Dava konusu inşaatta gece yapılan çalışmalar nedeniyle davacıların kişilik haklarının saldırıya uğradığı konusunda takdir edilecek manevi tazminatın fazla olduğunun kabulü gerekeceği-
Davalı şikayet hakkını, şikayeti haklı gösteren emarelere dayalı olarak kullandığından davalının manevi tazminat ile sorumlu tutulmuş olmasının doğru olmayacağı-
Davacının dolandırıcılık suçlaması ile kolluk güçleri tarafından gözaltına alınması şeklinde yaşanan süreçte, davalının hafif kusuru olduğu kabul edilerek manevi zarardan kısmen de olsa sorumlu tutulması gerekeceği-
Açıklamaların kişiye ve davacının başkanlığını yaptığı partiye değil, iktidar partisi olması nedeniyle proje, program ve icraatlara yönelik olduğu, kullanılan kelime ve cümlelerin sert olmakla birlikte meclis çatısı altında siyasal gündemle ilgili olup özle biçim arasında bütünlük oluşturduğu, üstlenilen görev ve sorumluluk altında davacı olan siyasal kimliğin sert üslupla dile getirilen ve kitlelere ulaştırılan eleştirilere katlanması gerektiği, bu nedenlerle davalı tarafından yapılan açıklamaların konusu, eleştirinin hedefi, topluma ulaştırılmasındaki amacı, yeri ve zamanı ile kullanım tarzı bir bütün olarak incelenip değerlendirildiğinde siyasal eleştiri sınırlarında kaldığı ve hukuka aykırılık içermediği-
Gerçeğe aykırı olarak haber yapılmış olmasının davacının kişilik haklarını zedelemiş olacağı-
Davalı vakfın dağıldığının tespitine karar verilirken, mal varlığının tespiti ile devri konusunda bir karar verilmesi gerekeceği- Dava konusu vakıf senedinde , vakfa özgülenmiş olan taşınmazın mülkiyeti vakfın tüzel kişiliğini kazanmasıyla vakfa geçmiş bulunmakta olduğundan, vakfa ait taşınmaz başkasına satılmış olsa da, vakfın bu taşınmaz nedeniyle en azından tazminat hakkının bulunması gerekeceği-
Davalılarca davacıya çekilen dava konu faksta kullanılan ifadelerin, davacının şahsını, kişilik haklarını hedef almadığı, bilgilendirme amaçlı olduğundan manevi tazminat isteğinin reddi gerekeceği-
Haberde kullanılan başlık çarpıcı olabilir ise de, başlık verilirken de, başlık ile haberin içeriği arasında düşünsel irtibat bulunması zorunlu olup; ‘ETÖ aşıklarına suç duyurusu’ başlığında kullanılan ifadelerle bu sınır aşılmış ve davacıları Ergenekon adlı örgütün “aşıkları” gibi göstermek suretiyle davacıların kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu-
Tamamıyla ehliyetsiz bir kimsenin bütün hukuki muamelelerinin faydalı olsun veya olmasın batıl olacağı; butlanın, ilgili olan herkes tarafından bir süre sınırlaması olmaksızın ileri sürülebileceği-
Basının, somut gerçeği değil, o anda belirlenen, var olan ve orta düzeydeki kişilerce de yayının yapıldığı biçimi ile kabul edilen olguları yayınlaması gerekeceği, o anda ve görünürde var olup da sonradan, gerçek olmadığı anlaşılan olayların ve olguların yayınından basının sorumlu tutulmaması gerekeceği, eleştiri sınırlarını aşmayan yazıların, kişilik haklarına saldırı oluşturmayacağı-