Tebliğ memuru tarafından, muhatap borçlunun, adreste bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin, borçlu ile aynı konutta oturduğundan bahisle annesi imzasına tebligat yapılmasının usulsüz olduğu- Taşınmaz satışlarında, borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin, başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
Davacının ev adresinde tebligatı alan kişinin , Tebligat Kanunu mad. 16 ve Tebligat Tüzüğü mad. 22''de ön görülen şahıslardan olup olmadığının araştırılarak tebligatın geçerli olup olmadığının belirlenmesi gerekeceği-
Dosya içerisindeki tebligat evraklarına göre dava dilekçesinin, duruşma gününün, gerekçeli kararın davalı Z.K., İ.B., Ö.B. ve M.B.'a aynı konutta yaşadığını beyan eden İ.K. adlı şahsın imzası alınarak tebliğ edildiği ancak tebligat yapılan adresler incelendiğinde; davalı İ.B.'ın adresi 39, davalı Z.K.'ın adresi 36 numara gözükmesine rağmen her iki davalıya yapılan tebligat aynı konutta yaşayan İ.K.'a yapıldığı, bu şekilde yapılan tebligatın usule aykırı olduğu- Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan birinin veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açabileceği ve HMK. mad. 27 uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunlu olduğu- Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği- 
Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğin usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağı, bu durumda, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
İpotekli taşınmaz maliki üçüncü şahsa ihbar yapılmadıkça, onun yönünden borç muaccel olmayacağından hakkında icra takibi başlatılamayacağı- Tebligatın, muhatabın adreste olup olmadığı tespit edilmeden doğrudan aynı çatı altında yaşayan sıfatı ile kardeşine yapılması halinde, usulsüz olup, hukuki sonuç doğurmayacağı-
Borçlunun adresine çıkartılan kıymet takdirine ilişkin tebligatın, 26.04.2014 tarihinde, muhatabın adreste olup olmadığı tespit edilmeden doğrudan aynı çatı altında yaşayan sıfatı ile oğluna yapılmış olduğundan usulsüz olduğu- Tebligat parçasında yazılı olan hususun aksinin her türlü delille ispatlanabileceği-
Borçluya satış ilanının “aynı konutta oturan damadı .... imzasına tebliğ edildi” şerhiyle tebliğ edildiği, tebligat parçasında muhatabın bulunup bulunmadığının belirtilmediği, tebliğ memurunun adı ve soyadının bulunmadığı, dolayısıyla tebligatın usulsüz olduğu-
Tebliğ memuru tarafından, muhatap borçlunun, adreste bulunup bulunmadığı tespit edilmeksizin, borçlu ile aynı konutta oturduğundan bahisle adı geçen kişi imzasına tebligat yapılmasının usulsüz olduğu-
Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı- Şikayete konu tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden ödeme emri tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu, bu nedenle, sözü edilen tebligatın usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağı olmadığı-Usule aykırı tebliğin hükmü ise; Tebligat Kanunu'nun 32. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan maddelerde, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği, o halde, mahkemece, şikayetin kabulü ile borçlunun usulsüz tebligattan haberdar olduğunu beyan ettiği ''12.06.2014'' tarihinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine ve usulsüz tebligat neticesi takibin kesinleştirilmesinden sonra borçlunun gayrimenkullerine uygulanan haciz işlemi var ise bunların kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Borçluya çıkarılan ödeme emri tebliğinin Tebligat Kan.'nun 16 ve 20. maddelerine uygun yapıldığı-