Savunma hakkını güvence altına alan T.C.Anayasa’nın 36. maddesi ile 6100 Sayılı HMK.’nun 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilemeyeceği-
Borçlu tarafından ileri sürülen şikayet sebeplerinin gerekçesiyle birlikte tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ileri sürülen şikayet nedenleri irdelenmeden ve gerekçelendirilmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davalıya duruşma gün ve saatini bildiren tebliğ evrakı Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılmış ise de tebligat davalının evde olmaması sebebiyle komşusuna haber verilerek, mahalle muhtarlığına bırakılmış ancak hangi sebeple adreste bulunmadığı belirtilmediğinden tebliğ geçersiz olup dava davalının yokluğunda görülüp bitirildiğinden hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği-
HMK.'nun 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olduğu-Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasının 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsuru olduğundan, dava sırasında davalılardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Hukuki dinlenme hakkının gereği olarak, taraflar duruşmaya çağrılmadan hüküm verilememesi, Anayasa'nın 36.maddesiyle düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin, doğal bir sonucu olduğu, aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmelerinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının da en önemli unsuru olduğu-
Borçlu hakkında yapılan icra takibinde borca ve faize yönelik itiraz, icra dosyasına vekaletnamesini ibraz etmiş olan borçlu vekili tarafından yapılmış olduğundan, borçlu asile duruşma günü tebliğ edilmesinin usulsüz ve hükümsüz olduğu, mahkemece borçlu vekiline dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilip taraf teşkili sağlanmadan yokluğunda borçlu aleyhine hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Tapu iptali ve tescil, alacak davasında, sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren sözleşmede yer alan bedelin TEFE – TÜFE endekslerindeki artışlar ile, altın, döviz fiyat ve kurlarındaki artışlar, işçi ve memur aylıklarındaki artışlar gözetilerek denkleştirici adalet kuralları uyarınca, dava tarihine kadar uyarlaması yapılarak dava tarihinde harici satış senedindeki miktarın ulaştığı değerin (miktarın) hüküm altına alınması gerekeceği-
Vasiyetnamenin tenfizi davasında mahkemece verilen ya da verilecek kararın, vasiyet alacaklısının haklarını etkileyeceği de gözetilerek, davanın vasiyet alacaklısına ihbar edilip, onun da davaya ilişkin olarak diyeceklerinin sorulmasından sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-