacı tarafından duruşmada bildirilen adrese tebligat çıkartılmış olup, bu kez tebligatlar, birlikte aynı konutta ikamet eden şahsın imzasına tebliğ edildiğinden ve davalıların Türkiye'ye dönüş yaptıklarına dair kayıt da bulunmadığından, davalıların yurt dışı adresleri belirlenerek duruşma gün ve saatini bildirir dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerektiği-
Muhatapla birlikte oturma şartının gerçekleşmiş sayılabilmesi için muhatapla aynı çatı altında oturmanın yetmeyip, aynı daireyi paylaşmış olmanın gerekeceği-
İcra dosyasında borçlunun belirttiği tarihten daha önce takibi öğrendiğini gösterir herhangi bir bilgi ve belge de bulunmadığından haricen öğrenme iddialarının da değerlendirme kapsamına alınamayacağı-
Mahkemenin öncelikle, satış ilan tebligatı olan köy adresinin şikayetçinin tapuda yazılı adresi olup olmadığını araştırması, tapuda yazılı adresi ise şikayetçinin tebligat adresinde, tebligatı alan şahıs ile aynı konutta oturup oturmadığının ve dolayısı ile tebligatın TK.16 ve Tebligat Tüzüğünün 22. maddelerine uygun yapılıp yapılmadığını şikayetçi tarafından sunulan belgeler ve deliller dikkate alınarak incelenip sonucuna göre karar vermesi gerektiği-
«Usulsüz tebliğ»in, «gecikmiş itiraz» nedeni yapılamayacağı «gecikmiş itiraz» yoluna başvurulabilmesi için, «tebligatın usulüne uygun olarak borçlu yerine tebligatı alabilecek kişilere yapılmış olmasına rağmen, borçlunun bir engel nedeniyle tebligattan haberdar olmayıp, süresi içinde ödeme emrine itiraz edememiş olması» gerektiği, bu nedenle «usulsüz tebligat» halinde «gecikmiş itiraz» yoluna değil «şikâyet» yoluna başvurulması gerekeceği–
İkamet adresinde kendisine tebligat yapılacak muhatabın adresinde bulunmaması halinde, tebligatın, kendisi ile birlikte oturan ailesi efradından veya hizmetçilerinden birine yapılabileceği-
«Tebligat tarihinde yurt dışında veya başka ilde bulunduğunu ve tebligatı, adresine döndüğünde aldığını» bildiren borçlunun bu iddiasını her türlü delille (tanık da dinleterek) kanıtlayabileceği–