506 ve 5510 s. Kanunlardan kaynaklanan ve dolayısıyla iş mahkemesinde görülmesi gereken prim alacağına ilişkin uyuşmazlıklarda 7201 s. Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanması ve prim alacağına ilişkin olarak yapılan takipler nedeniyle düzenlenecek ödeme emirlerinin 7201 s. Kanun hükümlerine göre tebliğ edilmesi gerektiği- Kanun veya Tüzüğe uygun düzenlenmeyen veya tebliğ edilmeyen tebligat usulsüz tebligat olduğu- Davacı adına babasına yapılan ödeme emri tebligatında babasının davacı ile birlikte aynı konutta oturup oturmadığının belirtilmemiş olması karşısında tebligatın usulsüz olduğu (7201 s. K. mad. 16)- Usulüne uygun bir tebligat yapılmadığından, ödeme emirlerinin iptaline ilişkin olarak açılan davanın 6183 sayılı Kanunun 58. maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde açıldığının kabulü gerektiği-
"Muvakkaten başka yere gitme" kanunlarda ya da Yönetmelikte düzenlense dahi ne kadar süre ile ayrılmanın geçici ayrılma olarak kabul edileceğine ilişkin bir düzenleme olmadığı- Doktrin ve Yargıtay anlık, saatlik ayrılmaları değil de (hastaneye yatış, tatil, başka bir kente çalışmaya gitme gibi) bir iki günlük, haftalık, aylık ayrılmaları" geçici olarak ayrılma şeklinde yorumladığı- Somut olayda dava dilekçesinin davalı -karşı davacıya Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre yapıldığı ancak tebliğin geçersiz olduğu, davalıya verilen 30 günlük ek süre karşısında yetki itirazının süresinde yapıldığı belirtilmiş ise de, tebliğ evrakında muhatabın tatile gitmiş olduğu tespit edildiğine göre "muhatabın adresten muvakkaten ayrılması" hâli söz konusu olup bu durumda Tebligat Kanununun 21. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı- Tebligat Kanunu 20. maddeye göre tebligat yapılabilmesi için de adreste Tebligat Kanununun 13, 14, 16, 17, 18. maddesinde yazılı kişiler (tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden biri; askeri bir birlik içindeki erbaş ve erlere yapılacak tebliği almaya yetkili kişiler kıta komutanı ve kurum amiri gibi en yakın üstü; tebliğ yapılacak adresin "konut" olması durumunda muhatap adına tebliğ almaya yetkili kişi aynı konutta oturan ehil, görünüş itibariyle 18 yaşını doldurmuş kişiler veya hizmetçileri; belli bir yerde meslek ve sanatını icra edenlerin o yerde bulunmaması halinde tebliğ almaya yetkili kişiler o yerde sürekli çalışan memur veya müstahdemleri, onlarda yoksa aynı konutta sürekli oturan kişileri veya hizmetçileri; muhatabın otel, hastane, pansiyon, fabrika, istirahat evi, öğrenci yurdu gibi içine serbestçe girilmeyen veya aranılanın kolayca bulunması mümkün olmayan bir yerde bulunması halinde de tebliğ almaya yetkili kişiler; o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri ) tarafından muhatabın muvakkaten başka yere gittiğinin belirtilmesi gerektiği ancak Kanunda bu kişiler arasında "komşu" sayılmadığından eldeki davada dava dilekçesinin tebliğine ilişkin işlem usulsüz olup geçersiz olduğu-
Tebliğ memurunca, ödeme emrinin muhatap borçlunun adreste bulunup bulunmadığı ve muhatap yerine tebliğ yapılan şahsın tebellüğe ehil olduğu tespit ve tevsik edilmeksizin  doğrudan aynı konutta muhatapla birlikte sürekli ikamete eden açıklaması ile kızına tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu- Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağından, aksine bir belge bulunmadığı sürece, muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
7201 sayılı Tebligat Kanunu'na göre tebligatın aynı konutta birlikte oturan kişiye yapılması gerektiği dikkate alınarak davalı ile bir kısım davalı murislerinin tebligatın yapıldığı tarihte bu kişiler adına tebligatı alan kişilerle birlikte oturup oturmadıkları, bir kısım davalı murisi adına tebligatı alan eşinin tebligatın yapıldığı tarihte okuma yazma bilip bilmediği taraflardan delilleri sorulmak suretiyle vakıa olarak incelenerek sonucuna göre tebligatın geçerli olduğunun tespiti halinde davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalı kadının mernis adresine dava dilekçesi tebliğe çıkarılmış ve kayınvalide R.....'nin beyanına göre muhatabın ........'e gittiği belirtilerek muhtara tebliğ edilmiş ancak davalı kadının mernis adresinde ikamet etmediği, bu adresin erkeğin annesinin ikameti olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığından mernis adresine çıkartılan bu tebligatın usulsüz olduğu-
Mahkemece dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma gün ve saatinin tebliği için düzenlenen tebligatlar davalı erkeğin mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilmiş olup, davalı erkek tahkikat ve sözlü duruşmaya davet edilmemiş buna karşın davalı erkeğin mernis adresinde ikamet etmediği, bu adresin ortak ikamet olduğu da dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığından, mernis adresine çıkarılan bu tebligatların usulsüz olduğu-
Gerekçeli kararın davalı kadına tebliğine ilişkin mazbatada oğluna tebliğ edildiği belirtilmiş ise de bu şahsın tebligat yapılacak kişiyle "birlikte" oturduğu belirtilmediği ve yine gerekçeli kararının davalı kadına tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasında, tebliğ memurunun adı soyadı da yazılı olmadığı için tebligatın usulsüz olduğu- Usule aykırı olarak yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi muhatabın öğrendiği tarih olarak kabul edileceği- Mahkemece davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verilmesinden sonra, henüz boşanma hükmü kesinleşmeden, davacı erkek öldüğünden, konusuz kalan boşanma davasında 'karar verilmesine yer olmadığı' şeklinde hüküm verilmesi gerektiği-
Şikayetçi ipotek borçlularına, icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekeceği, bu hususun kamu düzeninden ve takip şartı olup, İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tâbi olduğu ve mahkemece re'sen nazara alınması gerekeceği- Borçlu hakkında çıkarılan hesap kat ihtarı tebliğinin, ipotek senedinde belirtilen adresten başka bir adrese tebliğ edildiği gibi, muhatabın orada bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın doğrudan “......” imzasına tebliğ edilmesinin Tebligat Kanunu'nun 16-17. maddelerine aykırı olduğu, bu durumda mahkemece, davanın borçlu yönünden kabulü ile borçlu adına düzenlenen örnek 6 icra emrinin iptali gerekeceği-
Tebligat Kanunu mad. 16 uyarınca 103 davet kağıdı tebligatı ile satış ilanı tebligatını alan kişilerin (borçlunun yengesi ve kuzeni), muhatap ile aynı konutta oturduklarına ilişkin ibare yer almadığından yapılan bu tebligatların usulüne uygun olmadığı- Usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin ilk olarak borçlunun bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın iade edilmesi üzerine bu adresin mernis adresi olduğunun tespiti ile aynı adrese TK'nun 21/2. maddesi gereğince tebliğ yapıldığı, tebligat evrakında, sadece adresin başında “mernis adresi” ibaresinin yazılı olduğu, bu şerh dışında tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından TK'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılacağına dair meşruhat” verilmediği, bu hali ile tebligatın TK'nun 23/1-8. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddelerine aykırı olup usulsüz olduğu-