Mahkemece tarafların tüm delilleri açıkça değerlendirilerek davanın hangi gerekçeyle reddedildiğinin karara yansıtılması gerekirken, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulmasının, hukuk devleti ilkesini, hukuki dinlenilme hakkını ve adil yargılama hakkını ihlal edeceği-
Şirketin ticaret sicil memurluğunca bildirilen adresinde dava dilekçesinin usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği-
İİK.’nun 10. babında gayrimenkullerin tahliyesine yönelik olarak özel hükümlerin öngörüldüğü, anılan kanunun 269 d maddesinin, aynı kanunun 62, 63, 65, 66, 68, 70, 72. madde hükümlerinin kıyas yolu ile burada da uygulanacağını bildirdiği, İİK.’nun 70. maddesinde itirazın duruşmalı olarak incelenmesi esasının benimsendiği, bu bağlamda, daha özel bir kanun olan İİK.’daki usul hükümlerinin daha genel bir kanun olan HMK.’u ile değiştirildiğinin söylenemeyeceği-
Kendisine haber bırakılan yöneticinin imzası veya imzadan imtina ettiğine dair beyanının alınmaması halinde tebligat usule uygun olmadığından, dava dilekçesinin Teb. K. mad. 21/1'e aykırı olarak usulsüz tebliğ edildiği- Duruşma günü de davalıya Hastane'de tebliğ edilmiş ise de; '' Tebliğ yapılacak şahıs otel, hastane, tedavi veya istirahat evi, fabrika, mektep, talebe yurdu gibi içine serbestçe girilemeyen veya arananın kolayca bulunması mümkün olmayan bir yerde bulunuyorsa, tebliğin yapılmasını o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri temin eder. Bunlar tarafından muhatabın derhal buldurulması veya tebliğin temini mümkün olmazsa, tebliğ kendilerine yapılır '' şeklindeki Tebligat Kanunu'nun 18. maddesi yerine, bu adreste Teb. K.. mad.  21/1' e göre mahalle muhtarlığına teslim edilerek yapılan tebligatın da geçersiz olduğu- Dava dilekçesi ve duruşma günü bildirir usulüne uygun tebligat yapıldıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Dava dilekçesi ve duruşma gününün davalı şirkete usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği-
İşe iade davalarına özgü olarak, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin söz konusu olduğu davalarda, davalı taraf yönünden bir çeşit şekli (usûlî) bakımdan mecburi dava arkadaşlığının mevcut olduğunun kabul edilmesi gerektiği- İşe iade davasının yalnızca asıl işveren veya alt işveren aleyhine açılması durumunda, mahkemece, davanın hemen reddedilmemesi, davalı olarak gösterilmeyen asıl işveren veya alt işverene davanın teşmili için davacı tarafa süre verilmesi, verilen süre içinde, diğer dava arkadaşına teşmil edilirse davaya devam edilmesi, aksi halde davanın sıfat yokluğundan reddedilmesi gerektiği- Taraf teşkili sağlandıktan, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçersiz veya muvazaaya dayanması sebebi ile feshin geçersizliğine yönelik kararın gerçek işveren hakkında kurulması; geçersiz veya muvazaaya dayalı ilişkinin diğer tarafı hakkında davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi, HMK. mad. 327/2 uyarınca davanın sıfat yokluğu sebebi ile hakkındaki davanın reddine karar verilen taraf lehine vekâlet ücretine takdir edilmemesi gerektiği-
Dava dilekçesinin mahkeme tarafından davalıya tebliğ edileceği (HMK. mad. 122/1)-  Ön incelemenin dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağı (HMK. mad. 137)- Dava şartı olan İİK. mad. 94. uyarınca davacının yetki belgesi alması hususunun her zaman tamamlanabileceği-
Tebligatın yetkili temsilci yerine kanunda belirtilen sıralı kişilere yapılması halinde, bunun nedenlerinin tebligat mazbatasına açıkça yazılması gerektiği-
Dava konusu taşınmaz üzerindeki bağımsız bölümün borçlunun borcundan dolayı dava açılmadan önce satılmış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı- Dava konusu taşınmaz üzerindeki bağımsız bölüm yönünden ivazlar arasında fahiş fark bulunmaması ve kötü niyetin kanıtlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı- Tebligatın yapıldığı adres ile adresin temin edildiği tapu sicil müdürlüğündeki adresin farklı yerler olduğunun zabıta araştırmasından da anlaşıldığı, davalının duruşmalara katılmadığı, yargılama yokluğunda devam ettirilip sonuçlandırıldığı, böylece 6100 sayılı HMK.nın 27. maddesine aykırı biçimde davalının savunma hakkı kısıtlandığından, davalıya duruşma gününün usulüne uygun biçimde tebliği, savunmasına ilişkin delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki tüketici sorunları hakem heyeti kararına itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenildiği- Tarafların hukuki dinlenilme hakkı bağlamında ilk derece mahkemesince duruşma yapılması kural olup, mahkemece tarafların iddia ve savunmalarının toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya üzerinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu ve bozmayı gerektirdiği bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-