Gerekçe kendi içinde çelişkili olup, gerekçe ve hüküm sonucunda da yaratılan bu çelişkilerin tek başına bozma sebebi oluşturduğu-
Davalı sigorta şirketinin kendini vekil ile temsil ettirdiği, duruşmalara katılmasa da cevap dilekçesi ve kendisine tebliğ edilen ıslah dilekçesine karşı; hesaba dair bilirkişi raporunun tarafına tebliğ edilmediğini ve raporun tebliğ edilmesini bildiren bir beyan dilekçesi ibraz ettiği, ancak, hesap raporunun davalı vekiline tebliğ edilmediği, mahkemece, kendini vekil ile temsil ettiren davalı vekiline bilirkişi raporları tebliğ edilip, bilirkişi raporlarına karşı beyan ve itirazda bulunma hakkı verilmeyerek davalı tarafın savunma hakkının kısıtlandığı, bu durumda mahkemece bilirkişi raporunun davalı vekiline tebliği ile rapora karşı beyan ve itirazlarını bildirmesi hususunda süre verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde savunma hakkının kısıtlanmasının doğru olmadığı- Mahkemece taraflara sözlü yargılamaya ilişkin duruşma günü tebliğ edilmemiş olup davalı vekilinin mazeret bildirmek suretiyle katılmadığı ........... karar celsesinde, davalı vekilinin yokluğunda yapılan duruşmada karar verildiği, o halde, 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan, usulüne uygun sözlü yargılama yapılmadan, davalının savunma hakkını kısıtlayacak ve adil yargılanma hakkını etkileyecek şekilde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece davanın ikinci kez takip edilmemesi nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verildiği duruşma gününden davacı yanın usulünce haberdar edilmediği gözetilerek yeni bir duruşma gününün tebliğ edilmesi gerekli iken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Her ne kadar asli müdahil kooperatifin ferdileşmeye geçmediğinden ortaklığının giderilmesinin istenemeyeceği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş ise de dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan taşınmazın ortaklığının giderilmesini kooperatif ortakları değil, arsa maliklerinin istediği anlaşılmakla, mahkemece mülkiyet ve taşınmaz üzerindeki muhdesatlara ilişkin taraflar arasında görülmekte olan bir dava olup olmadığının sorulması, gerektiğinde dava açmak üzere taraflara süre verilmesi, aksi halde ise taşınmaz tapu kaydı esas alınarak dosya esası incelenip, taraf delilleri toplanmak sureti ile oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
8. HD. 17.06.2019 T. E: 2018/14579, K: 5985-
Taraflara duruşma günü tebliğ edilerek duruşma ve yargılama yapılması gerekirken, davanın taraflarına duruşma günü tebliğ edilmeksizin davacının 1 yıllık yöneticilik görevi sona ermiş olduğundan yöneticiliğinin iptali konusunda bir karar verilmesine yer olmadığına, davacı kat maliki olmadığından yeni bir yönetici atanmasına ilişkin talep yönünden aktif husumeti olmadığından bu talebin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Gerekçesiz karar yazılmasının adil yargılanma hakkının ihlali olduğu- Bilirkişi raporlarının müşterek değil, ayrı ayrı hazırlandığı, görüşler arası çelişkiler bulunduğu, mahkemece bu çelişkileri giderici yeni bilirkişi kurulundan rapor alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığı-
Mahkemece, dosyanın görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine tensip yapılarak tarafların duruşmaya çağrıldığı, davalı vekilinin ön inceleme duruşmasına sunmuş olduğu mazeret kabul edilmeyerek davanın sonuçlandırıldığı ve 186/1 maddesi uyarınca sözlü yargılama ve hüküm için ayrı bir gün tayin edilip tarafların davet edilmediği, bu hususların Anayasa ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkı ve HMK'nın 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkının ihlali niteliğinde olduğu-
Davalı adına tescil edilen taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı gerekçesiyle açılan tapu kaydının iptali, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin davada, davalının dava açılmadan öldüğünün, davalıya ilanen tebligat yapılması suretiyle yargılamanın devam ettirilerek nihai kararın verildiğinin anlaşıldığı, mahkemece, ölü davalı mirasçılarına usulüne uygun tebligat yapılarak davaya dahil edilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davalının hukuki dinlenilme hakkı bertaraf edilecek şekilde, taraf teşkili sağlanmadan yargılamanın devam ettirilerek sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-