Taraflar arasında temel ilişki yabancı para cinsinden kurulmuş olup, "vadeli ödemelerin TL cinsinden yapılması halinde kur riskinin (kur farkının) müşteriye ait olduğu" açıkça sipariş onay formunda kararlaştırıldığından, fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebilmesi için uygulama ya da teamül aranamayacağı- Ödeme aracı olan çekin TL olarak düzenlenmesinin taraflar arasındaki mevcut sözleşme hükmünden vazgeçilmesi anlamına gelmediği-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptâli ve icra inkar tazminatının tahsili istemi-
Eser sözleşmesinin feshedilmediği veya işten el çektiği kanıtlanmadığı sürece imalatın yüklenici tarafından yapıldığının kabul edilmesi gerektiği- İş sahibinin, eseri kendisinin tamamladığını, yüklenicinin işi terk ettiğini, yani sözleşmenin sona erdiğini kanıtlamakla yükümlü olduğu- Tanık delili zayıf bir delil olup, tanığın bir vakıayı aklında tutması ya da gerçeği olduğu gibi aktarması zor olduğu gibi, davanın tarafları ile arasındaki kişisel ilişki gereği tarafsız davranmasının da zor olduğu- Davalı iş sahibi tarafından işlerin yüklenici tarafından tamamlanmadığı belirtilmiş olmasına rağmen buna dair bir delil tespiti yaptırılmadığı gibi işlerin yarım bırakıldığına dair tanık delili dışında başkaca bir delil de sunulamadığından, davalı iş sahibince işlerin yüklenici dışında kendisi veya 3. kişiler tarafından tamamlandığının ispat edilememiş sayılması gerektiği- Sözleşme konusu prefabrik ev maliyetinin sözleşme fiyatlarıyla bedelinin hesaplanması ve sözleşme dışı yapıldığı anlaşılan prefabrik ev bedelinin de taraflar arasında m2 birim fiyatı konusunda uzlaşma olmadığından vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca söz konusu evin yapıldığı yıl serbest piyasa fiyatlarına göre bedelinin hesaplanması için ek rapor alınarak bulunacak iş bedelinden kanıtlanan ödemelerin düşülerek sonuca gidilmesi gerektiği-
Davacının adına kayıtlı taşınmazı 19.04.2010 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği dava dışı firmaya devrettiği, yüklenicinin taşınmazı devralmasına rağmen edimini yerine getirmediği, bunun üzerine davacının tapu iptali ve tescil davası açtığını, davanın kabulüne karar verildiği ve ilgili taşınmazın 1-2-3-4-5-6-7-8-9-10 ve 11 numaralı bağımsız bölümlerinin davacı adına tescil edildiği, taşınmaz dava dışı şirket adına kayıtlı iken şirketin davalılardan aldığı krediler karşılığında taşınmaza ipotek tesis ettirdiği, aynı zamanda pek çok kişiye karşı da edinimini yerine getirmediği için hakkında birçok icra takibi olduğu, bu nedenle dava konusu taşınmaz üzerine de birden fazla haciz konulduğu belirterek davacı üzerine kayıtlı olan taşınmaz üzerinde davalılar lehine yer alan ipotek ve her türlü haciz ile takyidatın kaldırılması talebinin kabulüne-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta, her iki tarafın da eksik ve kusurlarının bulunması halinde, sözleşmenin feshinde tarafların, ortak kusurlu hareket ettiklerinin kabulü gerektiği- Bu nedenle müspet zarar kapsamında kâr kaybı, gecikme nedenli cezai şart istenmesi ve iş sahibi tarafından da teminat mektubunun irat kaydedilmesinin mümkün olmadığı gibi birbirlerinden tazminat talebinde bulunamayacakları ve sadece birbirlerinin mal varlıklarına kazandırdıkları artı değeri sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edebilecekleri-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili ile irat kaydedilen kesin ve nakti teminatın iadesi istemi-
Kural olarak teslim tarihinden sonra tutanakta belirtilen eksik işlerin davalı iş sahibi tarafından tamamlandığının kabul edilmesi gerektiği- Davacı yüklenici şirket, tutanaktaki eksikleri tamamlayarak asansörü çalışır vaziyette davalıya teslim ettiğine ilişkin apartman yöneticisinin imzası bulunan ve yargılamada itiraz edilmeyerek benimsenen teslim tutanağını dosyaya sunduğundan, geçici teslim tutanağında yazılı olan eksik işlerin davacı şirket tarafından tamamlandığının kabulü gerektiği- Basiretli bir tacir ve iş adamı gibi hareket etmek zorunda olan davacı şirketin özen ve sadakat borcu ile sözleşme uyarınca öncelikle "asansörü ruhsat almaya elverişli hâle getirdiğini" ispatlaması gerektiği-  Asansör ruhsat alınamayacak vaziyette ise ekonomik değeri olmayacağından, sözleşmede asansörün ruhsat ve gerekli izinlerini almayı üstlenen davacının, öncelikle asansörü ruhsata elverişli şekilde imal ettiğini kanıtlaması gerektiği- Asansör tesisatı dışında davalının gidermesi gereken başka eksiklikler nedeniyle ruhsatın alınamadığı ortaya çıkarsa, davacının hak ettiği iş bedelinin, götürü bedelde fizikî oran yöntemiyle hesaplattırılması ve bulunacak bedelden davalı iş sahibinin kanıtladığı ödemeler düşülerek varılacak sonuca göre hüküm kurulması; ruhsatın alınamayacağı ve bunun sebebinin inşaattaki diğer eksiklerle ilgili olmayıp, yüklenicinin kusurundan kaynaklandığı saptanırsa, bakiye iş bedeline hak kazanamayan yüklenicinin davasının reddine karar verilmesi gerektiği- Takibe konu alacak miktarı yapılan yargılama sonucu alınan bilirkişi raporuna göre belirlendiğinden, likit ve muayyen nitelikte olmadığından, mahkemece icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacının 15.05.2013 tarihinde 2005 yılında düzenlediği faturalarını dayanak göstererek icra takibi başlattığı; davalının 16.08.2005 tarihli ihtarnamesinde davacıdan eksik işlerin üç gün içinde tamamlanmasını istediği, aksi hâlde sözleşmeyi feshedeceğini bildirdiği, 13.10.2005 tarihli ihtarnamesinde de benzer beyanlarda bulunduğu; davacı tarafından da yargılama sırasında 2005 yılından sonra işe devam edildiğine yönelik bir iddianın ileri sürülmediği anlaşıldığından, takip ve dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin sona erdiği-
Davalının, davacının icra takibinin dayanağı faturasına itiraz etmediği, aksine faturaları benimseyerek kalan borcunun muaccel olmadığını belirtiğinden, takip ve dava konusu alacak miktarı davalı borçlu tarafından bilindiğinden, “likit” yani muayyen ve belirlenebilir nitelikte olduğu, davalının icra takibine itirazının da haksız olduğu gözetildiğinde, icra inkâr tazminatının yasal koşullarının oluştuğu- Takipten ve itirazın iptali davasından sonra, yargılama aşamasında davalının yaptığı kısmî ödemenin, TBK 102 gereğince takip ve dava konusu borç için yapıldığının kabul edilmesi; itirazın iptali davasında haklılık durumu takip tarihi itibariyle belirlendiğinden, yapılan bu ödemenin kararın infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınmasına karar verilmesi gerektiği-
Rücuen tazminat davası-