7201 sayılı Tebligat Kanunu'na göre tebligatın aynı konutta birlikte oturan kişiye yapılması gerektiği dikkate alınarak davalı ile bir kısım davalı murislerinin tebligatın yapıldığı tarihte bu kişiler adına tebligatı alan kişilerle birlikte oturup oturmadıkları, bir kısım davalı murisi adına tebligatı alan eşinin tebligatın yapıldığı tarihte okuma yazma bilip bilmediği taraflardan delilleri sorulmak suretiyle vakıa olarak incelenerek sonucuna göre tebligatın geçerli olduğunun tespiti halinde davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalı kadının mernis adresine dava dilekçesi tebliğe çıkarılmış ve kayınvalide R.....'nin beyanına göre muhatabın ........'e gittiği belirtilerek muhtara tebliğ edilmiş ancak davalı kadının mernis adresinde ikamet etmediği, bu adresin erkeğin annesinin ikameti olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığından mernis adresine çıkartılan bu tebligatın usulsüz olduğu-
Mahkemece dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma gün ve saatinin tebliği için düzenlenen tebligatlar davalı erkeğin mernis adresine Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince tebliğ edilmiş olup, davalı erkek tahkikat ve sözlü duruşmaya davet edilmemiş buna karşın davalı erkeğin mernis adresinde ikamet etmediği, bu adresin ortak ikamet olduğu da dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığından, mernis adresine çıkarılan bu tebligatların usulsüz olduğu-
Gerekçeli kararın davalı kadına tebliğine ilişkin mazbatada oğluna tebliğ edildiği belirtilmiş ise de bu şahsın tebligat yapılacak kişiyle "birlikte" oturduğu belirtilmediği ve yine gerekçeli kararının davalı kadına tebliğine ilişkin tebliğ mazbatasında, tebliğ memurunun adı soyadı da yazılı olmadığı için tebligatın usulsüz olduğu- Usule aykırı olarak yapılan tebligatlarda tebliğ tarihi muhatabın öğrendiği tarih olarak kabul edileceği- Mahkemece davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına karar verilmesinden sonra, henüz boşanma hükmü kesinleşmeden, davacı erkek öldüğünden, konusuz kalan boşanma davasında 'karar verilmesine yer olmadığı' şeklinde hüküm verilmesi gerektiği-
Şikayetçi ipotek borçlularına, icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekeceği, bu hususun kamu düzeninden ve takip şartı olup, İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tâbi olduğu ve mahkemece re'sen nazara alınması gerekeceği- Borçlu hakkında çıkarılan hesap kat ihtarı tebliğinin, ipotek senedinde belirtilen adresten başka bir adrese tebliğ edildiği gibi, muhatabın orada bulunup bulunmadığı araştırılmaksızın doğrudan “......” imzasına tebliğ edilmesinin Tebligat Kanunu'nun 16-17. maddelerine aykırı olduğu, bu durumda mahkemece, davanın borçlu yönünden kabulü ile borçlu adına düzenlenen örnek 6 icra emrinin iptali gerekeceği-
Tebligat Kanunu mad. 16 uyarınca 103 davet kağıdı tebligatı ile satış ilanı tebligatını alan kişilerin (borçlunun yengesi ve kuzeni), muhatap ile aynı konutta oturduklarına ilişkin ibare yer almadığından yapılan bu tebligatların usulüne uygun olmadığı- Usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihinin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Borçlu adına çıkartılan ödeme emrinin ilk olarak borçlunun bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın iade edilmesi üzerine bu adresin mernis adresi olduğunun tespiti ile aynı adrese TK'nun 21/2. maddesi gereğince tebliğ yapıldığı, tebligat evrakında, sadece adresin başında “mernis adresi” ibaresinin yazılı olduğu, bu şerh dışında tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından TK'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında “adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat yapılacağına dair meşruhat” verilmediği, bu hali ile tebligatın TK'nun 23/1-8. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddelerine aykırı olup usulsüz olduğu-
Muhataba önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya Teb. K. mad. 21/2 uyarınca tebligat yapılamayacağı-
Karı-koca, hısım ve evlatlık gibi birlikte oturan kimselerin aile efradı sayılacağı ve sıhrî hısımlığın da buna dâhil olduğu- Tebligatın geçerliliği için, tebliği alacak kişinin o aile ile birlikte oturmuş, orayı adres olarak seçmiş olmasının zorunlu olduğu- Kendisine tebliğ yapılan davacının kardeşinin, tebliğ tarihinde kayıtlı yerleşim yeri adresi farklı olduğundan, davacı ile aynı konutta oturma ilişkisi bulunmayan kardeşine tebliğin yasal olmadığı-
Tebligat Kanunu 16 ve 17. maddelerine göre yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için, muhatabın "adreste bulunmama sebebinin tespiti" ve muhatap ile muhatap adına tebligatın yapılacağı kimsenin aynı konutta birlikte oturan kişi veya hizmetçi/daimi çalışan olması gerektiği-