Örnek 7 Ödeme Emrinin tebliğ edilmeye çalışıldığı durumda, tebliğ şerhine ait tebligat parçasında "muhatabın adreste bulunup bulunmadığı tevsik edilmeden, doğrudan aynı konutta birlikte oturan annesi imzasına tebliğ edildiği" görüldüğünden yapılan tebliğin usulsüz olduğu-
Ödeme emrinin, tebliğ memurunca, muhatap borçlunun adreste bulunup bulunmadığı ve muhatap yerine tebliğ yapılan şahsın tebellüğe ehil olduğu tespit ve tevsik edilmeksizin doğrudan aynı konutta kalan annesine tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu- Borçlu tarafından "annesi ile aynı konutta oturmadığı"na yönelik yapılan iddianın her türlü delille ispatlanabileceği- Tebliğ işleminin usulsüzlüğünün işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması gerektiği- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağı ve bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Tebliği alanın borçlu ile aynı konutta oturmadığı anlaşıldığından, tebliğ işleminin Tebligat Kanunu'nun 16. maddesi gereğince usulsüz olduğu- Borçlulardan birine yapılan tebligatın diğer borçlu tarafından alınması halinde, tebligatın, hasma tebliğ yasağına ilişkin Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne aykırı olduğu-
İİK'nun 129. maddesindeki rüçhanlı alacaktan anlaşılması gereken satış yapılan dosya alacağına rüçhanlı alacaklar olduğu- Takip alacaklısının alacağı rüçhanlı alacak olmadığı halde, şartnamedeki muhammen bedelden farklı olarak taşınmazdaki 2. derece ipotek alacağı da dikkate alınarak belirlenmiş bir bedel ile ihale edileceğinin yazılması talep ve talibi azaltıcı nitelikte olduğundan ihalenin feshi gerektiği- Borçluların hepsinin karar başlığında gösterilmesi gerektiği- Satış ilanı, borçlunun adresinde bulunmadığı tespit edilmeksizin doğrudan aynı adreste bulunan farklı bir şahsa tebliğ edildiğinden tebligatın usulsüz olduğu ve usulsüz tebliğin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Tebligatın, muhatabın o anda evde olmaması sebebi ile muhatap yerine aynı evde ikamet eden oğluna tebliğ edilmiş olmakla, şeklen Tebligat Kanunu mad.16 'ya uygun olarak yapıldığı- Tebligat parçasında yazılı olan hususun aksinin her türlü delille ispatlanabileceği- Şikayetçi borçlu, şikayet dilekçesinde, tebligatı alan oğlu ile birlikte aynı çatı altında yaşamadığını ileri sürdüğüne göre, mahkemece bu konuda herhangi bir araştırma yapılmadan karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Kendisine satış ilanı tebliğ edilen şahsa aynı satış dosyasından ilgili sıfatıyla satış ilanı tebliğ edilmesi karşısında, hasma tebliğ yasağına ilişkin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 39. maddesi hükmüne göre bir değerlendirme yapılmamasının doğru olmadığı-
Şikayetçi borçlu, tebligatı alan reşit oğlu ile birlikte aynı çatı altında yaşamadığını ileri sürdüğünden mahkemece araştırma yapılması gerektiği-
Tebligat parçasında yazılı olan hususun aksinin her türlü delille ispatlanabileceği- Mahkemece, tebligatı alan kişinin borçlular ile aynı konutta oturup oturmadığının kolluk marifetiyle araştırılması, tarafların ibraz ettikleri delillerin toplanması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Tutuklu olarak bulunan borçluya İİK’nun 103.maddesi uyarınca çıkartılan davetiyenin, İİK’nun 54/1.maddesi dikkate alınmadan Tebligat Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ edilmesi halinde, kıymet takdiri tebliği üzerine borçlunun şikayetinin süresinde olduğu- Borçlu şikayet dilekçesi ile birlikte 120 TL gider avansını yatırmış, mahkemece duruşmada keşif yapılmasına karar verilerek, gider avansından karşılanmayan kısmın tamamlanması için borçluya iki haftalık kesin süre verilmesine ilişkin karar, duruşmada hazır olan borçluya ihtar edilmiş ise de, bilirkişilerin sayısı ve dosyadaki mevcut avans dikkate alınmadan keşif için eksik kalan avans miktarı net olarak belirlenmediğinden söz konusu ihtarın usule uygun kabul edilemeyeceği- Mahkemece sonraki duruşmada "eksik avansın 250 TL olarak tespiti" ile duruşmada hazır olmayan borçluya, avansı tamamlaması için iki haftalık kesin süre verilmiş ve yatırılmamasının sonuçları yazılmış ise de, söz konusu muhtıranın da borçlunun “hapiste hükümlü” olduğundan bahisle Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca yapıldığı, bu hali ile de muhtıraya ilişkin tebligatın usulsüz olduğu, gelinen aşamada ise bir yıldan fazla hapis cezası ile mahkum edilen borçlunun kısıtlanarak kendisine vasi atandığı anlaşıldığından, mahkemece, hükümlü olan borçlunun vasisine, eksik avansı tamamlaması için usulüne uygun ihtar yapılması gerekiği; usulsüz ihtar tebliği dikkate alınarak meskeniyete ilişkin şikayetin usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tebligat parçasında yazılı olan hususun aksinin her türlü delille ispatlanabileceği- Satış ilanının, borçluya, satışa hazırlanabilmesi, kendince gerekli duyuruları yapabilmesi ve daha fazla müşteri bulabilmesi için satıştan makul bir süre önce tebliğ edilmesinin gerekeceği, satış ilanının tebliğ tarihi ile satış arasında bulunan dört günlük sürenin makul bir süre olmadığı-
Tebliğ anında borçlunun adresinde bulunup bulunmadığı tespit ve tevsik edilmediğinden tebligatın usulsuz olduğu-