1086 sayılı HUMK zamanında açılmış, davacılar iddialarını ispat edebilmek için tanık deliline dayanmışlar, mahkemece duruşmada tanık, diğer delil ve masraflar için gider avansı yatırılmış ise de, tanıkların isim ve açık adresleri ile hangi hususlarda dinlenecekleri hususunda davacılara süre verilmediği anlaşılmakla; mahkemece davacılara tanıkların isim ve açık adreslerini bildirmesi ve hangi hususta dinleneceklerinin açıklanması için süre verilmesi, bildirilmesi halinde tanıkların dinlenilmesi ile, toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmesi gerektiği-
Mahkemece, davalının yasal süre içinde bildirdiği deliller toplanmadan yargılama yapılarak hüküm kurulduğu, davalının savunma hakkını kullanmasına imkan tanınmadan yargılamanın tamamlanması, savunma hakkının kısıtlanması mahiyetinde olup, kararın bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğu- Tefrik kararı verildikten sonra, tefrik edilen alacaklar hakkında esasa yönelik hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Davacının hüküm altına alınan alacaklar için yasal faiz uygulanmasını talep ettiği, mahkemece, talep aşılmak suretiyle en yüksek mevduat faizine hükmedilmesinin yerinde olmadığı-
Mahkemece adı geçenlerin davaya dahil edilmeleri, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın ve 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Somut olayda, bozma ilamının ve bozmadan sonra görülecek duruşmaya dair tebligatın Ankara adresine yapıldığının ve bu adreste bulunan Nakil Vasıtaları Vergi Dairesinin mahkemeye yazı yazarak kurum avukatlarının ancak görev yaptıkları il bazında görevlendirildiğinin belirtildiğinin, davayı başından itibaren takip eden Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığının bozma sonrası yargılamadan haberinin olmadığının anlaşıldığı, bu nedenle mahkemece, anılan usulsüz tebligat sonrası davanın takip edilmediği gerekçesiyle dosyanın işlemden kaldırılmasına, akabinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
 İtirazın iptali ve tahliyeye ilişkin davada, mahkemece, Harçlar Kanunu'nun 30 ve 32. maddeleri uyarınca eksik yatırıldığı tespit edilen nispi peşin harcın tamamlanmasına ilişkin davacı tarafa kesin süre verilmesi, tamamlanması gereken harç miktarının yıllık kira bedeli göz önünde bulundurulmak suretiyle belirlenmesi, açık ve anlaşılır şekilde gösterilmesi, verilen sürenin yeterli olması, ayrıca süreye uyulmamasının sonuçlarının hâkim tarafından açıkça anlatılarak bu konuda tarafların uyarılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Ayrıca davalı vekilinin ödeme ve yıllık kira bedelinin ...TL olduğu savunması üzerinde durularak oluşacak sonuca göre alacak talebiyle ilgili olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece; davalı M. Şen’in veraset ilamı temin edilip mirasçıları tespit edilerek mirasçısı E. Şen’e ve diğer mirasçılarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine göre dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmeli, savunmaları alınmalı ve varsa delilleri toplanmalı, tüm bu eksiklikler giderildikten sonra esas hakkında hüküm verilmesi gerektiği-
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında, bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu- Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında, paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği-
Geri çevirme sonrası, dosya arasına alınan tapu kayıtlarına göre, dava konusu ... ada .... parsel sayılı taşınmazın imar işlemine tabi tutularak ...... ada ...... parsel sayılı taşınmaz olduğu, davacı ...’ın ..... ada ........ parsel sayılı taşınmazdaki hisselerini ............. tarihinde davalı Belediye'ye sattığı anlaşıldığından, mahkemece yapılacak işin, dava konusu taşınmaza ait imar evraklarının ve imar sonrası oluşan tüm taşınmazların son tapu kayıtlarının tümünün eksiksiz olarak dosya arasına alınarak, dava konusu taşınmazda davacının payının ....... ada ......... parsel sayılı taşınmaz dışında başka bir imar parseline gidip gitmediğinin detaylı bir şekilde araştırılması dava konusu taşınmazda davalının malik olduğu ve davacının hak sahipliğinin kalmadığının tespiti halinde oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi olması gerekeceği-
Dava açılmadan önce davalının MERNİS adresini değiştirerek başka adrese taşımış olup dosya kapsamında MERNİS adresi kabul edilerek daha önceki adresine -Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre- dava dilekçesi tebliğinin doğru görülmediği- Hukuki dinlenilme hakkı gereği davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğinin sağlanarak iddia ve savunmalar çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği-
Her iki mirasçılık belgesinin, özellikle ... yönünden birbirini doğrulamayıp çelişkili olduğu dikkate alındığında, ...'ın eldeki davada taraf sıfatı olup olmadığının tespiti gerekeceği, mahkemece, belirtilen mirasçılık belgelerinden hatalı olanın iptali için ilgili tarafa süre verilerek doğru mirasçılık belgesinin temini ile taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, en yakın tarihli mirasçılık belgesinin esas alınması suretiyle hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-