Savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası'nın 36.maddesi ile 6100 Sayılı HMK.nun 27.maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmediği için hüküm verilmesinin mümkün bulunmadığı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında, davalının avukatı tarafından yapılacak duruşma için mazeret bildirildiği, mahkemece hem avukatın mazeretin kabulüne karar verilip, hem de davada nihai hüküm verilmesinin çelişkili olduğu-
Mahkemece tarafların tüm delilleri açıkça değerlendirilerek davanın hangi gerekçeyle reddedildiğinin karara yansıtılması gerekirken, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulmasının, hukuk devleti ilkesini, hukuki dinlenilme hakkını ve adil yargılama hakkını ihlal edeceği-
Şirketin ticaret sicil memurluğunca bildirilen adresinde dava dilekçesinin usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği-
İİK.’nun 10. babında gayrimenkullerin tahliyesine yönelik olarak özel hükümlerin öngörüldüğü, anılan kanunun 269 d maddesinin, aynı kanunun 62, 63, 65, 66, 68, 70, 72. madde hükümlerinin kıyas yolu ile burada da uygulanacağını bildirdiği, İİK.’nun 70. maddesinde itirazın duruşmalı olarak incelenmesi esasının benimsendiği, bu bağlamda, daha özel bir kanun olan İİK.’daki usul hükümlerinin daha genel bir kanun olan HMK.’u ile değiştirildiğinin söylenemeyeceği-
Kendisine haber bırakılan yöneticinin imzası veya imzadan imtina ettiğine dair beyanının alınmaması halinde tebligat usule uygun olmadığından, dava dilekçesinin Teb. K. mad. 21/1'e aykırı olarak usulsüz tebliğ edildiği- Duruşma günü de davalıya Hastane'de tebliğ edilmiş ise de; '' Tebliğ yapılacak şahıs otel, hastane, tedavi veya istirahat evi, fabrika, mektep, talebe yurdu gibi içine serbestçe girilemeyen veya arananın kolayca bulunması mümkün olmayan bir yerde bulunuyorsa, tebliğin yapılmasını o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri temin eder. Bunlar tarafından muhatabın derhal buldurulması veya tebliğin temini mümkün olmazsa, tebliğ kendilerine yapılır '' şeklindeki Tebligat Kanunu'nun 18. maddesi yerine, bu adreste Teb. K.. mad.  21/1' e göre mahalle muhtarlığına teslim edilerek yapılan tebligatın da geçersiz olduğu- Dava dilekçesi ve duruşma günü bildirir usulüne uygun tebligat yapıldıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Dava dilekçesi ve duruşma gününün davalı şirkete usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği-
İşe iade davalarına özgü olarak, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin söz konusu olduğu davalarda, davalı taraf yönünden bir çeşit şekli (usûlî) bakımdan mecburi dava arkadaşlığının mevcut olduğunun kabul edilmesi gerektiği- İşe iade davasının yalnızca asıl işveren veya alt işveren aleyhine açılması durumunda, mahkemece, davanın hemen reddedilmemesi, davalı olarak gösterilmeyen asıl işveren veya alt işverene davanın teşmili için davacı tarafa süre verilmesi, verilen süre içinde, diğer dava arkadaşına teşmil edilirse davaya devam edilmesi, aksi halde davanın sıfat yokluğundan reddedilmesi gerektiği- Taraf teşkili sağlandıktan, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayanması sebebi ile feshin geçersizliğine yönelik kararın gerçek işveren hakkında kurulması; geçersiz veya muvazaaya dayalı ilişkinin diğer tarafı hakkında davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi, HMK. mad. 327/2 uyarınca davanın sıfat yokluğu sebebi ile hakkındaki davanın reddine karar verilen taraf lehine vekâlet ücretine takdir edilmemesi gerektiği-
Dava dilekçesinin mahkeme tarafından davalıya tebliğ edileceği (HMK. mad. 122/1)-  Ön incelemenin dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağı (HMK. mad. 137)- Dava şartı olan İİK. mad. 94. uyarınca davacının yetki belgesi alması hususunun her zaman tamamlanabileceği-