Dava konusu taşınmazda hissedar olan A. oğlu M.S.'ye ait birden falza mirasçılık belgesinin bulunduğu anlaşılmakla, mahkemece her üç mirasçılık belgesi arasındaki çelişki giderilmeksizin en yakın tarihli sulh hukuk mahkemesine ait taraf ... tarih ... sayılı mirasçılık belgesine göre taraf teşkili sağlanmıştır. Mahkemece, üç adet mirasçılık belgesinden hatalı olan mirasçılık belgesine göre hatalı olan mirasçılık belgelerinin iptali için ilgili tarafa süre verilerek doğru mirasçılık belgesi temin edildikten sonra buna göre taraf teşkili sağlanıp işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, en yakın tarihli mirasçılık belgesi hükme esas alınmak suretiyle karar verilmesinin uygun olmayacağı-
Davacı vekiline bozma ilamı tebliğ edilerek, bozmaya karşı diyecekleri sorulmadan savunma hakkını kısıtlayacak ve adil yargılanma hakkını etkileyecek şekilde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında, bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu- Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında, paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği- Dava konusu olayda, üç adet mirasçılık belgesinden hatalı olan mirasçılık belgelerinin iptali için ilgili tarafa süre verilerek doğru mirasçılık belgesi temin edildikten sonra buna göre taraf teşkili sağlanıp işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
2828 sayılı Kanuna göre alınmış olan korunma kararının kaldırılmasına ilişkin davanın çocuk mahkemesinin görevine girdiği, çocuk mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde aile ya da asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağı- Korunma kararının kaldırılmasına yönelik davanın hakkında korunma kararı alınmış olan çocuğa, çocuk ergin değilse yasal temsilcisine (veli veya vasisine) yöneltilmesi gerektiği-
Korunma kararının kaldırılmasına yönelik istek, korunma altında bulunan çocuğun hak ve menfaatleriyle de ilgili olduğundan davanın; hakkında korunma kararı alınmış olan çocuğa, çocuk ergin değilse yasal temsilcisine (veli veya vasisine) yöneltilmesi gerektiği- Dava konusu olayda, korunma kararı, davacı kurumun başvurusu üzerine kaldırılmış olsa da çocuğun yasal temsilcisine husumet yöneltilmediği gibi, karar da yasal temsilciye tebliğ edilmediğinden taraf teşkili sağlanmadan hukuki dinlenilme hakkı tanınmadan verilen karar usul ve kanuna aykırı olduğu-
2828 sayılı Kanuna göre alınmış olan korunma kararının kaldırılmasına ilişkin davanın çocuk mahkemesinin görevine girdiği, çocuk mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde aile ya da asliye hukuk mahkemelerinin görevli olacağı- Korunma kararının kaldırılmasına yönelik davanın hakkında korunma kararı alınmış olan çocuğa, çocuk ergin değilse yasal temsilcisine (veli veya vasisine) yöneltilmesi gerektiği-
Mahkemece, adı geçen kayıt malikinin mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesinin davacı tarafa ibraz ettirilmesi, mirasçılık belgesinde tespit edilen mirasçılarının davaya dahil edilmesi, yargılamaya bu şekilde devam edilmesi gerektiği-
Yargılama sırasında dava konusu alacak iki kişiye devredişmişse de; mahkemece karar başlığında davacı olarak sadece temlik alanlardan biri gösterilmiş olup, hükmedilen tutarın da davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verildiği, bu durumda mahkemece, dosyaya sunulan temliknamelerin içeriği ve sırasının değerlendirilerek dava konusunu devralan davacılar yönünden taraf teşkilinin tamamlanması ve eğer bir alacak varsa devredilen kişiler hakkında temliknamelere uygun hüküm kurulması gerekeceği-
Somut olayda, davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ ettirilip taraf teşkili tamamlandıktan ve kendisine savunma imkânı tanındıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken yapılan tebligatın geçersizliği gözden kaçırılarak savunma ve hukuki dinlenme hakkı kısıtlanmak suretiyle davanın esas yönünden karara bağlanmasının doğru olmadığı-
Eldeki ortaklığın giderilmesi istemine ilişkin davada, mahkemece; adı geçen intifa hakkı sahibinin davada taraf olması sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, intifa hakkı sahibinin hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-