HMK 137/2. maddesine göre ön inceleme duruşması yapılmasının zorunlu olduğu- Tarafların delillerinin toplanması ve bu delillerin yargılamanın tahkikat aşamasında değerlendirilmesi ve çıkacak sonuca göre karar verilmesinin HMK 27. maddesi kapsamında hukuki dinlenilme hakkı ile de doğrudan bağlantılı olduğu- HMK 140. madde çerçevesinde ön inceleme duruşması yapıldıktan sonra tahkikat aşamasına geçilmesi ve tarafların tüm delilleri değerlendirilerek, gerekirse davalı işyeri defterlerinde de inceleme yapılmak suretiyle davalının davacıdan alacağı bulunup bulunmadığı araştırılıp çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Yerel mahkeme kararında davanın reddine ilişkin gerekçeler kararın yerinde gösterilmediği, bu halin Anayasa'nın 141, HUMK'nun 388 ve HMK'nun 297/c ve 27/c maddelerine aykırılık teşkil ettiği-
Bakım tedbirinin kaldırılmasına ilişkin olan davada bu kararın temyizi kabil olmadığına dair yasal bir düzenleme bulunmadığı - Mahkemece küçüğün velayet hakkına sahip olan anne ve babasına hukuki dinlenilme hakkı çerçevesinde delillerinin sorulması ve gösterdiği takdirde usulünce toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği –
HMK'nun 116/1-a maddesine göre kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının ilk itirazlardan olduğu, ilk itirazların ise bir ön sorun gibi incelenerek karara bağlanacağının müteakip (HMK. md. 117/3) maddesinde düzenlendiği, mahkemenin bu süreçte nasıl bir yöntem takip edeceğinin ise HMK'nun 163-164 maddelerinde açıklandığı görüldüğünden, icra takibinde, borçlunun icra dairesinin yetkisi ile birlikte borcun esasına da itiraz etmesi halinde, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz HMK'nın 164. maddesi hükmü uyarınca ön sorun olarak incelenmeli ve bu bağlamda davacı yanın bu konuda açıklama ve ispat hakkı bulunduğu gözetilmesi gerekeceği,bu durumun HMK'nın 27.maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olduğu-
Davacı tanıklarının dinlenilmesi, öncelikli istek olan tapu iptali ve tescil davasının tanık beyanları doğrultusunda değerlendirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerektiği-
Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden yokluğunda yargılama yapılması HMK'nın 27. maddesi hükmüne aykırı olduğundan mahkemece davalıya usulüne uygun biçimde dava dilekçesi tebliğ edilerek ve göstereceği delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Vekil vasıtası ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı nazara alınarak davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ve ekinde vekaletname dosyaya sunulmuş olmasına rağmen, bu tarihten sonraki yargılama faaliyetine ilişkin tüm işlemlerin vekil yerine asile tebliğ edilerek yargılamaya devamla hüküm kurulmasının hukuki dinlenilme hakkının ihlali sonucunu doğuracağı-
Dava, iştirak nafakası istemine ilişkin olduğu, dava şartları ve ilk itirazlarda eksiklik yoksa diğer ön inceleme işlemleri için duruşma açılması gerektiği, dava şartları ve ilk itirazlar dışında ön inceleme işlemlerinin duruşmalı olarak incelenmesi, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra gerekli görülmesi halinde tarafların tahkikat için duruşmaya davet edilerek davanın esasına yönelik karar verilmesi gerekeceği, hal böyle olunca mahkemece; dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlandıktan sonra, öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenerek olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi; dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra gerekli görülmesi halinde tahkikat duruşmasına geçilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Hukuka aykırı olarak tarafça hazır edilmesi istenen davalı tanıklarının dinlenmeden, olaya ilişkin bilgi ve görgülerine başvurulmadan sonuca gidilmesinin; davalının tanık delilinin toplanmayarak savunma hakkının kısıtlanmış olmasının doğru olmadığı- Tapu iptal ve tescil davasında, bilirkişi raporunda; çekişmeye konu taşınmazın imar uygulaması ile başka parsellere gittiği bildirildiği ve bu durum eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen kayıtlardan sabit olduğu halde, dava konusu taşınmazların imar görüp görmediği araştırılıp denetlenmeden, imar görmüş ise, miras bırakandan gelen payları imar parsellerine yansıtılmadan eski parsel numarası üzerinden hüküm kurulmak suretiyle sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açacağı, HMK. mad. 27. uyarınca davada bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu, paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği-